Nihayet diyorum çünkü köprünün altından çok sular aktı!

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, 21 Ocak 2025’te tutuklandı. İlk suçlama Antalya’da yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı’na hakaret olarak kayıtlara geçti. Ankara’da bir restoranda gözaltına alındı. Süratle İstanbul’a getirildi, Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde dört günlük gözaltı süresi başladı…

Olay yeri Antalya, Özdağ’ın ikameti Ankara olmasına karşın niçin İstanbul’a sevk edilmişti peki?

-Soruşturmayı başlatan ve gözaltı kararını veren İstanbul Başsavcılığı olduğu için!

Daha ne oluyor denmeden ikinci suçlama çıktı ortaya; Özdağ, Kayseri’de 30 Haziran-3 Temmuz 2024 tarihlerinde 27 yaşında bir Suriyeli kişinin 7 yaşında bir Suriyeli kızı taciz girişiminde bulunması ve bunun akabinde Kayseri polisinin tacizciyi gözaltına almak istemesi üzerine tacizci ve ailesinin direnmesi ile başlayan olayların çıkmasını tahrik etmekle suçlanıyordu!

30 Haziran gecesi başlayan olaylar kısa zamanda büyümüş, polise yapılan direnişi gören çevredeki Türk aileler destek için sokağa çıkmış ve polis kayıtlarına göre 15 bin kişinin katıldığı olaylarda 989 kişi hakkında adli işlem yapılmış, 23 kişi tutuklanmış, 254 kişi adli kontrol kararı ile serbest kalmış, 712 kişi ise serbest bırakılmıştı. Gelelim işin en can alıcı noktasına:

-Olaylarda hiçbir Zafer Partili gözaltına alınmamıştı ve olay sonrasında da polis tarafından tutulan tutanaklarda Zafer Partisi veya Zafer Partililer ile ilgili bir tespit yoktu!

Tam Tersine, Özdağ iki sosyal medya paylaşımı yapıp halkı sükunete, devlete ve polise güvenmeye çağırmıştı. Olayların üzerinden aylar geçmesine rağmen Kayseri Başsavcılığı ve Kayseri Emniyet Müdürlüğü Ümit Özdağ ya da Zafer Partisi ile ilgili en ufak bir soruşturma başlatmamıştı…

Peki ben bütün bunları nerden biliyorum? Bir süre önce Silivri’de Ümit Özdağ’ı ziyaret edip, olanları onun ağzından dinleyip, 78 gün sonra yayınlanan iddianamenin tahlilini kısa sürede avukatından alıp okuduğum için biliyorum!

İddianamede 31 sosyal medya paylaşımı!

Birazdan, iddianamede delil olarak sunulan mesajlardan söz edeceğim sizlere…

Ancak, Kayseri olaylarında kartlar nasıl değişti ona bakalım önce… Özdağ’ın Silivri’de anlattıklarına ve bizzat hazırladığı “İddianame Tahlilinde” yazdıklarına göre sonrası şöyle: Noktası, virgülüne dokunmadan tahlilden aktarıyorum:

-İstanbul Başsavcılığı 21 Ocak saat 19.30’da Kayseri Emniyetinden istediği ve birkaç saat sonra eline geçen 8 sayfalık Ümit Özdağ ve Zafer Partisi ile ilgili hiçbir somut suçlama içermeyen bir istihbarat raporu ile tutuklanmıştır!

Gelelim 31 adet sosyal medya paylaşımına; eğer tüm iddianame buysa, 11 Eylül 2025 tarihinde Silivri Cezaevi Mahkemesi’nde başka bir delil, tanık, gizli tanık gösterilmezse tüm suçlamalar işte bu 31 adet mesaj üzerinden dönecek!

Bazı örneklere bakalım; 18 Nisan 2020’de, daha Zafer partisi bile kurulmadan, Özdağ İYİ Parti milletvekili iken “Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş tepki gösterdi. Suriyeliler ekime uygun toprak satın almaya başladı” şeklinde bir internet gazetesi haberini alıntılayan Özdağ, bunun altına şu ibareyi ekleyerek paylaşmış:

-Suriyelilere Hatay’da toprak satılıyor.

Birinci sıradaki bu mesaj, Kayseri olaylarından 4 yıl 2 ay önce paylaşılmış. Kaynak Hatay’ın o zamanki Belediye Başkanı… Bir suçlama, kışkırtma var mı? Ben göremedim açıkçası… Savcılık ise “Hatay Valiliği bunu yalanladı” diyor. Peki iddianın analizinde ne diyor?

-Hatay Valiliğinin yalanlaması haberin yanlış olduğu anlamına gelmiyor. Valilik bağımsız yargı makamı değil! Açıklamanın bir hukuki değeri de yok…

En az 22 paylaşım Kayseri’den çok önceye ait!

Yanlış okumadınız! Üstelik Kayseri ile alakası dahi yok!

Ayrıca, çoğu başka kaynaklardan alıntı ve bir parti liderinin kamuoyunu uyarmaya yönelik mesajları… Mesela, 5 Mayıs 2022’de Özdağ Zafer Partisi lideri ve milletvekili olarak, Kayseri olaylarından 2 yıl 1 ay önce şu paylaşımı yapmış:

-Zafer Partisi uyarıyor. Yanlış sığınmacı politikası Türkiye’yi bir felakete sürüklüyor. Türkiye’ye ümmet adı altında her türlü sapığın içinde olduğu 10 milyon insanı doldurdunuz. Bugüne kadar bir felaket çıkmadı ise Türk Milletinin asalet ve sabrındandır. Ancak her sabrın sonu vardır.

Şimdi Özdağ’ın analizine bakalım:

-Paylaşım, AKP’nin açık sınır politikasının bir eleştirisi. Suriyeli ifadesi bile yok. Ancak savcı bu mesajın Kayseri olaylarını tahrik ettiğini düşünmüş!

Şimdi de Silivri’deki açık görüş sırasında bana söylediklerine bakalım:

-Savcılık bu iddianameyi 78 günde yazmasına rağmen o kadar itinasız yazmıştır ki 6. Maddede anılan paylaşımı bir maddede de tekrar yazmıştır! Savcının bu hatayı iddianamede 3 kez yaptığını görüyoruz. Esasen 34 paylaşım değil 31 paylaşım söz konusu!

Aslında tümünü paylaşmak isterdim ancak yerim bitti! Gerçekten müthiş öğretici bir iddianame… Ümit Özdağ’ın sözleri ile bitireyim:

-Bu iddianame ileride ceza hukuku derslerinde hukuk fakültesi öğrencilerine Türkiye’de hukukun karanlık devri örneği olarak okutulmalıdır.

Çarşamba sabahı bakalım Silivri Mahkemesinde neler izleyeceğiz?