Biraz vizyon!
Bu yazıyı Atina’nın 30 kilometre kuzeyindeki sahil kasabası Lagonisi’den yazıyorum.
Burada bulunma nedenim, Economist Dergisi’nin 29’uncusunu düzenlediği “Belirsizlik içinde dengeli bir şekilde yürümek” başlıklı Yuvarlak Masa Toplantılarıydı.
Toplantıyı Yunanistan Cumhurbaşkanı Constantine Tassoulas açtı. Tassoulas’ın ardından, Kıbrıs Rum Kesimi’nin Temsilciler Meclisi Başkanı Annita Demetriou ve şu anda Yunanistan Meclisinin Ulusal Savunma ve Dışişleri Komisyonu üyesi olan eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis konuştu.
Son zamanlarda Türkiye karşıtı çıkışlarıyla Türkiye’de de ismi sık duyulan Yunanistan Savunma Bakanı Nikolas Dendias da kürsüdeki isimlerden biriydi.
***
Toplantının gündem başlıkları Ukrayna-Rusya savaşı, Avrupa güvenliği gibi konulara odaklansa da Yunan konuşmacılar lafı hep döndürüp dolaştırıp Türkiye’ye ve Kıbrıs’a getirdiler. O kadar ileri gittiler ki bazıları Türkiye’nin Kıbrıs’taki durumunu Rusya’nın Ukrayna’daki durumuna benzettiler.
Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gazetecisi olarak toplantının ilgili bölümlerini “Keşke Türkiye’den de bir yetkili olsa da bunlara cevap verse” diyerek izledim.
Neyse ki The Economist Türkiye’den önceki Başbakan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nu da davet etmişti.
Davutoğlu, bir dönem birlikte Dışişleri Bakanlığı yaptığı Dimitris Avromopulos’la birlikte sahnedeydi.
Uzun zamandır Davutoğlu’nu izleyen biri olarak yazıyorum: Gördüğüm en kısa ama en çarpıcı konuşmasıydı.
Toplantı konuşmacılarının etrafında dolaşarak kaçmaya çalıştığı Gazze konusunu kitabın ortasından cümlelerle gündeme getirdi.
“Gazze’de olanlar korkunç. Bu İsrail-Filistin ya da Yahudi-Müslüman meselesi ya da bölgesel bir sorun değil, bu doğrudan insan hakları problemidir. Bütün insanlık yaşananları görmezden geliyor” cümleleri salonda buz gibi bir hava estirdi.
ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırısına da tepki gösteren Davutoğlu, “Ben görevde olsaydım, Trump’a ‘neden beni bilgilendirmedin’ diye sorardım. Çünkü biz sabah öğrendik” dedi.
Vurulan tesisin Türkiye’ye yakınlığına dikkat çeken ve nükleer serpintiyle ilgili olası sorunların Türkiye’de bir bölgeyi de etkileyeceğine dikkat çeken Davutoğlu, Avrupa ülkelerine de “ABD dengesini kurmak gerekiyor. İnsanlık Avrupalı liderlik bekliyor” mesajını verdi.
Davutoğlu, Yunan ve Rum yetkililerin Kıbrıs ve Türk-Yunan ilişkilerine dair eleştirilerine de çok net karşılıklar verdi.
***
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’in yanı sıra Yunanistan hükümetinden bakanlar, eski CIA Başkanı ve 70. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, eski İtalya Başbakanı/Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, Nobel ödüllü Türk ekonomist Daron Acemoğlu gibi isimlerin de katıldığı toplantıda en çok dikkatimi ne çekti biliyor musunuz?
Yunanistan gerçekten değişmiş.
Bir dönem ekonomik kriz nedeniyle sıkıntılı yıllar geçiren, her alanda Avrupa Birliği’nin kontrolü altına giren Yunanistan’a acayip bir özgüven gelmiş.
Ülkeyi yönetenlerin de muhalefet siyasetçilerinin de sesleri daha gür çıkıyor. Değişik bir iç cephe konsolidasyonunu başarmış olmaları, göç konusunda potansiyel sorunları büyük ölçüde önlemeyi başarmaları, ABD’yle ve Avrupa’yla ilişkilerde ellerini güçlendirmeleri, Rusya-Ukrayna krizinde net tavır alabilmeleri, kendilerini Türkiye karşısında daha avantajlı duruma getirmiş.
Evet, Türkiye konusundaki paranoyaları sürüyor ama Avrupa’yı, ABD’yi Türkiye karşıtı eylemlere yönlendirebilme kapasiteleri onlar için büyük bir avantaja dönüşmüş vaziyette.
***
Peki komşu Yunanistan’da bu yaşanırken, dünya bambaşka konular konuşurken bizde neler oluyor?
Bizim iktidar ülkenin yarısından çoğunu, muhalefet cephesini parçalamak, hatta yok etmek için özel stratejiler uyguluyor. Belediye operasyonları birbirini izliyor.
Mahkemeler de iktidarlar da sosyal medya popülizmine çok fazla kapılmış vaziyette.
2 Temmuz 1993’teki Sivas Katliamından ders çıkarmamışçasına, ülkenin İçişleri Bakanı, provokasyon girişimlerini yatıştırıp bastıracağına, herkese sağduyu telkin edeceğine bariz insan hakları ihlallerini ve şiddet unsurlarını içeren gözaltı videolarını gözümüzün içine sokmayı tercih ediyor. Bu videoların Sivas’ta Madımak Oteli yakan gruplara benzeyen gruplarda “Devlet arkamda” hissi yaratabileceğini, provokasyonları körükleyebileceğini kimse düşünmüyor.
Ne yazık ki hukuk devletinde asla olmaması gereken bir linç kültürünü engellemek yerine adeta teşvik ediyor görüntüsü veriyorlar.
***
Bizim iktidar kendi geleceği uğruna iç cepheyi paramparça etmekten, ülkeyi kutuplara ayırmaktan vazgeçmezken, etrafımızdaki ateş çemberi büyüyor ve dünya gerçekten birçok olumsuz gelişmeyle yüzleşiyor.
Türkiye bütün gücüyle ve ulusal bir iç cephe mutabakatıyla bu gelişmelere hazırlıklı olmak zorunda.
Bunun için de bir vizyon gerek. Sizce bizim iktidarda o vizyon var mı şu anda?
***
BUGÜN 2 TEMMUZ. 32 YIL ÖNCE BUGÜN SİVAS’TA HUNHARCA KATLEDİLEN CANLARI SAYGIYLA ANIYORUM...