Tatiller, mesajlar, e-postalar ve bitmeyen yapılacaklar listeleri nedeniyle birçok kişi yoğun bir stres altında hissediyor.

Sosyal medya akışları ve 24 saatlik haber döngüsü de bu yükü artırarak zihinsel sağlığı olumsuz etkileyebiliyor.

Uzun vadede stres; kaygı, uyku bozuklukları, odaklanma güçlüğü ve zihinsel tükenmişlik gibi sonuçlara yol açıyor.

Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) araştırmaları, ABD genelinde stres oranlarının arttığını ve stres kaynaklarının giderek çeşitlendiğini gösteriyor.

APA’nın 2024 anketine göre, insanların yüzde 84’ü tatil dönemlerinde stres yaşadığını belirtiyor. Bununla birlikte 2025 yılına gelindiğinde stresin nedenleri arasında ülkenin geleceğine dair endişeler (yüzde 76), yanlış bilgi yayılımı (yüzde 69) ve yapay zekânın yükselişi (yüzde 57) öne çıkıyor.

GÖRÜNMEZ GÜN NEDİR?

Bu artan stres ortamında “görünmez gün” adı verilen öz bakım trendi giderek daha fazla ilgi görüyor. Görünmez gün, kişinin günlük sorumluluklardan mümkün olduğunca uzaklaşarak beden ve zihnini resetlemesine yardımcı olan yapılandırılmış bir mola olarak tanımlanıyor.

Kişi, bir günlüğüne görünmezmiş gibi davranarak sosyal baskılardan, dijital bildirimlerden ve sürekli etkileşim ihtiyacından uzaklaşıyor.

Psikologlar, akıllı telefonların aşırı bilgi yüklemesi nedeniyle stresi önemli ölçüde artırdığını belirtiyor. Görünmez gün, cihazlarla kurulan ilişkiye de sınır koyarak dikkat ve enerjiyi iç dünyaya yönlendirmeyi sağlıyor.

Uzmanlr görünmez günlerin “duraksama, geri çekilme ve gerçekten önemli olana yeniden bağlanma” fırsatı sunduğunu söylüyor.

NASIL UYGULANIR?

Görünmez gün, kişinin tamamen “çevrim dışı” olduğu 24 saate kadar uzanabiliyor. Bu süreçte yalnızca acil durumlarda ulaşılabilir olunuyor ve gelen mesajlara, isteklere yanıt verme zorunluluğu ortadan kalkıyor. Amaç; dış taleplerden uzaklaşıp zihni dinlendirmek.

KİMLER İÇİN UYGUN?

Her ne kadar faydalı olsa da görünmez gün herkes için uygun olmayabilir. Özellikle depresyon yaşayan kişilerde bağlantının tamamen kesilmesi bazı belirtileri kötüleştirebilir. Ebeveynler veya bakım verenler içinse tam gün görünmez olmak mümkün olmasa da kısa süreli molalar bir alternatif olabilir.

Uzmanlar, görünmez günlerin özellikle sınır koymakta zorlanan ve “insanları memnun etmeye eğilimli” kişiler için yararlı olabileceğini vurguluyor. Bireylerin kendi ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak “Kaç saate ihtiyacım var?” veya “Bu sürede ne yapmalıyım?” gibi sorularla daha bilinçli bir planlama yapması öneriliyor.

Bazı kişiler için iki saatlik bir ara yeterliyken, bazıları 24 hatta 48 saatlik bir molaya ihtiyaç duyabiliyor. Uzmanlar bu süreçte öz şefkatin önemine dikkat çekiyor: “Yaşadığım koşullarda elimden gelenin en iyisini yapıyorum.”

GÖRÜNMEZ GÜN İÇİN PRATİK ÖNERİLER

Edinburgh Üniversitesi’nden klinik psikoloji eğitmeni Mark Hoelterhoff, görünmez gün planlayanlara şu önerilerde bulunuyor:

- Molanın amacını netleştirin.
- Günü bir değer veya güç üzerinden çerçeveleyin; örneğin dinginlik veya merak.
- Dijital gürültüyü azaltın, yumuşak sınırlar koyun. Kısa ve yenileyici aktiviteler uzun boş zamanlardan daha etkili olabilir.
- Talep ve beklentilerden uzaklaşırken doğada zaman geçirmek veya farkındalık pratiği gibi hafif temaslar destekleyici olabilir.
- Günün sonunda ertesi sabah için küçük bir eylem planı hazırlamak dönüşü kolaylaştırabilir.
- Görünmez gün, modern dünyanın hızına karşı zihinsel bir fren işlevi görerek birçok insan için önemli bir öz bakım aracı haline geliyor.