Yıldırım: Bir motivasyonla saldırıyorlar, jandarmaya gittim ancak sonuç alamadım

Sabah telefonum sessizdeydi.

Duymamışım.

Sonra baktım arayan Oktay Yıldırım. Hemen aradım.

O sırada Jandarma’da ifadeye gidiyordu. Kısaca anlattı:

“Sabah arabama silahlı saldırı yapıldı. Olayın özeti şu: Bundan 8-9 ay önce yine evime dayanılmıştı. Güvenlik kameralarıyla haberdar olmuştum. İlçe Jandarma Komutanı’na söyledim ve burada bana karşı bir provokasyon olduğunu ifade ettim. Evimin yakınında oturanlar ben buraya taşındığımdan bu yana benim içkici olduğumu, köyde istenmediğimi söylüyorlar. Süleymancılar ağırlıklı burada. Benimde beş yıl önce yayımladığım Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu adlı kitabımdan haberdarlar. Sonra jandarmaya gittim. ‘Biz hallettik’ dediler. 12 Ağustos’ta bir linç girişimi daha yaşadım. Yine jandarmaya gittim yine bir şey bulamadılar. Bugün benim erken saatlerde Afyonkarahisar’a Büyük Taarruz’la ilgili gideceğim biliniyordu. Savcılığa bildirmiştim Afyon’a gideceğim diye hem de sosyal medyadan duyurmuştum. Sekiz el arabama ateş el edilmiş. Sabah yayınladım. Beş yıldır bu köyde yaşıyorum. Bu saldırının kaçta yapıldığını da bana söyleyen de köylülerdi. Vicdan azabı çektiklerini söyleyenler var ama korkuyorlar. Daha önceki saldırıların toplumun bu kadar gündeme gelmesinden sonra hatta Meclis’te soru önergesi verilmesine rağmen devam etmesi önemli. Bir motivasyonla bunu yapıyorlar. Birisi emir verdi ve sıktılar.”

Beş yıl öncesine dönelim.

Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu’nu yazmıştı

Ağustos 2019.

O günlerde çok tartışma yaratan bir kitap raflardaki yerini aldı.

Kitabın yazarı emekli astsubay Oktay Yıldırım’dı. (12 Haziran 2007’de Fetullahçıların Ümraniye’de başlattığı Ergenekon kumpasından ilk gözaltına alınan ve tutuklanan Yıldırım. Tam yedi Silivri’de yattı.)

Oktay Yıldırım’ın Kaynak Yayınları’ndan çıkan kitabının adı, “Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu”ydu ve “gizli” damgalıydı. Kimileri raporun Diyanet tarafından hazırlanmadığını kimileri de raporun “istihbari bir çalışma” olduğunu iddia ediyordu. Ancak bildiğimiz, “tarikat ve cemaatlerin” devlet eliyle nasıl güçlendiği hatta siyasete nasıl el attığıydı ve bunu da rapor ayrıntılarıyla anlatmıştı. Raporun şu bölümü önemli:

“Cemaatler 1980 sonrası demokratikleşme ve ekonomik büyüme ortamında büyüdüler, palazlandılar ve büyük birer şirket ya da holdinge dönüştüler. Mali açıdan çok büyüdükleri için cemaatler aynı zamanda birer rant kapısı da oldu. Mensuplarını destekleme, güçlendirme ve kayırma odaklı hareket eden bazı cemaatler diğerlerine göre daha çok bu rant pazarına dahil oldular.”

Oktay Yıldırım’ın “Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu” kitabı mı bu saldırıların nedeni? Bilinmiyor! Bildiğimiz, Yıldırım’ın beş yıldır yaşadığı Balıkesir’in Burhaniye İlçesi Dutluca köyünde son sekiz ayda dördüncü saldırıya uğradığı!

CHP’li Bakan’dan Jandarma’ya sorular

Konunun özetini en iyi anlatan da CHP İzmir Milletvekili ve CHP’nin kurduğu “Gölge Kabine”de İçişleri Bakanı olan Murat Bakan. Sözü Bakan’a bırakalım:

Bir emekli Astsubay, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahraman gazisi, yıllarını terörle mücadeleye vermiş, FETÖ kumpasında hedef alınmış, cezaevine atılmış Oktay Yıldırım…

10 Ağustos’ta silahı gasp edildi, arabası parçalandı, evi taşlandı. Ölümle burun buruna geldi. Biz bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdık. Ama ne oldu?

Devletin alması gereken tedbirler alınmadı. Jandarma soruşturmayı gerektiği gibi yapmadı. Çağrı üzerine devreye girmesi gereken koruma sistemi çalışmadı. Ve bugün, Büyük Taarruz’un yıldönümüne, Afyon’a gitmek üzere evinden çıkacağı bilinen Oktay Yıldırım ikinci kez saldırıya uğradı. Bu bir tesadüf değildir. Tam 4 defa saldırıya uğradı. Bundan 9 ay önce evine girme girişiminde bulunuldu jandarma bilgilendirildi, linç girişiminin ardından aynı akşam evinin önünde silahla ateş açıldı ve son olarak bu sabah; kahramanımıza pusu kurulmuş beklendiği saatte evden çıkmaması üzerine arabası, evi kurşunlanmıştır. Buradan doğrudan Jandarma Genel Komutanı’na soruyorum: Siz ne yapıyorsunuz kardeşim? Bu milletin kahraman gazisi defalarca saldırıya uğrarken, silahı gasp edilirken, arabası parçalanırken, evi taşlanırken, siz neredeydiniz? Koruma sistemi niçin çalışmadı? Şikâyetler neden işleme alınmadı? Siz bu milletin gazisini koruyamayacaksanız kimi koruyacaksınız?”

SON DAKİKA HABERLERİ

Aytunç Erkin Diğer Yazıları