İnsanlık tarihi boyunca, sorunları çözmek için iki yol vardı:

Müzakere (Uzlaşma) ya da mücadele (Savaş, kavga, hırlaşma, itiş-kakış…).

Peki, neden bazı toplumlar daha çok, müzakereyi tercih ederken…

Bazıları daha çok, mücadeleye başvuruyor?..

Neden bazı toplumlar:

İletişime, yardımlaşmaya, uzlaşmaya, adil paylaşıma ehemmiyet verirken…

Bazı toplumlar:

İtiş kakışa, bencilliğe, uzlaşmazlığa ve “hepsi benim olsun” zihniyetine yöneliyor?..

Yaşayarak öğrendim

Şu yaşıma gelinceye kadar bazı şeyleri kitaplardan, bazı şeyleri bilenlerden dinleyerek, pek çok şeyi de bizzat yaşayarak öğrendim…

Eğitim düzeyi yükseldikçe, insanların fikri ayrılıklara tahammül gücünün yükseldiğini…

Farklı bakış açılarını daha iyi anladıklarını…

Empati kurma yeteneklerinin geliştiğini ve…

Karşısındakinin de haklı yanlarını kabul ettiklerini:

Bizzat yaşayarak öğrendim…

***

Eğitimin, sadece bilgi değil, aynı zamanda duygusal zekâ kazandırdığını fark ettim…

Müzakere edebilmek için:

Sabır, analiz yeteneği, iletişim becerisi gerektiğini gördüm…

Bunların da çoğunlukla eğitim yoluyla gelişeceğini anladım...

Ve inandım ki: eğitimsiz toplumlarda öfke, sabırsızlık ve kaba kuvvet öne çıkıyor...

Kültürün etkisi

Kültür, toplumsal davranışların şifrelerini beliriyor…

Eğer bir kültür: kahramanlık, güç gösterisi ve yenilmezlik üzerine kurulmuşsa…

Sorun çözme biçimi de genellikle mücadele (Daha doğrusu güç kullanımı, kaba kuvvet, savaş, karşı tarafı yok etmek) yoluyla oluyor, ama…

Bir kültür “imece”, “dayanışma” ve “ortak akıl” üzerine kurulmuşsa…

Müzakere daha çok tercih ediliyor…

Mesela, Akdeniz’in sıcak kanlı kültürlerinde mücadele (Savaş, kavga, hırlaşma, itiş- kakış) eğilimi daha yüksek… Kuzey Avrupa’da ise diyalog daha ön planda...

***

Elbette, inançlar da bu tercihi etkiliyor...

Kimi inanç sistemleri barışı, affetmeyi ve diyalogu yüceltiyor…

Kimilerinde ise: “Haklıysan savaş… Düşmana boyun eğme” anlayışı öne çıkıyor…

Dini veya ideolojik dogmalar, esneklik tanımayınca müzakere zorlaşıyor ama…

İnsanı merkeze alan, vicdanı öne çıkaran inançlar, diyaloğu kolaylaştırıyor...

Kalıcı barış için hangisi?

Sözümün özü canlarım:

İnsanların mücadeleyi mi, müzakereyi mi tercih ettiği; sadece kişisel öfkesiyle değil…

Aldığı eğitimle, yetiştiği kültürle, bağlandığı inançlarla da ilişkili...

Unutmayın ki:

Mücadele (Savaş, kavga, hırlaşma, itiş-kakış), hamasi duyguları tatmin edebilir hatta zafer bile getirebilir ama… Uzun vadede yıkım bırakır…

Müzakere ise belki zaman alır, sabır gerektirir ancak… Sonunda kalıcı barışı sağlar…

Ne dersiniz, sizce biz Türk Müslümanları toplum olarak daha çok hangi taraftayız?..

Mücadele eden tarafta mı, müzakere eden tarafta mı?..