“Kompartıman” siyaseti Öcalan ve Mazlum Abdi
Soğuk Savaş sonrası bakıldığında aslında Türkiye’nin uyguladığı siyaseti ben ‘kompartıman siyaseti’ olarak düşünüyorum. Yani ülkelerle her konuda, herhangi bir ülkeyle her konuda anlaşmanız gerekmiyor. Şimdi düşünebiliyor musunuz? Biz ABD’yle müttefikiz. Hem de eş zamanlı olarak hasımız. Uluslararası ilişkiler birinci sınıf öğrencisi bunu yazsa sınavda, çakar dersten. Yani bir ülkeyle müttefik ve hasım eş zamanlı nasıl olunabilir diye.” Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Başkan Yardımcısı, siyaset bilimci Doç. Dr. Deniz Tansi, 25 Eylül 2023’te Independent Türkçe’ye verdiği röportajda bu tespitleri yapmıştı. “Kompartıman siyaseti.” Sorunlu dosyaları reddetmeden, iş birliği alanlarını genişletmek.
Milli İstihbarat Akademisi’nin “İsrail- İran/ 12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” başlıklı 58 sayfalık raporunu okurken geldi aklıma “kompartıman siyaseti.” “İran’ın yalnızlığının” değerlendirildiği bölümde akademi şu tespiti yapmış:
“Uluslararası düzlemde devletler arası güç kullanımının ve sivil kayıpların normalleştiği bir ortamda, geleneksel ittifaklar kesin ve tam bir koruma sağlamasa da İran örneği, tarafsız kalmaya çalışan ülkelerin bir anlamıyla ‘sahipsiz’ kaldığını ve daha kolay hedef alındığını göstermektedir. Bu doğrultuda Türkiye’nin, Suriye iç savaşıyla eş zamanlı olarak yıpranan geleneksel ittifak ilişkilerini onarmaya yönelik son dönemde attığı adımlar daha da anlam kazanmaktadır. Türkiye’nin son yıllarda ABD ile ilişkilerini iyileştirmesi, NATO ile ilişkilere de yansımıştır ve bu sürecin sürdürülmesinde fayda mülahaza edilmektedir.”
Geleneksel ittifak… Türkiye’nin NATO’yla olan yolculuğu 73 yıldır sürüyor. Milli İstihbarat Akademisi’nin raporundan da anlıyoruz ki “ABD ve NATO’yla ilişkiler daha da düzelecek.” Peki ya Suriye’nin kuzeyinde SDG yani PKK/YPG’yle ne olacak? Tam bu soruya yanıt ararken aslında soruyla bağlantılı bir röportaj ve bir haber dikkatimi çekti.
“ABD ve İsrail, Esad’a karşıydı”
Röportajı veren isim Suriye’nin PKK kolu SDG’nin yöneticisi Mazlum Abdi. PKK’ya yakınlığıyla bilinen Yeni Yaşam Gazetesi’ne verdiği röportajda Abdi’nin öne çıkan cümlelerine bakalım:
“Yeni bir süreç başladı. Temel değişiklikler yaşanıyor. Her şeyden önce şunu söylememiz gerekiyor: Suriye yakın zamanlara kadar Ortadoğu’da Amerika ve İsrail’e karşı stratejik ve siyasi olarak farklı bir cephede yer almıştı. Bu temelden değişti. Suriye, İran ve Rusya blokundan karşı bir bloka geçti. Bu siyasi açıdan temel bir değişiklik.”
(Buradan anlıyoruz ki, devrilen Esad yönetimi stratejik olarak ABD ve İsrail’in karşısındaydı.)
“Suriye şimdiye dek merkezi hükümetti. Totaliter bir rejim vardı. 14 yıllık Suriye iç savaşından sonra Suriye’nin böyle yürütülmesi, yani totaliter olarak yürütülmesi mümkün değildir. Suriye içeride değişime mecbur, değişim olacak. Merkezi olmayan temelli bir değişim olacak. Bütün halkların rolünü oynayabilmesi için bir temel atıldı. Bundan dolayı yeni bir süreç olduğunu söylüyoruz.”
(Buradan anlıyoruz ki, SDG yani PKK/YPG “merkezi” değil “ademi merkeziyetçi” ya da “özerk” bir Suriye konusunda ısrarlı.)
Devam edelim.
12 yıl önceki görüşmeden bugüne mesaj
Yine Yeni Yaşam Gazetesi.
Haberin başlığını okuyunca Abdullah Öcalan’dan yeni bir açıklama geldiğini düşünüyorsunuz: “Abdullah Öcalan’dan komisyonlara 8 başlık önerisi.” Bugün Meclis’te toplanacak “Terörsüz Türkiye” komisyonuna atıf!
Haberi okuyunca “Birinci Çözüm Süreci” ve Öcalan’ın İmralı Heyeti ile 24 Haziran 2013’te yaptığı görüşmede sunduğu başlıklar olduğunu anlıyorsunuz. Öcalan’ın “İkinci Aşama” olarak tanımladığı eşikler için sunduğu 8 ana başlık şöyle: Hukuk komisyonu, Sosyoekonomik komisyon, Misak-ı Milli komisyonu, Kadın komisyonu, Ekoloji komisyonu, Sivil Toplum komisyonu, Güvenlik komisyonu, Hakikatleri Araştırma ve İzleme komisyonu.
Bildiğimiz bugün Meclis’te toplanacak komisyon “hukuk ve yasal alt yapı” üzerine çalışmalarına başlayacak. Ancak DEM ve PKK’dan anladığımızsa “Toptan bir Kürt sorununun” masaya yatırılması. Yoksa neden Yeni Yaşam Gazetesi’nde 12 yıl önce gerçekleşen İmralı görüşmelerindeki öneriler bugün haber olarak yer alsın?
Bakalım ne olacak?