George Orwell’in Hayvan Çiftliği romanıyla 70’li yıllarda, henüz ortaokuldayken tanışmıştım.
TRT’nin henüz tek kanal ve siyah beyaz olduğu, sansürün bugünkü gibi olmadığı o dönemde, Hayvan Çiftliği’nin 1954 tarihli çizgi film versiyonu yayınlanmıştı. Filmdeki bir cümle o zamandan beri aklımdan çıkmaz:
“Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir.”
Bu cümlenin sağlamasını son 23 yılda fazlasıyla yaşıyoruz.
AKP’liye, yandaşa sistem farklı işliyor, diğerlerine farklı işliyor.
İktidara yakınsan kamuda 2-3 koltuk kapabiliyorsun, torpille kolayca iş bulabiliyorsun.
İktidara yakınsan demokratik protesto hakkını rahatça kullanabiliyorsun, kolluk güçleri sana dokunmuyor.
İktidara yakınsan adalet sana farklı işliyor. Başkası için suç olan senin için olmayabiliyor.
İşte onlardan biri…
Gazetelere yansıyan haberlere göre…
İstanbul Bahçelievler’de türbanlı bir kadın, “Böyle çıplak gezemezsin” deyip kıyafetini beğenmediği başı açık bir genç kadına sokakta saldırdı. Başı açık kadına vurdu ve saçını çekti. O anlar cep telefonuyla görüntülendi. Saldırıya uğrayan kadın “Polis çağırın” diye bağırdı.
Sonrasında ne olduğu bilinmiyor.
Anlaşıldı ki kadınları sadece erkeklerden değil, hemcinslerinden de korumak gerekiyor.
AKP’li bir erkek siyasetçi de çıkıp kıyafete ve yaşam tarzına yönelik bu şiddeti savundu.
Kendi zihniyetlerine uygun giyinmeyen kadınları hedef haline getirdi.
Peki başı açık bir kadın, türbanlı bir kadına saldırsaydı ne olurdu?
Bunun örneği geçen yıl Denizli’de yaşandı.
Başı açık bir kadın, otobüse binen çarşaflı bir kadına “Bu ülkeden defolun” diyerek sözlü saldırıda bulundu. Karakolluk oldular.
Sonrasında devlet, başı kapalı mağdur kadın için seferber oldu.
Savcılık adli soruşturma açtı.
Adalet Bakanlığı hemen açıklama yaptı. İçişleri Bakanlığı sözlü saldırıda bulunan kadının gözaltına alındığını duyurdu.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu hemen açıklama yaptı.
“Bu fiil ve söylemler aynı zamanda nefret söyleminin bir tezahürü olup bu tip eylemler yalnızca bireyleri hedef almamakta, demokratik toplum düzeninin gereklerinden biri olan eşitlik ilkesine yönelik de tehdit oluşturmaktadır” dedi ve olayı yakından takip ettiğini vurguladı.
Peki bir türbanlı kadının sokakta başı açık kadına kıyafetinden dolayı saldırmasından sonra ne oldu?
Saldırgan kadına soruşturma açıldı mı?
Bakanlık mağdur kadına sahip çıktı mı?
Saldırgan kadın gözaltına alındı mı?
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olayla ilgili açıklama yaptı mı?
Bildiğimiz kadarıyla tabii ki hayır…
Yani, Orwell’ın romanındaki gibi…
Türkiye’de herkes eşit ama iktidar zihniyetindekiler daha fazla eşit…
Dostluğun fotoğrafı

Üstte gördüğünüz fotoğraf, hayatını kaybeden eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın için önceki gün Meclis’te düzenlenen cenaze töreninde çekildi.
Bu fotoğrafta, dostluk, arkadaşlık ve omuz omuza durmanın en güzel örneği var... Sağcısı solcusu tüm siyasetçilerin saygı duyduğu, CHP’li “Hikmet Abi”(Çetin) ile MHP lideri Devlet Bahçeli cenazede el ele, yan yanaydı.
Siyasi görüşleri farklı olsa da yan yana gelip dayanışma içinde dimdik ayakta durdular. Yumrukların sıkılı olduğu siyaset dünyasından gelen bu fotoğraf yürekleri ısıttı.
Bu dostluk tablosu umarız diğer siyasetçilere de örnek olur, siyasetteki dili yumuşatır.