Kurban Bayramınız kutlu olsun.
Bugün bayram tadında yazmaya çalışayım:
Hz. Muhammet hadisine göre, “Allah katında günlerin en büyüğü kurban günüdür.”
Kurban, genel olarak semavi dinler dahil her kültürde kendine yer buldu; -bazı Hint inançlar dışında- Hz. Adem’in oğulları Habil-Kabil’den beri var kurban… İnsanoğlunun ortak kültürü diyebiliriz.
Eski Türklerde de kurban kesmek gelenekti. İlk yazılı örnekler Chou hanedanlığına ait kayıtlarda (1059-249) bu görülüyor… Hangi ismi kullandıkları hâlâ açıklığa kavuşmuş değil ama... Mesela:
- Kaşgarlı Mahmut’a göre “yagış”,
- Wilhelm Radloff’a göre “tayılga”,
- Emel Esin’e göre “tapıg”,
- Mehmet Eröz’e göre “tolu”,
- Jean Paul Roux’a göre “sungu” ... Vs.
Gök tanrısına bilhassa at kurban edilirdi.
Sadece tapınma için değil, bunun yanı sıra yağmur yağması, hastalık, zafer için de kurbanlar sunulurdu. Törenseldi. Ki:
Eski Türkler kurban ettikleri hiçbir hayvanın kemiğini kırmaz, sağa sola atmazdı. O hayvanın tekrar dünyaya gelebilmesi için kemiklerinin toplu, sağlam olması sağlanırdı ve kemikler eksiksiz şekilde gömülürdü….
İslam’da sosyal adaletin sembolü
Kurban deyince aklınıza sadece hayvanlar gelmesin, eski Atina’da olduğu gibi, eski Mısır’da da belirli merasimlerde insanlar kurban edilirdi! Mesela, “Nil nehrinin tarımsal bereketi azalmasın” diye bakire kızlar nehre atılırdı!
Truva savaşları sırasında Çanakkale Boğazında çıkan azgın dalgaların dinmesi için Akalar komutanı Agamemnon, kızı İphigenia’yı kurban etmek istedi, tanrıça Artemis kıza acıdı ve onun yerine bir geyik gönderdi...
Saffat suresi, Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etmemesi için koç gönderilmesini anlatır…
“Kurban” kelimesinin İbranice “korban” sözcüğünden geldiği, Aramice vasıtasıyla Arapçaya geldiği iddia edilir. (Sefarad İbranicesinde ise “karban” diye geçer.)
Dinler tarihi konusunda çalışmalar yapan Filistin kökenli Prof. Sami Ezzib’in “korban” konusunda hayli farklı iddiası var:
- İbrahim ile ilgili kurban anlatısının Yahudi din adamlarının kurgusu olduğunu, bununla İbranilerin Tanrı’ya erkek çocuklarını kurban verme geleneğinin kaldırılarak, yerine hayvan kurbanının getirilmesinin amaçlandığını, ancak erkek çocukların kurban verme anlayışından tamamen kurtulamadığını, bunun yerine onların erkeklik organlarını kaplayan derinin kesilmesinin gelenek haline getirildiğini yazdı!
İslam öncesi Cahiliye döneminde kurban önemli gelenekti; farklı hac dönemlerinde kesilirdi. Bu arada… Ezberci anlayış o döneme dair, “putlara tapılıyordu, putlara kurban kesiyorlardı” kalıpları dışına çıkamıyor. Biri bile o taşlar üzerine inceleme yapmamıştır! Örneğin, Hacerü’l Esvet’in göktaşı olduğu günümüzde biliniyor oysa. Neyse…
Gelelim bir diğer tartışma konusuna:
Kurban farz mıdır? Sünnet olup olmadığı bile tartışma konusudur.
Ama şurası kesindir; Kuran’da altı sıklıkla çizildiği gibi sosyal yardımlaşmadır, yoksulla dayanışmadır. Zaten “kurban” kelimesi anlamı yaklaşmak, yakınlaşmaktadır.
İslam’ın sosyal adaletçiliğine iyi bir örnektir kurban…
Babası kurban edilecekti
*
- Muhammet’in aile kökleri Yemen’e dayanıyor. Hz. İbrahim’in koç bağışlanarak kurtarılan -yirmi bir kuşak öncesinden- oğlu Hz. İsmail’e uzandığı iddia ediliyor. Adnan soyundanlar…
Sonra Arabistan’a geliyorlar. Aslen Arap olmayıp Araplaşan kabilelerden Kureyş… (Lehçelerinde Yemen etkisi çok.)
İtibarıyla kabilede kurban geleneği hayli güçlü.
Öyle ki, bir kurban olayı gerçekleşse Hz. Muhammet hayatta olmayacaktı. Şöyle:
Hz. Muhammet’in dedesi, Kureyş’in Hâşimi kolundan Abdullah b. Abdülmuttalib idi.
Hz. Muhammet’in babası, Abdülmuttalib-Fatıma bin Amr evliliğinden dünyaya gelen Abdullah idi.
Dede Abdülmuttalib, Zemzem Kuyusunu yeniden ortaya çıkardığı sırada Kureyş’in bazı ileri gelenleri ile yaşadığı gerginlik üzerine on oğlu olursa birini kurban edeceğine dair adakta bulundu.
Bir süre sonra duası gerçekleşince on evladı arasında kura çekti ve kura Abdullah’a çıktı!
Çocuğun kurban edilmesine aile itiraz edince Abdülmuttalib çözüm yolu aradı ve yapılan tavsiye üzerine yüz deve kurban ederek oğlunu kurban olmaktan kurtardı.
Cahiliye döneminde gökyüzünden/cennetten geldiğine inanılan taşlara/putlara kurban kesilir, kurbanın kanı Kabe’ye sürülürdü. Kurban eti yenmez yırtıcı hayvanlara verilmek üzere dağa bırakılırdı…
Hz. Muhammet’in yaşamında kurban hep önemli oldu.
Kuran’da sıkça bahsediliyor kurbandan. Bakara, Hac, Kevser, Fetih, Saffat ve Maide surelerinde kurban konusu geçiyor…
Hz. Muhammet’in her yıl -kimi zaman kendi eliyle de kestiği- kurbanları oldu. Kurbanları, deve ve koyun idi…
Kurban, borcu olmayan kişilere vaciptir. Bu ekonomik krizde kaç kişi kurban kesiyor acaba?
Tekrar iyi bayramlar diler, yoksulları unutmayın isterim…