Masa gitti sandalye geldi - Resim : 1

TBMM açılış resepsiyonunda çekilen o fotoğraf, siyasetin kısa özeti gibiydi: Erdoğan ortada, bir yanında DEM eş başkanları, diğer yanında ise eski “Altılı Masa” ortakları Davutoğlu ve Babacan. Hani filmlerde olur ya, tek kareyle bütün hikâyeyi anlatır – işte tam öyleydi.

Davutoğlu ile Babacan’ın hali özellikle dikkat çekti. Dün masa başında muhalefet hesapları yapanlar, bugün resepsiyonda Erdoğan’ın yanında sandalye kapmaya çalışıyor. Sosyal medyadaki espri cuk oturdu: “Masa out, sandalye in.”

Tabii burada asıl mahareti yine Erdoğan gösterdi. Herkesi aynı kareye sığdırdı, siyasetin merkezini bir kez daha kendi etrafında döndürdü. Muhalefet mi? Onlar hâlâ “masada mı, sandalyede mi” tartışmasıyla meşgul.

Kısacası, Meclis açılış resepsiyonu sadece bir kutlama değil; yeni siyaset döneminin ipuçlarını da verdi. Ve o ipuçları, kim nerede oturursa otursun, fotoğrafın sahibinin belli olduğunu bir kez daha hatırlattı.

HALKIN SÖZÜ: Meclis’teki bu görüntü “Siyaset işte öyle bir şey” dedirtti

Silahlı başkan

Masa gitti sandalye geldi - Resim : 2

Hani derler ya “örnek olacaksın”… Yahu kardeşim, sen belediye başkanısın. Üstelik sıradan bir belediye başkanı da değil; Şanlıurfa Akçakale’nin Belediye Başkanı Abdülhakim Ayhan’sın. Yarın “gençler niye silah sıkıyor?” diye nutuk atacak olan kişi sensin. Ama ne yapıyorsun? Düğünde otomatik tabancayı çekip peş peşe ateş açıyorsun. Hem de milletin gözü önünde.

***

Bu ülkede düğünlerin kanlı bittiği haberleri manşetlerden düşmüyor. Havaya sıkılan mermiler nice canlar aldı. Çocuklar, kadınlar, masum insanlar düğün dönüşü tabutta eve girdi. Onca acı yaşanmışken, bir belediye başkanının hâlâ “silah çekip gövde gösterisi” yapması neyin kafasıdır?

Devletin, kanunun, adaletin temsilcisi konumunda olması gereken adam silahı havaya kaldırıp tetiğe abanıyorsa, vatandaş kime güvenecek? Senin elin tetikteyse, halkın eli yüreğinde yaşar.

Soruyorum: Eğer sıradan bir vatandaş aynı görüntüyle ortaya çıksa, bugün nezarethaneden çıkabilir miydi? Yoksa sabaha kadar karakolda ifade mi verirdi? “Adalet” denen şey, sadece fakire mi işliyor?

***

Bu düğün silahı meselesi yıllardır çözülmüyor. Çünkü “en baştakiler” örnek olmuyor. Çünkü yasaklar kağıt üzerinde kalıyor. Çünkü birileri kendini hukukun üstünde görüyor.

Sayın Ayhan, sen düğünde mermi yağdırırsan, yarın gencin eline silah geçtiğinde “yapma evladım” deme hakkını kaybedersin.

HALKIN SÖZÜ: Böyle başkan olur mu?

Başkandan satılık arsa

Masa gitti sandalye geldi - Resim : 3

Bakın kardeşim, memleketin haline… Menemen Belediye Başkanı AKP’li Aydın Pehlivan, koltuğa oturduğundan beri elinde ne varsa satıyor. Önce okulları sattı, tarım arazilerini sattı, mezarlıkları sattı; şimdi sıra sit alanlarına geldi.

***

11 mahallede 36 taşınmazı ihaleye çıkarmış, toplam değer 578 milyon lira. Yahu belediye başkanı mısın, emlakçı mısın? Belediyecilik hizmet demektir, halk için proje üretmek demektir. Ama bakıyoruz, Pehlivan’ın hizmet anlayışı “sat kurtul”.

Şimdi soruyorum:

- Okul arazisini satarsan, yarının öğrencisi nerede okuyacak?

- Tarım arazisini satarsan, çiftçi nerede ekecek, biçecek?

- Mezarlığı satarsan, ölülerimizi nereye gömeceğiz?

- Sit alanını satarsan, tarihimizden, doğamızdan, mirasımızdan ne kalacak?

***

Paranın gözü kör olsun; 578 milyon lira gelsin diye Menemen’in geleceğini ipotek etmek akıl mı, vicdan mı? Bugün kasaya para girer, yarın geriye boş toprak kalır.

Aydın Pehlivan bugün Menemen’in taşını toprağını ihaleye çıkarıyor. Yarın hesap günü geldiğinde, halkın vicdanında satamayacağı tek şey olacak: güven.

HALKIN SÖZÜ: Emlakçı başkan!

Altın yine zirvede

Masa gitti sandalye geldi - Resim : 4

2018’de bir vatandaş, 200 bin lirasını altına yatırdı.

O gün için büyük bir paraydı belki ama “yarın ne olur ne olmaz” diye kenara koydu. Aradan 7 yıl geçti, 2025’e geldik. Bugün o altın tam 5 milyon liranın üstünde ediyor.

Vatandaş seviniyor, “İyi ki borsaya girmemişim, altına yatırmışım” diyor. Haklı da… Çünkü altın yine altınlığını yaptı.

***

Ama işin bir de başka yüzü var.

O gün 200 bin lirası olanlar, bugün milyon sahibi oldu. Peki ya olmayanlar?

Emekli, pazarda tezgahtarlık yapıyor. Çocuk okutmaya çalışan baba, maaşının yarısını kiraya veriyor. Asgari ücretli, ay sonunu getirmek için borçtan borca koşuyor.

Bir tarafta parasını altına yatırıp servetini katlayanlar…

Diğer tarafta ekmeğin, peynirin, domatesin hesabını yapan milyonlar.

***

Gerçek şu: Bu ülkede parası olan yine kazandı.

Olmayan ise her geçen gün biraz daha kaybetti.

Altın güvenli liman mı? Evet. Ama herkesin gemisi yok ki o limana yanaşsın…

Nereden nereye… 200 bin liradan 5 milyona.

Kimi için masal gibi bir kazanç, kimi içinse sadece iç geçireceği bir haber…

HALKIN SÖZÜ: Nereden nereye?…