Özel-Kılıçdaroğlu bir araya gelmeli
Kemal Bey bir ay konuşmama kararı aldı ve sadece sessiz bir şekilde yaşananları seyredecek.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinden aldığım bu bilgiyi geçen çarşamba günü TV100’de katıldığım canlı yayında açıkladım.
Peki CHP’nin 7. Genel Başkanı neden fikir değiştirdi ve önceki gün sosyal medya hesabından “Sessizliğimiz suskunluk değil, sorumluluktur” değerlendirmesini neden yaptı?
İddialara göre, Özgür Özel öncesi “Kılıçdaroğlu Doktrini”ni şehir şehir gezerek anlatan, “İkinci Yüzyıla Çağrı-Kılıçdaroğlu Doktrini” ismiyle bir kitap da yazan CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre’nin sosyal medya paylaşımı Kılıçdaroğlu’nu açıklama yapmasına neden oldu.
CHP’li Emre özetle dedi ki:
“Adını koyalım; Genel Başkanımız Özgür Özel bu operasyonlar kapsamında hedefe konulmuştur ve kurultayda bütün geçerli oyları olarak seçildiği genel başkanlık koltuğundan iftiralara dayalı bir mahkeme süreciyle uzaklaştırılmak istenmektedir. Buna kimsenin gücü yetmeyecektir. CHP’ye kayyum olmaya hevesli birileri varsa akıllarını başlarına alsınlar.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında da şu “Yunus Emre’yi de içine alan” cümlelerinin altını çizelim:
“Ve ne yazık ki dün siyasi ikballeri uğruna yanımda saf tutan, bir zamanlar benimle yol yürümeyi bir övünç sayarken bugün başka mecralara savrulmuş bazı siyasetçiler de bu koroya katılmış durumda. Hepsi bir ağızdan, hiçbir bilgi sahibi olmadığım, hiçbir dahlimin bulunmadığı bir konuda konuşmamı talep ediyorlar. Oysa biz, bu milletin hakiki gündeminden sapmadan yürümek zorundayız. Şahsi değil, kamusal olana, dedikoduya değil, hakikate yaslanmak zorundayız.”
Kılıçdaroğlu döner mi?
Şu bilgiyi- yalanlasalar da- paylaşmakta fayda var:
Kılıçdaroğlu ve ekibi, 4-5 Kasım 2023 kurultayında/öncesinde “yol arkadaşları” tarafından hançerlendiklerini düşünüyor. Ayrıca kurultaya “şaibe” karıştığına da inanıyorlar. Bu nedenden dolayı da mahkeme sürecine odaklanmış durumdalar. Mahkemeden olası bir “geri dönüş” kararı çıkarsa da görevi kabul edecekler.
26 Mayıs’ta, Ankara 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada da davacıların avukatı Onur Üregen’in şu cümlelerini hatırlatalım: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin olarak ceza soruşturması başlatılmış olması Kurultay’ın iradesinin sakat olduğunu açıkça göstermektedir. 9 vekilin dosyası ayrılarak Parlamenter Suçlar Bürosu’na gönderilmiştir. Burada Kemal Kılıçdaroğlu mağdur sıfatıyla, müvekkilim Lütfü Savaş müşteki sıfatıyla yer almıştır. Soruşturmanın varlığı yalnızca dosyanın ciddiyetini göstermekle kalmamakta aynı zamanda yargılamanın toplumsal etkisini de gözler önüne sermektedir. Tarafımızca sunulan deliller, alınan beyanlar birlikte değerlendirildiğinde dosyanın tekemmül ettiği kanaatine varılmıştır. Dosyada ileri sunulan hususlar somut gerçeklere dayanmaktadır. İleri sürülen iddialar tartışmadan uzak, açık ve belirgindir. Dava konusu olayın kamu düzenini sarsacak etkiler doğuracağı açıktır ve Kurultay iradesi net bir şekilde sakatlanmıştır. Bu nedenle yargılamanın uzatılması değil bir an evvel sonuçlandırılması hukuk güvenliği açısından da zorunludur.”
Mahkeme de davayı 30 Haziran’a erteledi ama tutanakta şu ifadeler yazıldı:
“4-5 Kasım 2023’te yapılan kurultayın yok hükmünde olduğunun tespitiyle iptali, mutlak butlanla sakatlandığı gerekçesiyle Özgür Özel ve MYK, PM üyelerinin görevden uzaklaştırılması ve Kemal Kılıçdaroğlu’yla önceki parti meclisi üyelerinin görevlerine iadesine ilişkin dava olduğu anlaşıldı…”
‘Mutlak butlan’ yani hukuki işlemin, sözleşme ve kanunla belirlenmiş şartlara uymadığından geçersiz sayılmasıyla 4-5 Kasım 2023 kurultayı iptal edildiği anda 3 Kasım 2023’te kim genel başkan ve yönetimdeyse CHP o isimlerle yönetilecek. Sorun tam da burada çıkıyor! Özgür Özel ve yönetimi, bazı gazeteciler-akademisyenler, Kılıçdaroğlu’nun net tavır alarak “Böyle bir kararda Kemal Bey hemen istifa etmeli” diyor. Kılıçdaroğlu ekibi de olası istifayla partinin “kayyumla” yönetilme tehlikesinin altını çiziyor, yeni kurultay sürecinin kendileri tarafından yönetilmesini istiyor. Ancak… Garip bir şekilde CHP içindeki iki kanattan yapılan açıklamaların “sertliği” dikkat çekiyor. Burada çözüm ne? CHP’yi yakından takip eden isimler diyorlar ki:
“Özgür Bey, Kemal Bey’le görüşmeli ve sorunu açıkça konuşmalı. Yoksa parti tartışılıyor. 30 Haziran’a kadar çalkantı sürecek ve çıkacak kararla da yeni bir süreç yaşanabilir. Bu nedenle taraflar aynı masada CHP için karar almalı.”