Zengine üç-beş puan enflasyon artışı koyar mı? Koymaz. Zira onların geliri enflasyondan bağımsız artar. Serveti dövize ve faize endeksli, tasarrufu bol, riski dağılmış.

Ya dar gelirli? İşçi, memur, emekli? Enflasyonun altında ezilir. Zam gelse yetmez, gelmese hiç yetmez. Peki yönetenlerin umurunda mı?

Hedef belli; “Enflasyonu bir şekilde yüzde bilmem kaça indireceğiz…” E, iyi de… Gelir artmadıktan sonra düşen enflasyonun vatandaşa nedir faydası?

***

Daha da vahimi… Küçük esnaf ve üretici de nasibini aldı bu süreçten... Borçlar tavan yapmış. İşletmelerin fatura çevirme mücadelesi, zincirleme reaksiyon gibi alacaklı-verecekli dengesi altüst edildi.

Küçük işletmelerde borç oranı yüzde 130 arttı. Yani iki yıl önce 1 milyon TL borcu olan esnafın borcu bugün 2 milyon 300 bin TL. Kazanç aynı, müşteri az, maliyet yüksek…

***

Hani konuyu anlamayan birine “Fransız kaldı” denir ya… Bizimki “İngiliz kaldı!”

Nitekim son enflasyon verileri açıklandığında, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yorumu absürtlüğün özeti gibiydi;

“Efendim, enflasyonu yükseltenler gıda fiyatları, kuraklık, don falan filan nedeniyle ve eğitim masrafları marifetiyle…”

***

Sanki sadece onlar zamlandı! Diğer fiyat artışlarının enflasyona hiçbir etkisi yokmuş gibi... Bu durumda eğitime ara verilse, ülke diyete girse enflasyon dibi görecek mi?

Ekonominin ateşini körükleyen kamu zamları ortadayken, suçu domatese ve okul harçlarına yıkmak gerçekten nefis bir kaçamak!

Hele ki kamu eliyle şişirilen maliyet enflasyonunu görmezden gelip, vatandaşın en temel iki gideri olan gıda ve eğitimi işaret etmek… Bu artık aymazlığı bir üst seviyeye taşımak.

***

Duyan da sadece ders kitaplarının fiyatı arttı sanacak. Eğitim dediğiniz özel okullar, vakıf üniversiteleri, kurslar, yurtlar, kırtasiye, servis, kıyafet… Onlarca kalemden oluşur. Artış hepsinden yansır.

Ya gıda? Gübre, mazot, tohum, ilaç, elektrik, sulama, işçilik… Sorsan sayabilir mi acaba?

Öyle bir bahsediyor ki, hepsi doğa olayı sanki… “Yağmur yağdı, hayat pahalandı” der gibi… Oysa şikâyet ettiğini yaşayan da biziz yani… İşin ironisi acaba kim kimden şikayetçi?

***

İşin aslı çok da yüklenmemek lazım Şimşek’e… İktidarın muhalefeti sindirme çabası politik hamle olarak başladı ama işin tadı kaçtı. Şimdi bu gidişat, kontrolden çıkmış bir sarmala dönüştü.

Şimşek ağzıyla kuş tutsa fark eder mi? Bu sürecin ekonomik bedeli, Türkiye’nin taşıyabileceğinden çok daha büyük… Hatta telafisi olmayan en büyük yıkımlardan biri… Yani enflasyonda üçün beşin pek kalmayacak önemi…