CHP İmralı’ya gitmeme kararını neden aldı?

Ankara koridorlarını yakından takip eden isimlerle konuşuyorum. Tabii ki gündem “İmralı’ya Meclis komisyonundan vekillerin gitmesi” ve İmralı-Edirne hattından yaşananlar sohbetlerin baş konusu!

Çok soru var:

“Abdullah Öcalan ile Selahattin Demirtaş arasında gerilim mi var?”, “Devlet bu konuda ne düşünüyor?”, “DEM’in Demirtaş tavrı ne?”, “Bülent Arınç’ın Demirtaş ziyareti sonrası yaptığı açıklamalar, Demirtaş’ın verdiği yanıt ne anlama geliyor?”, “CHP’nin komisyona üye verme ve İmralı’ya gitme konusunda tavrı ne olacak?”

Yazımı kaleme alırken Meclis komisyonu 18’inci toplantısını yapıyordu ve CHP’nin “Komisyonun İmralı’ya gitmesini doğru bulmuyoruz ve üye vermeyeceğiz, komisyonda kalacağız” açıklaması geldi. 20 Kasım’da “Özgür Özel’in İmralı’ya gitme konusunda net fikri yok yüzde elli elli” başlıklı bir yazı kaleme almış ve CHP’yi yakından takip eden bir isimle yaptığım sohbeti paylaşmıştım:

Özgür Bey’in İmralı’ya CHP’li isimlerin de gitmesi yönünde bir kararı olduğu konuşuluyordu.

Geçen hafta itibarıyla ben de aynı fikirdeydim. Bugünse yüzde 50 50. Bir hafta önce o cümlelere katılırım. Eğer 50 50 olmasaydı toplantıya çağırmazdı komisyon üyelerini. Anladığıma göre; CHP içinde bir grup bu işin devlet işi olduğunu düşünüyor. ‘Devlet işiyse, üzerimize düşen bir sorumluluk varsa bu sorumluluğu yerine getirmemiz lazım’ diyenler var. Vicdani, insani ilişkiler, dış politika ve kurucu parti. Ama yolu yordamı nasıl olur? En az tartışma nasıl olur, bu siyasetin işi. Genel düşünce şöyle özetleyebilirim: ‘Meseleye sadece kamuoyunun karşıtlığı ya da yandaşlığı çerçevesinden bakmadan yürütmek lazım.’ Şunu diyorlar: ‘Uluslararası ilişkiler, dünya ve bölge üçlemesine bakmak lazım. Oradan bakarsak bu görüşme bir detay. Buradan bakarsak çok daha büyük bir işin yapılması için detay. Eğer meseleye buradan bakmazsak seçmen algısı tarafından bakarsak çok büyük bir engel.’ Yani CHP seçmen konusunda kararsız ve Özgür Bey’i de bu zorluyor.

Taban ya da kamuoyunun önemli bir kesimi CHP gitmesin diyor.

Gidilmezse seçmenin desteği aratacaktır. Ama o zaman da diyecekler ki, ‘orada neden oturuyorsun kardeşim’. ‘CHP gitmiyoruz’ dedi. Yıllardır Ankara’da siyaseti takip eden birisi olarak… Zafer Partisi ya da İYİ Parti’nin yapacağı açıklamayı kafamda canlandırıyorum: ‘Çok doğru bir karar ve komisyondan da kalkmanız lazım.’ Ne yaparsa yap bir taraftan salvo gelecek. Ama sürecin bu noktaya gelmesinde AKP’nin kararsızlığı oldu, bunu da unutma!

Bu görüşmedeki, “Taban ve seçmenin İmralı’ya gidilmesine sıcak bakmadığı ve “Gidilmezse seçmenin desteği aratacaktır” cümlelerinin altını çizmek gerekiyor.

Özel: Ne işimiz var İmralı’da

İmralı’ya gidilmeme kararı” alındıktan sonra CHP Genel Merkezi’nden yetkililerle görüştüm.

