Öz Elif Sitesi’nden MİT’in başına

Bilmem farkında mısınız? Özel olarak işletilen bir mekanizma bugünlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın üstüne oynuyor. İtibar suikastı mahiyetinde iddialar ileri sürüyor, istifham uyandıracak imalarda bulunuluyor. Peki ama neden? Kanaatimce bu atakların iç ve dış aktörleri ile faktörleri söz konusu... Gerek AK Parti çevrelerinde gerekse farklı mahfillerde Fidan’ın siyasi kariyerine ilişkin başlatılan ‘yakıştırmalar’ da onu, ister istemez dikiz aynasına bakmaya da zorluyor.”

Bu cümleleri Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, 9 Ağustos’ta, köşesinde kurdu.

Sonrasında DEM yönetiminden gelen Fidan eleştirileri de dikkat çekiciydi.

Örneğin; DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, T24’ten Ceren Bayar’a verdiği röportajda dedi ki:

“Gündüz ortası gözlerini kapatan her yeri gece sanırmış. Oysa sadece ona gecedir, çünkü dışarısı apaydınlıktır, gündüzdür. Hakan Fidan da gözlerini kapattığında her yeri gece sanıyor, gözlerini kapattığında Kürtlerin yok olduğunu sanıyor. ‘Kürtler ve hakları yok’ deyince sanki yok oluyormuş gibi davranıyor. Ama Hakan Bey yanılıyor. Umarız tez vakitte gözlerini açar, hakikati görür ve çözüme hizmet eden bir dil kullanır. (14 Ağustos 2025)”

Ta bu tartışmalar ışığında dün gazeteci dostum Caner Taşpınar’ın “Sır Küpü/Taht Kavgası Başlıyor (Kırmızı Kedi Yayınevi)” kitabını bitirdim. Kitap “Hakan Fidan’ın hikayesini” anlatıyor ve bugün yaşanan tartışmaları anlamaya çalışıyor.

“Akıncı” Hakan Fidan

Bilmiyordum, öğrendim. Hakan Fidan’ın gençlik yıllarının şifresi, “Öz Elif Sitesi”ymiş.

Caner’in “Sır Küpü” kitabından okuyalım:

Akıncıların İstanbul’daki lideri Metin Yüksel, Ankara’daki lideri ise Mustafa Gök idi. Metin Yüksel öldürüldükten bir yıl sonra... Mustafa Gök, 28 Mayıs 1980’de Sivas Mitingi için Hacıbayram Camisi önünde otobüsleri beklerken yüksek binalardan ülkücüler tarafından ateş açılarak vuruldu. O günden sonra tekerlekli sandalyede hayatına devam etmek zorunda kaldı.

Kitabın başından bu satıra kadar şu isimlerden bahsettim; Necmettin Erbakan, Metin Yüksel ve Mustafa Gök.

Bu isimlerin temsil ettiği Milli Görüş’ü ve daha fazlasını bir araya getiren Ankara’da bir apartmanlar silsilesi yani site var. Beş bloktan oluşan bir siteydi. Adeta bir getto gibiydi. Ev kiralamak ya da satın almak için referans şartı vardı.

Çünkü... “Öz Elif Sitesi” 1970’lerde “şeriat” hayali kuranlar tarafından inşa edildi. Merhum Necmettin Erbakan’ın özel kalemi Mehmet Kahraman ile Milli Görüş’ün öne çıkan isimleri Fehim Adak, Recai Kutan, Cevat Ayhan site sakiniydi. Prof. Dr. Esad Coşan vardı ve Perşembe günleri sohbet yapıyordu. “Mücahit Arslan” olarak bilinen AKP Milletvekili Ali İhsan Arslan, eski Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener, Kanal 7’nin üst düzey yöneticileri Zekeriya Karaman ile Zahid Akman oradaydı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül’ün dedesi merhum Mehmet Emin Er, merhum Müftü Mehmet Erikel... Ve elbette eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de site sakiniydi. 12 Eylül darbesi olunca Ankara Demetevler’e gönderilen iki tanktan birisi sitenin tam ortasına park edilmişti. Milli Görüş ve Hak-Yol Vakfı’nın üssü olmuştu bu site. Siyaseten Milli Görüş çizgisinde olan sitede Hak-Yolcularla beraber Akıncılar etkiliydi.

Hocalardan dini eğitim alan gençler Akıncı ve Hak-Yolcu ağabeylerinden sportif eğitim alırlardı. Metin Yüksel suikasta uğrayıp Mustafa Gök ise silahlı saldırıda ağır yaralandıktan sonra İslamcı gençler ülkücülerle iyice gerildi. Öz Elif Sitesi’ndeki gençlerin karıştığı kavgalar solculardan çok mahalledeki ülkücülerle oluyordu. Ve bu sitede Akıncıların Ankara lideri Mustafa Gök’ün müdavimi iki genç vardı: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile AKP Sözcüsü Ömer Çelik. Sitedekiler, moderniteye direnen insanlardı. Mahalle futbol maçına bile şalvarlı çıkarlar, takkeyle dolaşırlardı site içinde.

Fidan kim ve neyi temsil ediyor?

Kitabı okurken zaman zaman kafanız karışıyor.

Neden mi?

Çünkü; Hakan Fidan bir sayfada “Amerikancı”, ilerleyen sayfalarda “Anti-Amerikan” ya da “İrancı”… Ya da Fetullah Gülen’in “MİT’in başına Fidan geçmeli” talebini okuduktan sonra sayfaları çeviriyorsunuz ve Fetullahçıların, Hakan Fidan’ı “nasıl hedefe koyduğunu” görüyorsunuz. Kitabın yazarı da Fidan’la ilgili net bir “kanıya” varamadığı için her bölümde farklı bir portre çıkıyor karşımıza.

Caner Taşpınar önemli bir çalışmaya imza atmış.

Peki ya “taht kavgası başlıyor” cümlesinin alt metninde ne var.

Kitaptan okuyalım: “

“Hakan Fidan, Rusya’da istihbarattan gelen Putin gibi bir modelin Türkiye için çok faydalı olacağını düşünenlerin bir numaralı adayı... Bu taht kavgasından nasıl çıkacak, hep birlikte göreceğiz. AKP içinden de dile getirilen 2027 yılında yapılması muhtemel bir erken seçim var. Önündeki adayları hukuk yoluyla, cezaevi, siyasi yasak yoluyla elemeye çalışan bir Tayyip Erdoğan var. Böyle bir süreçte, ne pahasına olursa olsun, seçimi kazanmayı hedefleyen Erdoğan’ın da veliahtını kendisinin belirlemek isteyeceği gerçeği önümüzde duruyor. Hal böyle olursa, Erdoğan seçildikten sonra görev süresini bitirmeden koltuğunu işaret ettiği, birlikte mitinglere çıktığı veliahtına elleriyle verir mi?”

SON DAKİKA HABERLERİ

Aytunç Erkin Diğer Yazıları