CHP Genel Merkezi, bugünlerde adeta bir hukuk fakültesi kampüsüne döndü...

Kimi, ceket cebinden Anayasa kitapçığını çıkarıp okuyor…

“Butlan” sözcüğünün “Fransızca mı, Arapça mı?” olduğuna, tam olarak ne manaya geldiğine kafa yoruyor, kimi...

Ciddiyetin kitabını yazmış Kemal Kılıçdaroğlu, “Mutlak Butlan” diye koymuş eserinin ismini…

***

Efendim, CHP’nin eski Genel Başkanı mealen demiş ki:

“Mahkeme mutlak butlan kararı verirse, bu iş burada bitmez… Bu koltukta oturmak artık benim için bir yükümlülüktür!..”.

***

Sorumluluk sahibi CHP’liler şaşkın:

“Efendim Özgür Bey seçimle gelmedi mi?..” diye soruyorlar…

Kemal Bey kendinden ve yeniden genel başkan olacağından emin, yine mealen:

“Seçim mi? Seçim dediğiniz nedir?” diye sorup dudak ucuyla gülümsüyor, “ben zaten seçim sonuçlarını tanımazlık butlanının verdiği umutlanma çerçevesinde değerlendiriyorum durumu...”.

Madem var butlan biraz da sen umutlan

Saraydan gelen haberler gibi, Kılıçdaroğlu’nun danışmanları da dört ayrı hukuk bürosuyla gece gündüz çalışıyor...

Mahkemeden gelecek “mutlak butlan” kararına göre, eski rozetini silkeleyip yeniden yakasına takacak… Hatta kulislerde, karar çıkar çıkmaz kapının önüne, üzerinde:

“Sayın, muhterem, inatçı ve ısrarcı genel eski başkanımız Kılıçdaroğlu mahkeme kararıyla CHP Genel Başkanlığı görevine yeniden başladı…” yazan büyük bir pankart asılacağı konuşuluyormuş…

Çaydan önce resmî gazete

Bazı CHP’liler “Bu bir mizansen mi?” diye sorarken, Kılıçdaroğlu gayet ciddi:

“Mizan (Ölçü) sen değil kardeşim, mizan (ölçü) ben!..”.

Soruyor yönetimin adamı: “Peki sayın Kılıçdaroğlu, halkın iradesi, parti meclisi, kurultay?..”.

“Kardeşim delirtmeyin insanı, o irade sayın yargıcın kararıyla hukuken yok hükmünde kalmadı mı?..”.

Gazeteci tam karşı soru sormak için açmıştı ki ağzını, Kemal Bey, gazetecinin ağzına tıkadı lâfını:

“Zaten ben de ‘yok hükmünde sayılmayı’ alışkanlık haline getirmedim mi?.. Bunu sizler söylemiyor musunuz?..”.

***

Özgür Özel cephesinde de gerginlik var...

Her sabah kapısını açarken arkasından, “mutlak butlan geldi mi?” diye bakan danışmanlar tedirgin... Parti binasında artık sabahları çaydan önce Resmî Gazete okunuyor...

Mazbatayı icra memuru mu verecek?

Sözümün hülâsası canlarım:

Türkiye siyasetinde seçimle gelen seçimle gider ama, butlanla dönenin önü kesilmeyecek...

Kemal Bey her zaman olduğu gibi CHP’nin ana muhalefet partisi olarak kalma geleneğinin bozulmasına izin vermeyecek…

CHP’de artık sandık değil, mahkeme kararıyla dirilenler çağı başlatılacak...

Ve belki de tarihte ilk kez bir genel başkan, mazbatasını hâkimin değil:

İcra memurunun elinden alacak!..

İyi ki demokratik bir hukuk devletiyiz…