
Efelerin efesi olmuşsun, daha mazbatanın mürekkebi kurumadan ilk belediye meclisine tam 40 polisle giriyorsun ha!
Hani sen demokrattın? Hani millete hizmet için gelmiştin? Ne oldu da daha ilk toplantıda milletin seçtiği CHP’li üyelerin sesini boğmaya kalktın?
Meclis salonu sanki polis karakolu… Söz isteyen CHP’lilere efelenerek “hepinizi dışarı atarım” diyorsun. Bu mu senin demokrasi anlayışın? Daha ilk oturumda bütün önerileri reddet, milletin iradesini hiçe say, üstüne de “efelen” dur.
Ama ne tesadüf, meclis çoğunluğu CHP’de olunca birden ayarların bozuluyor. Eee, alışmışsınız el kaldır indir meclislerine, muhalefet görünce tüyler kabarıyor.
Bak hele, “bir iki transfer yaparsak işler değişir” hesabı da yapıyorsun. O zaman polisleri kapıda nöbetçi gibi dizmeye gerek kalmayacak değil mi? Ne güzel hesap! Önce korkut, sonra böl, sonra yönet. Ama unutma: Aydın halkı öyle kolay lokma değildir.
Efelenmekle olmaz bu iş başkan hanım!
Efeler diyarında başkan olacaksan, önce demokrasiye efelenmeyeceksin, millete efelenmeyeceksin. Çünkü bu halk öyle gün görmüş, öyle siyasetçi eskitti ki, kimseye eyvallahı yoktur.
Aydın’ın efesi milletin ta kendisidir, belediye koltuğuna otur.
HALKIN SÖZÜ: Polisle demokrasi olmaz
Ağzı kanlı vampir!

Yeter artık! Her gün aynı rezalet: Gazze’de çocuklar toprağa düşüyor, anneler saçını yoluyor, babalar taş kesilmiş gibi donup kalıyor. Bu işin başında kim var? Netanyahu denilen o kan emici vampir!
Adam var ya, doymak bilmiyor. Gazze’yi bombalıyor, sonra dönüyor İran’a, yetmiyor Yemen’e abanıyor. Önüne kim çıksa saldırıyor. Vallahi gözü dönmüş, salyası akıyor resmen. Kendi halkı bile sokağa dökülmüş “Yeter artık!” diye bağırıyor ama tınlamıyor.
Asıl sinir bozucu olan ne biliyor musunuz? Müslüman ülkeler hâlâ birbirini yiyor. Birinin sarayı, öbürünün taht kavgası derken çocukların kanı akıyor. Petrol parasına boğulmuşlar, ama o paranın üstünde yatarken bebeklerin feryadını duymuyorlar! Yazık, vallahi yazık!
***
Bu devirde asıl bela Netanyahu’nun kendisi değil, ona karşı susanların ta kendisi. Dünya seyirci, Müslüman âlemi dağınık, insanlık kör, sağır, dilsiz olmuş.
Ama unutmayın, Gazze’deki çocukların çığlığı var ya… O ses, er geç sarayların duvarlarını da, vampirlerin kulak zarını da patlatacak!
***
Yeter artık! Çocukların kanı üzerinden siyaset yapılmaz! İnsanlık bu kadar ucuz değil!
HALKIN SÖZÜ: Yeter artık
İnşallah gelen gideni aratmaz

Diyanet’in başı değişti, Ali Erbaş emekli oldu… Yerine de İstanbul’un müftüsü Prof. Safi Arpaguş oturdu. Hadi bakalım, hayırlısı diyelim. İnşallah gelen gideni aratmaz. Çünkü Ali Erbaş, tam 8 yıl oturdu o koltukta ama milletin aklında pek hayırla kalmadı.
***
Bak şimdi… Atatürk’ün adını anmadı, Cumhuriyet’in kurucusuna bir dua çok gördü. Ama ailesiyle beraber 7 kez VIP hacı oldu. Hutbelerde halka “israf etmeyin” diye nasihat verdi, kendisi 5 yıldızlı otellerde lüks toplantılardan çıkmadı. Milletin vergisiyle alınan son model Audi’ye bindi, “tevazu” nutukları attı. Bu mudur dinin temsilciliği?
***
Yetmedi, görev boyunca sanki iktidar partisinin bakanı gibi davrandı. Diyanet, 86 milyonun kurumu olması gerekirken sadece bir kesimin sesi oldu. İşte halkın gönlüne dokunamamasının en büyük sebebi bu.
***
Şimdi sıra Safi Arpaguş’ta… Hadi bakalım hocam, top sende. Eğer “efendim” diye iktidara yamanırsan, milletin gözünde sen de Erbaş’tan farklı olmazsın. Ama çıkıp da gerçekten herkesi kucaklarsan, Atatürk’ten bahsedersen, yoksulun derdini dert edinirsen, işte o zaman bu millet sana helal dua eder.
Çünkü bu halk, gösterişe değil samimiyete bakar. 86 milyonun başkanısın, 5 yıldızlı otelin değil.
HALKIN SÖZÜ: Atatürk’e dua etmeyi unutmayın