Sabah sabah telefonum çaldı. Günaydın bile demeden sövmeye başladı.
“Abi ben bittim! Maaşları nasıl ödeyeceğim? Faturalar? Kira? Kredi? Borçlar, icralar, hacizler?!” diye devam ediyordu ki…
“Yavaş yahu, kime böyle içlendin?” dedim ama bir yandan da tedirginim... Borç isteyecekti galiba?
Önlem almak adına, “Oğlum sorma, benim cüzdan da lisedeki kantinin kestiği sucuk inceliğinde!” araya girdim yine… Neyse ki derdi ben değilmişim.
Telefondaki arkadaş uzun bir süre ülkeyi yönetenlerin sağlığını sordu, soy kütüğünü hatmetti, geçmişe sövdü, bugüne çemkirdi, geleceğe beddua etti. Sonra “Hadi eyvallah!” deyip kapattı.
Sahi... Benden ne bekliyordu acaba? Bunun gizemini çözemedim hâlâ!
***
İlkokul çocuğunu piyasada iki gün dolaştır, o bile işlerin dönmediğini anlar. Ama ben anlatamıyorum.
Haklılar çünkü böylesini daha önce yaşamadılar. O yüzden nereye gittiğimizi çözemiyorlar.
Sorun ekonomi değil ki çözüm ekonomiyle ilgili olsun! Alınan önlemler sabah akşam baklava yiyene insülin basmak gibi… Semptomu geçici bastırırsın ama hastalık ilerler!
***
Oysa krizin, maaş buhranının, borç batağının arkasında sadece rakamlar yok… Ne var? Olmayan adaletin varmış gibi yapılması! Hadi diyelim ekonomide işler kötü… Olabilir. Ama hukuksuzluk? O bilinçli bir tercihtir! Ve o tercih, bu ülkenin sadece ekonomisini değil, her şeyi çökertir.
Bakın etrafa... İnsanlar artık çözüm beklemiyor. Sadece şunu soruyor; Daha ne kadar kötüye gidebilir? Mevcut tablo, Türkiye için ne orta vadeli ne de uzun vadeli bir plan yapılabileceğini gösteriyor.
***
Kuralın olduğu yerde düzen olur. Kanunun olduğu yerde güven olur. Adaletin olduğu yerde ekonomi büyür.
Ama bizim gündem ne? Pazartesi günü, Türkiye’nin en çok oy alan partisine kayyum atanması! Yatırımcılar “Bugün ona bunu yapan zihniyet, yarın sana bana ne yapmaz?” diye sormaz mı?
Bu ülkede artık her şey mümkün… Ve bugüne kadar gördüklerimiz, göreceklerimizin sadece fragmanı!
Gelirler artmayacak. Eldeki para değerini korumayacak. Alışverişler düşecek. Nitekim geniş kitlelerde alışveriş yapacak para kalmayacak.
***
“Sahi son seçimden beri bu ülke hangi alanda ileri gitti?” diye sorarlarsa…
Şıklarda da şunlar varsa; Yaşam standartları? Hukuk? Demokrasi? Laiklik? Özgürlükler? Eğitim? Sanat? Bilim? İnsan hakları?
Hiç oyalanma… En alta bak! “Hiçbiri” seçeneği hâlâ orada duruyor mu?
***
Millet de artık saf değil. Hadi yatırımı, üretimi geçtim… Evini barkını bile yurt dışından alıyor.
Hani tek sorunumuz enflasyonmuş gibi ülkenin genel durumundan bahsedilmiyor ya… Oysa ülkenin en büyük partisine kayyum atandığı bir ortamda, ülkenin nasıl daha iyiye gideceğini biri çıkıp da anlatsa ya…