Sadece 37 dakika...

Futboldan anladığımı iddia edemem ama, bu yaştan sonra oynanan oyunun kalitesi hakkında yorum yapabilecek kadar spordan anlarım.

Frankfurt-Galatasaray maçını izlerken özellikle 37 dakika Türk futbolu adına Galatasaray’ın oynadığı oyun ile gurur duydum. Bakmayın siz ilk yarıda yenilen 3 gole, tam tersi de olabilirdi!

Sahada futbol adına doğruları yapan, ayağa paslarla ve topu ayağına alan oyuncuların buram buram kalite kokan pasları ile rakibi şaşkına çeviren Galatasaray için bambaşka şeyler söyleyecekken yapılan birkaç basit hata ile 8 dakika içerisinde yenilen 3 gol karşımıza bambaşka bir tablo çıkardı.

Devler liginde aşağı yukarı bir devre boyunca bunları yapabilen bir takım, bundan sonrası için de taraftarına güzel günler yaşatacak gibi gözüküyor.

Ülkede her şeyden o kadar bunalmış, o kadar umutsuzluğa kapılmışız ki, bu kadarı bile içimizi 37 dakika da olsa kıpır kıpır yaptı! Gerçi bu kadar güzelleme yapınca, bunu sanki “güzele güzel” demek suçmuş gibi taraftarlık hamaseti ile eleştirenler olacaktır.

Onlara buradan naçizane tavsiyem, önce başarıyı “yerde değil de gökte arayan” başkanlarının ayaklarının yere basmasını sağlamaları, sonra da fiili olarak devam etse de gönüllerde başkanlığın sona erdiğini birilerinin söylemesi gerektiğini hatırlatırım.

Skora bakınca, sen hangi maçı izledin? Dediğinizi duyar gibiyim. Aynı maçı izlediğimizin farkındayım. Amatörce yapılan hataların bu acımasız tabloyu ortaya çıkardığının da farkındayım.

Bir de unutmadan söyleyeyim, tüm bunların yanında tünelin ucundaki ışığın da farkındayım. Unutmayın “bir şeyi bir kez yapan, bir daha yapar”. Bir gün bir de bakmışsınız, 37 dakika yapan 90 dakika da yapabilmiş!

SON DAKİKA HABERLERİ

Fatih Söylemezoğlu Diğer Yazıları