Vay efendim, Türkiye Cumhuriyeti’nin koskoca Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, memleketin cennet kıyıları dururken kalkmış, tatile Yunanistan’a gitmiş!
Hem de öyle sıradan bir tatil değil… Pire’nin lüks Zea Marina’sında, havuzlu-jakuzili, 50 metrelik süper yatında görüntülenmiş.
***
Kusura bakmayın ama ben bu linç korosuna katılamayacağım. Açık konuşayım, bu konuda hak veriyorum Bakan’a…
El âlemi memnun edeceğim diye Suriyelilerle, Afganlarla halk plajında diz dize mi girecek adam denize?
Üstelik “Turizm Bakanı” kimliğini bir kenara bırak, “bilinçli bir tüketici” gibi gayet yerinde, hatta “tasarruflu” bir karar almış.
İki meze, bir kalamar yiyip hesabı ödedikten sonra “Oh be şimdi bunları Bodrum ya da Çeşme’de yesem en az 10 binlik olmuştum. Ucuza geldi valla!” diye sevinmiştir illa…
***
Bir de işin “paranla rezil olmak” kısmı söz konusu…
Tut ki Türkiye’de tatil yapsa… 100 Euro’dan başlayan fiyatlarla halkın elinden alınmış işgal plajlarından birine iki arkadaşıyla gitse… Bu kez de “Bir emekli maaşını iki saatte yedi!” diyecek millet!
Kafa dinlemeye çalışacak. Kulakları tırmalayan halay müziği eşliğinde yarı çıplak adamın biri kertenkele dansı ile binanın kolonunu yalayıp… Evet yalayıp… Çiftleşmeye çalışıyor. Binanın kolonuyla demiş miydim?
Bakan bu manzarayı mı izlesin? Yoksa “Başım ağrıyor, ulan sahte içki mi dayadılar acaba?” diyerek sabahı sabah mı etsin!
***
Ama tabii ki Turizm Bakanı olduğun zaman, çıkıp da “Memleketin gündeminden kaçtım, kafa dinlemeye geldim” diyemezsin! Ne diyecek? “Rakip ülkelerin turizm politikasını yerinde inceliyorum.” cevabını verecek.
İyi de birader insan tatile Ahmet Hakan kişisiyle mi gider? Bu kadar mı yokluk çeker? Şahıs “hepimiz aynı gemideyiz” deyip duruyordu. Bakanın yatında dolaştığına göre gerçekten aynı gemide!
***
Sabah akşam İmamoğlu’nun hırsız olduğunu kanıtlamaya çalışmak kolay değil tabii… Kendine tatil ödülü vermiş belli ki…
Fırsatını bulunca da Bakan’ı fena kıstırmış, adeta köşeye sıkıştırmış; “Bizim kıyılar mı güzel, yoksa başka ülkelerin mi?” Soru mu? Boru mu? Çok insafsızca olmuş bu!
***
Çıkıp da “Sayın Bakan, Bu Yunanlılar da, Tuzla’da yaptığınız gibi ücretsiz halk plajını belediyenin elinden alıp özel bir şirkete 10 yıllığına kiralıyorlar mı?” diyecek değildi ya!
Ya da “Bu koylarda hiç beton yığınına rastladınız mı?” diyerek o güzelim manzaraya betonun soğukluğunu taşımak... O da olmazdı. Ne gerek var şimdi ortamın keyfini kaçırmaya?
Sonuçta, Erdoğan’ın dediği gibi; “Ahmet Bey, yazılarıyla gereğini yapıyor.” Yapmayanlar mı? Fatih Altaylı gibi… Onların “gereği yapılıyor!”