Yeni Türkiye’nin bir günü...
21 Mayıs 2025 tarihi itibariyle ülkede şöyle bir manzara vardı:
* AĞLATILAN VALİ: PKK terör örgütünün ölen iki yöneticisiyle ilgili anma programına izin vermek istemeyen Tunceli Valisi, Ankara’dan “izin verin” talimatı gelince 19 Mayıs törenlerinde göz yaşlarını tutamamış ve Merkez’e alınmak istemişti. İçişleri Bakanlığı dün öğleden sonra Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun İçişleri Bakanlığı emrine alındığını açıkladı.
* ÖLDÜREN AMA CİNAYET ALETİ SAYILMAYAN BIÇAK: Mattia Ahmet Minguzzi öldürülenlerle ilgili duruşmada şöyle bir detay ortaya çıktı: Minguzzi’yi öldüren bıçağın, silah olmadığı, taşınmasının suç sayılamayacağı, o bıçağı taşıdığı için katilin ayrıca ceza almayacağı savcılık tarafından karara bağlandı.
*- ÜÇÜNCÜ DEFA DELİNEN ANAYASA: TBMM’de Hakimler Savcılar Kurulu’na üye seçimi yapıldı. Anayasa’nın 159. Maddesi’nde TBMM’deki seçimin nasıl yapılacağı açıkça anlatılmış:
“Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması halinde ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde, her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır.”
Bizzat AK Parti tarafından yazılmış bir anayasa maddesinde yöntem bu kadar net tarif edilmesine rağmen iktidar ad çekme yerine salt çoğunlukla üçüncü bir oylama daha yaptırma yoluna gitti. CHP Genel Kurul görüşmelerine katılmayarak durumu protesto etti.
Anayasa hükmünün açıkça ihlal edildiği bu durum karşısında top şimdi Anayasa Mahkemesi’nde.
Daha önce Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayı reddeden iktidarın, Anayasa’yı ihlal zincirine yeni bir halka eklendi.
* PARTİLEŞEN YARGI YÖNETİMİ: Anayasa’ya uyulmayarak yapılan HSK üye belirleme seçimlerinde haliyle iktidar partilerine yakın isimler seçildi. Geçmişte Hak Yolcu, Yargıda Birlikçi, Sosyal Demokrat gibi sıfatlarla anılan HSK üyeleri artık doğrudan MHP’li AK Partili gibi sıfatlarla anılmaya başlandı.
* KAFA KARIŞTIRAN DAVA: Ankara mahkemeleri 777 sanıklı Gezi soruşturması için, suçun türüne göre zaman aşımı hükümleri gereği takipsizlik kararı aldı. Oysa aynı Gezi eylemleri nedeniyle Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden yıllardır cezaevinde yatıyorlar.
* ETKİSİZ KALINAN DIŞ POLİTİKA: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, CHP lideri Özgür Özel’i dış politikadan anlamamakla suçladığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dış politikasını övdüğü anlarda ABD, bölünmüş Suriye planını adım adım gerçekleştiriyordu. Önce beşe bölünmüş bir siyasi harita ortaya çıktı. Ardından ABD Dışişleri Bakanı Suriye’yi çok ağır bir iç savaşın başladığını duyurdu. Onu, eski CIA Başkanı ve Trump’ın eski Dışişleri Bakanı Pompeo New York Times Gazetesine “YPG’nin korunup kollanması, ABD’nin Kürtlerin bir vatanı olması için destekçi olması gerektiği” mealinde bir makale yazdı.
Bu arada yeni atanan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack da Trump’un Suriye özel temsilcisi ilan edildi.
***
Silkelenen CHP’li belediyeleri, kandırılan emeklileri, hurafeci sosyal medya fenomeni öğretmenler ve tarikat/cemaatlerin abi ve ablalarıyla dağıtılan eğitim sistemini, yüksek faturaları, düşük ücretleri, bitmeyen zamları, sürekli salınan yeni vergileri saymıyorum dahi...
Ne yazık ki halk desteği dibe vuran mevcut iktidarın “Yeni Türkiye”sinde sıradan bir gün böyle geçiyor.