Meslektaşım Mustafa Balbay sosyal medya hesabında paylaştı. Gerçekten de günümüzün tam ortasına oturmuş bir tablo…
Büyük usta Barış Manço’nun 1983’te yazıp söylediği Halil İbrahim Sofrası üzerinden tam 42 yıl geçti. Ama sofranın etrafında dönen kavga hâlâ aynı. O gün “ibret tablosu” dedikleri, bugün hâlâ capcanlı duruyor.
Çünkü değişen hiçbir şey yok.
Bir yanda alın teriyle, helal lokmasıyla hayatını idame ettirenler…
Öte yanda lüks sofralarda, saltanatın gölgesinde yaşayanlar. İşte Balbay’ın paylaştığı o görselin anlattığı şey de tam bu:
“Biz çalışıyoruz, onlar yaşıyor! Vergimiz alın terinden geliyor, lükse gidiyor. Adalet mi bu?”
Barış Manço’nun dizeleri işte bu yüzden hâlâ canlı. İşte o sözler:
Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim sofrasına
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur, bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok
Buyurun dostlar, buyurun Halil İbrahim sofrasına
Ağlı açık, gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğiyle, yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip, haram nedir bilmeyenler
Buyurun siz de buyurun
Buyurun dostlar, buyurun
***
Aradan geçen yıllara rağmen değişmeyen manzarayı özetlemek gerekirse: Alın teriyle gelen, şatafata gidiyor.

HALKIN SÖZÜ: Biz veriyoruz onlar yiyor
41 kere maşallah!
Hani 2021’in sonunda “gözlerimin içi parlıyor” diyerek Kur Korumalı Mevduat’ı (KKM) pat diye ortaya attılar ya… O gün dolar 13 liraydı. Bugün 3 yıl 8 ay geçti, dolar oldu 41 lira. Yani tam üç katına çıktı. Hani nerede istikrar? Hani vatandaşı koruyordunuz? 41 kere maşallah!
O gün büyük şatafatlarla, süslü cümlelerle anlatıldı bu iş. “Doları tutacağız, vatandaşı koruyacağız” dediler. Peki ne oldu? Varlıklı bir avuç insan parasının üstüne para kattı. Vatandaşın cebinden çıkan milyarlar onların kasasına aktı. KKM dedikleri şey aslında “Zengini daha da zengin etme fonu” çıktı.
Ülkenin kasasından 60 milyar dolardan fazla gitti. O parayla fabrika kurulur, okul yapılır, çiftçi desteklenirdi. Ama olmadı. Çünkü sistem öyle kuruldu ki gariban ödedi, parası olan keyfini sürdü.
Peki ya dönemin Maliye Bakanı Nureddin Nebati? O şimdi nerede? Gayet rahat… Meclis’te milletvekili. Maaşı tıkır tıkır yatıyor. Hesap soran var mı? Yok. Bu işin bedelini kim ödedi? Yine vatandaş.
Yani KKM bitti. Bizim cüzdanda bitti. Zenginler şenlik yaptı. Fakirler vergiyle ezildi. Bu devirde böyle kapandı.
HALKIN SÖZÜ: Bunun hesabını kim verecek?
Sürüden 2 koyun eksildi. Kim çaldı?
2020 – 2025 Karşılaştırması
* 2020: 1 koyun = 800 TL.
Asgari ücret 2.324 TL. Yani asgari ücretle yaklaşık 3 koyun alınabiliyordu.
* 2025: 1 koyun fiyatı = 22 bin TL.
Asgari ücret 22.104 TL. Yani asgari ücretle sadece 1 koyun alınabiliyor.
Diğer bir deyişle 2020 yılında 1 koyunu 800 tl ye alırken, şimdi o koyunun sadece bir budunu 800 tl te alıyorsun.
Burada aslında “sürüden 2 koyun kaybolmuş” gibi görünse de, kayıp olan koyunlar değil paranın alım gücü.
Peki “iki koyunu kim çaldı?”
* Enflasyon: Paranın değerini eritti,
fiyatları şişirdi.
* Kur dalgalanmaları: Yem, ilaç, mazot gibi maliyetler arttı, koyun fiyatları yükseldi.
* Üretim maliyetleri: Küçükbaş yetiştiriciliği de artık çok daha pahalı.
Yani hırsız çoban değil, ekonomik koşullar. İki koyunu çalan aslında enflasyon ve
hayat pahalılığı.

HALKIN SÖZÜ: Sizce kurbanlık koyun kim?
Susma dünya! Gazze açlıktan çığlık atıyor
Ey vicdan sahibi insanlık…
Birleşmiş Milletler’in raporları artık inkâr edilemeyecek gerçeği haykırıyor: Gazze’de kıtlık resmen ilan edildi. 514 bin insan açlıkla mücadele ediyor, çocuklar göz göre göre ölüme terk ediliyor. Ağustos sıcağında enkazların arasında açlıkla kıvranan çocukların feryatları göğe yükseliyor. Dünya ise sadece kınıyor, sadece seyrediyor…
Ve dünya…
Koca koca devletler, süslü salonlarda “endişeliyiz” açıklamaları yapıyor.
BM Genel Sekreteri “tehlikeli bir tırmanış” diyor. Avrupa ülkeleri “kınıyoruz” diyor. Ama Gazze’de bir anne çocuğuna bir damla süt veremediği için ağlıyor. Bir baba, açlıktan inleyen yavrusuna bakıp çaresizlikten yere kapanıyor.
Artık susmak da suçtur.
Bugün Gazze’de yaşananlar sadece Filistinlilerin meselesi değil, insanlığın utancıdır. Açlığa göz yummak, zulme sessiz kalmak, zalimin suçuna ortak olmaktır.
Ey vicdan sahibi ülkeler!
Ey adalet, özgürlük, insan hakları nutukları atan Batı!
Ey “medeniyet” ile övünen dünya!
Eğer hâlâ biraz insanlığınız kaldıysa, bu çığlıklara kulak verin. Açlığa mahkûm edilen çocukların gözyaşlarını görün.
Çünkü Gazze yanıyor, Gazze açlıktan ölüyor.
Ve eğer bugün ses çıkarmazsanız, yarın tarih sizden hesap soracak.

HALKIN SÖZÜ: SUSMA! Mazlumların sesi ol.