Riga'da denize döktük!
Denk kuvvetlerin mücadelesi şeklinde geçmesi beklenen yarı final
eşleşmesi, maç öncesi Cedi’nin sakatlığı ile farklı senaryolara
evrilmişti. Neticede Cedi kadrodaydı ancak yaşadığı sakatlık
performansını
etkileyebilirdi.
Bu olumsuzluğu olumluya çevirebilmek Furkan, Şehmuz ve Kenan
üçlüsünün ekstra skor üreterek bu
açığı kapatmasına bağlıydı, ki bu da 3’ünün toplamda Cedi’nin
turnuva ortalaması olan +15’i atmaları
demekti.
Oysa oyun beklenen senaryonun aksine gelişti! Belki de
kamuoyunda oluşturulan Cedi algısı ile gerçek
farklıydı! Öyle ya rakibi neredeyse sayı tuşu ile sahadan silmemize
rağmen sakat olan oyuncumuz hala
sahadaydı, bilemiyorum! Demek ki hiçbir şey kitapların yazdığı gibi
değilmiş, bunu bir kez daha gördük.
Giannis Antetekounmpo’nun oynamadığı maçta Bosna Hersek’e yenilen Yunanistan maça temkinli başlamasına rağmen, ilk çeyrekte dışarıda kalıp adeta ateş alarak 4’te 4 üçlükleri ile X faktör olan ve maçı domine eden Ercan’a çözüm üretemedi. İyi savunmamızın 5 top kaybı yaptırması, beraberinde Yunanlıların henüz 4 numarada dış şut tehdidini bulamaması momentumun tamamen bizde kalmasını sağladı.
İkinci çeyrekte yakaladığımız 12-0’lık seri, Ercan’ın 18 sayısı,
rakibin 12 top kaybı yanında bizim sadece 2
top kaybımız ve 7 top çalmamız ilk yarıdaki 18 sayı farkı
getirdi.
Devre arasından aynı enerji ile dönen millilerde Alperen’in de
devreye girmesiyle rakip resmen sürklase
oldu. Adeta Kurtuluş savaşında Yunan ordusu başkumandanı Nikolas
Trikopis’in Türk ordusu tarafından
esir alınması gibi, oyuncularımız da Yunan rakiplerini esir alarak,
Riga’da Yunan ordularını ikinci kez
denize döktüler!