Az bilinen cezaevi raporuyla başlayalım. Hem açılım sürecinde atılacak adımları hem herkesin “Kısmi af” dediği pandemi düzenlemesini ilgilendiren bu rakamların yaratacağı siyasi sonuçları birazdan okuyacaksınız.

Özetle cezaevlerinde;

FETÖ-PDY örgütü mensubu 724’ü tutuklu olmak üzere toplam 10 bin 938,

PKK örgütü mensubu 286’sı tutuklu olmak üzere 4 bin 218,

DEAŞ (IŞİD) mensubu 444’ü tutuklu olmak üzere 946,

DHKP-C örgüt mensubu 59’u tutuklu olmak üzere 281 kişi bulunuyor.

“Diğer yasadışı örgütler” başlığında ise 166’sı tutuklu olmak üzere 1109 kişi yer alıyor.

Cezaevlerinde terör örgütü mensuplarına ilişkin toplam veri bu. 17 bin 492 kişi.

Cezaevlerindeki toplam mahkum sayısı ise 430 bin.

Söylenene göre kapasitenin 150 bin fazlası…

Bunları yazma nedenim; yılan hikayesine dönen pandemi affı.

***

Bu yılın başında kabul edilen 10. Yargı Paketi’nde “Geldi-geliyor” denen ve son dakika AKP kurmaylarının “FETÖ’cüler ve PKK’lılar hapisten çıkacak” diye itiraz edip askıya aldığı pandemi affının, MHP’nin de ısrarıyla 11. Yargı Paketine konulması düşünülüyor.

O dönem nasıl gündeme geldiğini ve neden vazgeçildiğini yazmış ve “Yıl sonuna kaldı” diye not düşmüştük.

Konu aynı ama tartışılan önemli bir nokta var.

Pandemi affının terör örgütü mensuplarını kapsamayacağı iddiası…

Kafaları daha fazla karıştırmadan, konuyu özetleyelim.

10. Yargı Paketi görüşülürken, konjonktür pek uygun bulunmadığı için AKP’nin geri adım attığı pandemi affı, aslında kendilerinin yaptığı yasama hatasının düzeltilmesi amacını taşıyor.

Yani pandemi döneminde cezaevlerini boşaltmak için kullanılan bu düzenleme yapılırken, 21 Temmuz 2023’ten önce işlenen suçlarda ‘sadece cezası kesinleşenler’ yararlandırıldı ve Anayasa’ya aykırılık ortaya çıktı. Şimdi suçun işlendiği tarihin esas alınarak bu hatanın giderilmesi planlanıyor.

Suçu bu tarihten önce işleyen ancak mahkemesi uzayan, dosyası geç oluşturulan kim varsa bu düzenlemeden yararlanacak. Daha önce, cezası kesinleşenler salıverildi ve cezasının son beş yılı kalanlar ise hiç geri dönmedi.

Sistem şöyle işliyor; verilen cezanın 3’te ikisini yatan mahkumlar, belli bir süre dolunca kapalı cezaevinden açık cezaevine geçiriyor, cezasının son 5 yılı kalanlar oradan tahliye ediliyorlar.

Bu salıvermeden suç ayrımı gözetmeksizin şartları uyan her suçlu yararlandı.

Yanlış duymadınız; terör suçlusu da tecavüzcü de cinayet suçlusu da hırsız da…

Şimdiye kadar yararlananların sayısı ise 85 bin…

Bu kez aynı sistem, “Terör suçları hariç” işletilecek deniliyor.

Tartışma da burada başlıyor. Hem de açılım için büyük büyük laflar edilirken...

***

Bu yeni eşitsizlik tartışması, sadece genel prensipler açısından değil, daha önce bu haktan yararlanan terör suçlularıyla, halen cezaevinde bulunan diğer terör suçluları açısından da...

Düzenlemeyi savunanlar, ayrım yapılmaması gerektiğini söylüyor.

DEM ve MHP de aynı görüşte.

“Umut hakkı”, “Genel af”, “Özel yasa” gibi düzenlemelerin ortaya atıldığı bir dönemde, bu karar önemli.

Bakalım AKP’liler ne yapacak, son kararı kim verecek?

***

Terör örgütü suçlularının pek bilinmeyen rakamlarını bunun için yazdım.

Eğer terör örgüt mensupları dahil edilirse, bu mahkumların yarıya yakını bu düzenlemeden yararlanabilecek.

DEM’lilerin sürekli takip ettiği PKK’lı mahkumların büyük bölümü de bu sayede dışarı çıkacak.

Böylece 10. Yargı Paketinde erken bulunan “Kısmi af”, 11. Yargı Paketine yerleştirilmiş olacak.

Açılımın ilk yasal düzenlemesi de böylece hayata geçirilmiş olacak.

Tabi rüzgar ters yönden esmezse…