Enkaz devralmadılar, kendi elleriyle dantel gibi işleyerek enkaz yarattılar. Bir ülkeyi bu hale getirebilmek için ya ciddi anlamda bilgisiz ya da çok basiretsiz olmak gerekir.

Öyle ustaca kötü yönetiyorlar ki, neye dokunsalar bozuluyor. Kurumların işleyişi çökmüş, devlette liyakat kalmamış… Çarklar dönüyor ama gıcırtılar memleketin dört bir yanından duyuluyor.

***

Hatırlayın… Hani Avrupa’da “serbest dolaşım” diye anlatıyorlardı. Türk vatandaşları AB’ye vizesiz seyahat edecekti. Bu vaat, yıllarca seçim broşürlerinin gözdesiydi… Tabii ki gerçek değildi!

Bugün bırakın serbest dolaşımı, vize alabilirseniz teşekkür edin.

Avrupa Birliği’ni “Hristiyan kulübü” diyerek suçlayanlar, Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşlarının 2015’ten bu yana AB’de vizesiz gezdiğini görünce ne düşünüyorlar? Ülke din mi değiştirdi gizlice?

***

İş ya da eğitim için değil, sadece üç günlük bir tatil uğruna insanlar vize sıralarında aylarca sürünüyorlar.

Almanya’da vize randevusu bekleme süresi 400 günü aştı. Yeni başvuru neredeyse alınmıyor. Gerekçe mi? Avrupa’ya düzensiz gelen her üç göçmenden biri Türk vatandaşı…

Daha da kötüsü; randevu sistemi dolandırıcıların eline düştü. Aciliyeti olan, yüklü paralarla “VİP Başvuru” adı altında aracı şirketler tarafından sömürülüyor.

***

Bu vize krizi yalnızca seyahat özgürlüğünün kısıtlanması değil… Aynı zamanda Türkiye’nin iç siyasi çöküşünün ve dış politikadaki iflasının aynadaki yansıması…

Sahi, Cumhuriyet tarihinin en silik Dışişleri Bakanlığı ne yapıyor?

Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan, Türkiye’yi Kıbrıs’ta resmen “işgalci güç” ilan ettikten sonra ne yaptıysa onu! Görmedi, duymadı, bilmiyor…

***

Avrupa Birliği açısından bakarsak haksız da sayılmazlar aslında… Kör değiller… Herkes farkında… İnsanlar Türkiye’den kaçma derdinde… Böyle yönetilen bir ülkede yaşamak istemiyorlar işte!

2023 yılında tam 103 bin Türk vatandaşı Schengen vizesiyle “turist” gibi gidip, iltica başvurusu yaptı.

Bayburt ve Ardahan illerimizi bildin mi? Bayburt 87 bin kişi, Ardahan 97 bin kişi nüfusa sahip... Bu açıdan bakılıp karşılaştırınca durumun vahameti daha iyi anlaşılıyor aslında…

***

İşin derininde Türkiye’nin itibarının kalmaması da söz konusu…

Avrupa Birliği liderleri geçen yıl Tunus’a gidip, “Parasıyla değil mi?” deyip, “Mülteci Geri Kabul Anlaşması” dayattı. Tunus kabul etmedi. Ne baskıya ne paraya ne rüşvete boyun eğdi... Biz aynı anlaşmayı kabul ettik halbuki!

Mesele yalnızca vize değil… Bir zamanlar Avrupa Birliği’nin aday ülkesi Türkiye, artık kapının önünde bile istenmiyor. “Biz nerede hata yaptık” diye sorma vakti çoktan geçti. Bu yönetim hatanın ta kendisi… “Hata” ülkenin yönetim biçimi haline geldi!