Organize işler

İspanya'nın lider olduğu grubumuzda Gürcistan maçına başlarken önceliğimiz ikincilik konumumuzu korumanın yanında, Bulgaristan maçında yakaladığımız yüksek enerjiyi sürdürebilmekti. Nitekim rakibe göre güçlü olan kadromuzla ilk yarıyı 3-0’lık net bir skorla tamamladık.

Genel tablo içerisinde takımımızın başarısına bakınca, öncelikle Lucescu döneminde altyapı eğitimini Avrupa’da almış oyunculardan kurulu iskelet kadronun sürekliliği sağlanarak bu günlere gelindiği görülmekte. Zaman içinde bu kadroda değişiklikler olsa da kurulan sistem ile yurt dışındaki yetenekli oyuncularımızın takibi yapılarak ilerlenmesi belirli bir standart sağlarken, milli takımdaki yurt içinde altyapı eğitimini alan çok yetenekli oyuncularla da iyi kaynaştırılmaları beraberinde bu başarıları getirmeye başladı.

Bu maçta da ilk 11’de yer alan oyuncuların aşağı yukarı yarısı gurbette futbol oynamayı öğrenen oyunculardandı. Netice ortada (4-1); kadroda ne Osimhen var ne de Jhon Duran!

Demek ki neymiş, altyapı oyuncularına çağdaş, bilimsel ve sürekliliği olan yatırım yaptığınız takdirde bu coğrafyanın DNA’sını taşıyan oyuncular Real Madrid dahil her takımda oynayabiliyorlarmış.

Milli takımımızın kazandığı günde bunları konuşmak ne kadar doğru bilmiyorum ama, kulüplerin gayrimenkullerinden çıkarak bankalar birliğini ancak kapatıp, onlarca milyon Euro’ya yabancı starlar transfer etmesinin günlük başarılar dışında zaman içerisinde maliyetinin ne olacağını hep birlikte göreceğiz.

Umarım biz yanılırız ama haklı çıkarsak bu işleri yapan yöneticilere söyleyecek birkaç ağır kelamımız olacak! Eğer bu duruma düşmek istemiyorlarsa da starları öz kaynaklarından yetiştirmenin doğru yöntem olduğunu artık anlamaları gerekiyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

Fatih Söylemezoğlu Diğer Yazıları