Meclis Lokantası’ndaki yemek fiyatları, piyasanın neredeyse 5’te 1’i kadar… Bu yüzden sık sık gündem olur, eleştirilir.
İşte bu Meclis Lokantası’nda fiyatlara zam yapıldı.
Yüzde 50 ila yüzde 100 arasında…
Duyan da yemek fiyatları uçtu gitti sanır.
Öyle değil. Örneğin zeytinyağlı enginar 82 lira oldu, İstanbul’da eli yüzü düzgün bir lokantada 250 lira. Meclis’te etli yemekler 100 lira oldu. Dışarıda yesen 400-500 lira.
16 bin lira alan emekli akşam pazarlarında çıkma sebze-meyve peşinde koşarken, 1-2 lira tasarruf etmek için ucuz ekmek kuyruklarında ömür tüketirken, 3 harfli marketlerde indirim kovalarken 230 bin lira alan vekiller Meclis Lokantası’nda nasıl ucuza yemek yiyebiliyor?
Vatandaşın vergileri sayesinde…
Oysa demokrasisi “normal” olan, yani bizimki gibi “ileri demokrasi” olmayan ülkelerde böyle bir şey yok… Yabancı vekiller, parlamentodaki lokantalarda yemeklerini dışarıdakiyle aynı fiyata yiyor… Yani onlarda ayrıcalık mayrıcalık yok. Vekilin, milletten bir farkı yok.
Bizde, Meclis Lokantası’ndaki fiyatlar gündeme geldiğinde vekiller “Ankara dışından, seçim bölgemizden gelen misafirlere Meclis’te yemek ısmarlıyoruz. Yemekler normal fiyattan olursa maaş yetmez” diye sızlanır…
Peki kardeşim biz sizi zorla mı vekil seçtik?
Yani vekil olmak istemiyordunuz da kapınızda yatıp “Ne olur bizim vekilimiz olun, bizi Meclis’te temsil edin mi?” dedik…
Hayır!
Tam tersine…
Sizler her seçim döneminde kapımıza kadar gelip “Ne olur bizim partiye oy verin, bizi seçin. Söz veriyoruz Meclis’te sizin sesiniz olacağız” dediniz.
Oylarımız sayesinde milletvekili ayrıcalıklarına kavuştunuz.
Meclis’te yemeği ucuza mideye indirirken, her defasında vergiyle boğazı sıkılan vatandaşı da biraz düşünseniz olmaz mı?
Ayrıcalıkları kaldırılsa ne olur?
Türkiye’de bir yolunu bulup milletvekili olmak inanılmaz haklara kavuşmak demek… Nasıl mı? Sigorta primleri en yüksekten ödeniyor. Eski, yeni fark etmeksizin tüm vekillerin ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sağlık masraflarını devlet karşılıyor. Hem de öyle devlet hastanesinde falan değil… En iyi özel hastanelerde. THY’den ekonomi sınıfı bilet aldıklarında ücretsiz olarak “bussiness class”a yükseltiliyor.
Telefon giderlerini Meclis ödüyor. Görevdeki milletvekiline, eşine ve çocuklarına diplomatik pasaport veriliyor. Vekillerin araçlarına trafik cezası kesilmiyor. Meclis yazın 3 ay ara veriyor. Bu da tatil demek. Vekil ölürse ailesine 12 aylık tutarında vefat yardımı veriliyor. Meclis’teki lokantalarda ucuz yemek yiyebiliyorlar. Meclis’teki kuaförden ucuza yararlanıyorlar.
Gördüğüm kadarıyla milletvekilleri arasında durumu ekonomik yönden kötü olan yok… Milletvekili olmadan önce çoğunun bir mesleği vardı. Bazılarının mesleği ise “profesyonel siyasetçi”… Zaten onlar neredeyse 20-30 yıldır siyaset ustası.
Milyonlarca vatandaşın katılacağına inandığım önerim şu:
Vekillerin tüm ayrıcalıkları kaldırılsın. Örneğin:
Maaşları, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi asgari ücretin 4-5 katı olsun.
Meclis lokantasında fiyatlar piyasayla aynı olsun.
Vekiller de tıpkı temsil ettiklerini söyledikleri vatandaşlar gibi devlet hastanelerine gitsin, kuyruklarda beklesin, MR veya ameliyat için 1 yıl sonrasına randevu verilmesi ne demekmiş anlasın…
Resmi gezilere yine diplomatik pasaportla gitsinler ama özel gezilerinde bu pasaportu kullanma hakları olmasın. Yani, Monaco’ya ıstakoz yemeye diplomatik pasaportla gidemesinler. Normal pasaportla vize almaya çalışmak ne demekmiş onlar da bunu yaşasın.
Ayrıcalıkları kaldırıldıktan sonra bakalım yine milletvekili olmak isteyecekler mi?
Atatürk’ten bir milletvekili anısı
Atatürk bir sabah Florya’dan Dolmabahçe Sarayı’na dönerken başyaverine otomobili Yeşilköy tren istasyonunun önünde durdurtur. Başyavere emir verir:
“Sorunuz, tren var mı?”
O sırada Sirkeci yönüne gidecek tren hareket etmek üzeredir.
Atatürk ve beraberindekiler otomobilden inip birlikte trene biner.
Karar ani verildiği ve uygulandığı için bu trene biniş kimsenin dikkatini çekmemiştir.
Bir süre sonra, her şeyden habersiz kondüktör Ata’nın bulunduğu kompartımana gelir. Kafileyi görünce çekilmek ister. Atatürk hemen seslenir:
“Görevini yap! (Emrindekileri göstererek) Bu efendilere niçin bilet sormuyorsun?”
Emrindekiler cevap verir:
“Paşam biz milletvekiliyiz. Tren bileti almayız. Parasız seyahat ederiz.”
Atatürk hayretle şöyle der:
“Bu ayrıcalığı hiç beğenmedim. Çok ayıp ve acayip bir usul. Çok güzel halkçılık…”