İlk hatırlattıkları 31 Temmuz’da CHP lideri Özgür Özel’in kurduğu cümleler oldu. Özel o gün şunları söylemişti:

“Daha önce bu gündeme geldiğinde Özgür Başkan, ‘Ne işimiz var İmralı’da’ demiş ve 1 Ağustos’ta şu cümleleri kurmuştu: Türkiye’yi kurtarmak için girdik komisyona. Bu komisyon fikrinin sahibi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Türkiye’yi kurtarmak için komisyona girdik. Bu, haşa anayasa komisyonu değil. Kanun yapmayacak, yöntem önerecek. Zaten oradan bir demokratikleşme çıkmazsa biz çıkarız. Bizim ne işimiz var İmralı’ya heyet yollamakla. Bu işlerin Meclis’te konuşulabileceğini düşünüyoruz. Komisyona bu yüzden giriyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi İmralı’ya heyet yollamaz. Yani böyle bir niyetimiz olmaz. (Çağrılar var, haberler uçuşuyor) Efendim biz komisyona bu yüzden giriyoruz. Biz bu işlerin konuşulabileceği tek yerin Meclis olduğunu düşünüyoruz. Bizim ne işimiz var adaya heyet yollamakla bilmem ne? Meclis en üst mercidir.”

Bu hatırlatmanın ardından da CHP’li kaynaklar şu değerlendirmeleri yaptılar:

- 18 TOPLANTIYA KADAR NE ADIM ATILDI: “Parti en başından bu yana savunduklarını dün de savundu. Komisyonda kalındı, çözüm için, barış için atılacak adımları destekliyoruz. 18 toplantı oldu, bu zamana kadar adımlar atılmış mı? Atılmamış! Ne kayyumlar kalkmış ne siyasi tutuklular bırakılmış, ne Kent Uzlaşısı dosyası kapanmış, ne demokratik siyasetin önünü açacak çalışmalar yapılmış.

- TEK SEÇENEK ÖCALAN DAYATMASI DOĞRU DEĞİL: “Meseleyi İmralı’ya gidip gitmeme meselesi haline getirmek doğru değildi. Bunu hayat memat meselesi olarak, ön şart koymak doğru değildi. Tek seçenek sanki Öcalan’la görüşmek ve dayatma kabul edilemezdi. Ayrıca millet de bunu kabul etmiyordu.

- ÖCALAN’LA GÖRÜŞMENİN NE FAYDASI NE OLACAK: “İnsanlar şunu soruyor: Öcalan’la görüşmenin ne faydası olacak? Kürt kamuoyu da böyle düşünüyor. İmralı’ya neden sıkıştırılıyor? Gidince her şey çözülecek mi? Her şey bitecek mi? İşi buraya getirmek emrivakiye dönüşüyor. Parti de bunu kabul etmedi.”

- SEÇMEN, MİLLET İKNA DEĞİLDİ: “Seçmen, millet ikna değil İmralı’ya gidişe. CHP bu komisyona girerken ne dedi? Biz burada hiçbir arka plan pazarlığına izin vermeyeceğiz. Şeffaf yürütülecek. İçeride ne konuşuluyorsa dışarıda da onu anlatacağız. Sadece MİT geldiğinde hassasiyet gösterdik ve o da doğruydu. Kapalı toplantı oldu. Bu toplantı neden basına kapalı yapıldı? Oylama yapmayalım, kapalı yapalım… 51 üyesi var komisyonun, konuşulanlar onların arasında kalsın. Bunun millete ne faydası var? Faydasız var.”

- TAYYİP BEY NEDEN KOMİSYONU İŞARET ETTİ: “Özel bir kamuoyu araştırması yapmadık ama yapanlar var. Partilere düzenli gönderilen araştırmalar var. Orada da soruyorlar ve İmralı’ya gidilmesi konusunda halk istekli değil. Bu anketleri de sokağı da göz ardı edemeyiz. Bakın bu anket çalışmaları neden etkili? Etkisi yoksa Tayyip Bey, Bahçeli rest çekene kadar bir şey demedi? Niye İmralı kelimesini ağzına almadı da komisyonun karar vereceğini söyledi. AKP’nin genel başkanı olarak üyelerini göndereceğini söylemedi.”

- “İMRALI’YA SİZ DE GİTTİNİZ” DİYECEKLERDİ: “Süreçte bir aksama yaşansaydı ‘Siz de İmralı’ya gittiniz’ diyeceklerdi. Bu karar sadece Genel Başkan Özgür Özel’in değil, MYK’nın ve partinin ortak kararıdır. MYK daha önceki toplantılarında bunlar konuşuyordu. Dün bu yüzden MYK’yı toplamaya ihtiyaç olmadı. Özgür Başkan değerlendirmesini yapmıştı ama ortak karar alındı.”