18 Nisan 2025 tarihli NEFES Gazetesi’nde “Tarihin sonu gelmedi ama otoriterlik insanlığın sonunu getirebilir” başlığıyla yayımlanan yazım şu cümleyle bitmişti:
“Yerim bitti fakat bu konu ilginizi çektiyse devam ederim…”.
Ve canlarım, az önce hatırlattığım yazımın bir bölümünde ise şöyle diyordum:
***
Çin’in yükselişi, otoriter bir siyasi sistem ile güçlü ekonomik büyümenin bir arada var olabileceğini gösterdi... Bilhassa eğitimsiz, insani gelişmişliğini tamamlayamamış halklardan oluşan ülkelerin “hak, hukuk, adalet” gibi değerleri değil karınlarını doyurmayı öncelemeleri:
Çin’in, “tek parti yönetimi + piyasa kapitalizmi” modelini özendirdi…
En azından o modele yönelen otoriter liderleri cesaretlendirdi…
Bilhassa Çin örneği, Fukuyama’nın “alternatif kalmadı” iddiasını zayıflatan bir örnek oldu…
***
Peki, Çin bu kadar hızlı ve bu kadar çabuk nasıl büyüdü?..
Kısaca ve özetleyerek anlatmaya çalışayım…
SEN TERSİNİ YAPTIN
Çin’in hızlı ekonomik büyümesi (özellikle 1980 sonrası), çok katmanlı bir stratejiyle sağlandı…
Bu katmanlardan biri de para ve faiz politikasıydı…
Çin, kredi ve para arzının genişlemesinden korkmadı…
Çin Merkez Bankası, yıllarca bol ve ucuz kredi vererek yatırımları destekledi…
Faiz oranlarını yapay olarak düşük tuttu…
Yani; yatırım yapan işletmeler ucuz krediye kolay erişti…
Altyapı, sanayi ve inşaat hızla büyüdü.
***
Döviz kurunu baskılamadı ama kontrolü de elden bırakmadı…
Yuan’ı uzun yıllar, değerinin altında tuttu...
Bu, Çin mallarını dış pazarda ucuz hale getirdi...
Ve böylece ihracat patlaması yaşandı…
Dış ticaret fazlası verildi…
Yüksek vergi gelirleriyle döviz satın alımı yaparak hem döviz rezervini hem de iç piyasadaki para (Yuan) miktarını arttırdı…
Haliyle, piyasadaki para miktarı, paraya olan talepten fazla olunca, faiz oranları arz-talep yasası gereği düştü…
Yani Devlet, altyapı ve sanayi yatırımlarını teşvik ederek hem üretimi hem istihdamı arttırdı…
***
Peki sen ne yaptın?..
Dövize yüksek faiz verebilmek için TL faizlerini yükselttin…
Dövizi baskılamak için birikmiş rezervleri sattın…
Piyasada zaten olmayan paradan 2 trilyon lira çektin…
Yani, Çin, ekonomisini büyütmek için ne yaptıysa sen, tam tersini yaptın…
GEÇMİŞ OLSUN
Dün tam öğle saatlerinde, Marmara Denizi Silivri açıklarında 6,92 derinlikte ve 6.2 büyüklüğünde, 15 saniye süren bir deprem oldu.
Öncelikle İstanbul ve depremin merkezine yakın illerde oturan yurttaşlarımıza geçmiş olsun… “Büyük sayılabilecek” deprem olmasına rağmen bu satırları yazdığım ana kadar can kaybı ve yıkıntı olduğu bilgisinin gelmemesi, tesellimiz olsun...