Bakan yardımcılığı çöktü!
Siyaset kulislerinde bir süredir sokaktaki gündemle ilgisi olmayan bir konu çok tartışılıyor. İlk olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile bakan yardımcısı eski milletvekili Bülent Turan arasında yaşanan gerginlik, bu sorunun neredeyse tüm bakanlıklarda yaşandığını ve sistemin çalışmadığını gözler önüne serdi.
İktidar kulislerinde, birbiriyle sorun yaşayan, tartışan, kavga eden, bir araya gelmeyen bakan ve bakan yardımcıları hikayeleri anlatılıyor. Saraya birbirini şikayet eden, makamını, siyasete dönmek ya da bakan olmak için ‘bekleme odası’ gibi kullanan isimlere ilişkin örnekler aktarılıyor.
Bakan yardımcılarına da ‘bakanım’ diye hitap edildiği için bakanlık koridorlarında aynı anda ‘bakanım’ diye karşılanan 5 kişiye birden rastlanabiliyor!
***
Örnekler çok. 60 yaşındaki genel müdüre fırça atan 30 yaşındaki bakan yardımcısından tutun da kendi özel kalem müdürünü bakan yardımcısı olarak atayan ve bakanlığın tüm işlerini sadece o isim üzerinden yürüten bakanlara kadar.
Hatta, seçim bölgesine giden eski milletvekili yeni bakan yardımcısının, ilde kendisini bakan gibi karşılama protokolü istediği, bunun da ilin valisi tarafından Ankara’ya şikayet edildiği anlatılıyor.
Yani, bakanlık çalışmalarının daha verimli olması, vatandaşın taleplerinin öncelenmesi, ülkenin gelişmesine katkı sağlayacak projeler üretilmesiyle ilgili anlatılan pek bir şey yok. Çok az sayıda bakan yardımcısı, bakanlık bürokrasisi tarafından benimsenip, verimli çalışma yapıyor.
***
Bu sorunlar nedeniyle, sistemin revize edilmesi gerektiğiyle ilgili değerlendirmeler var. Öneriler ve saptamalar şöyle;
- Eski müsteşarlık sisteminde, bakanlığın mutfağında yetişip tüm aşamalarda görev aldıktan sonra bu göreve geliniyordu. Bu süreç, saygı ve ekip olma ruhunu gelişiyordu. Ayrıca, bakanlıkta görev yapan diğer kadrolara yükselme umudu veriyordu.
- Bakan yardımcılarının büyük bölümü dışardan atanıyor. Çoğu da eski milletvekili veya siyasilerin yakınları. Eğitimleri olsa bile bakanlığın işleyişi hakkında bilgi sahibi değiller.
- Bu kadar bakan yardımcısına gerek yok. Bakanın iki yardımcısı olmalı. Birinci yardımcı kurumdan müsteşar statüsünde, ikinci yardımcı ise dışarıdan atanabilir. Dışarıdan atanan bakan yardımcısının halkla ilişkiler, vatandaşın ihtiyaçlarını öncelemek görevi olmalı. Birinci yardımcı, statü olarak da önde olmalı.
- Bakan yardımcılarının çoğunu cumhurbaşkanı belirliyor. Bakanların görüşü alınmayan kadrolar var. Zaman içerisinde saraydan atananla, bakan arasında güç savaşı başlıyor. Bakan, fazla ön plana çıkan bakan yardımcıları pasifize edebiliyor. Ciddi çekişmeler yaşanıyor.
- Bazı bakan yardımcıları, bu görevi politika üreten makamlar olarak değil, kendi siyasi geleceğini garantileme yeri olarak kullanıyor. Kendi illerine öncelik vererek bir sonraki seçime hazırlık için ‘durak’ gibi görüyor…”
***
Yeni bürokrasi yaratıp, işlerin daha yavaş yürütülmesine neden olan bu yapı, bizzat içinde olanlar tarafından verimsiz bulunuyor.
Tüm bu anlatılanlar, devleti hantal bulup, ‘küçültme’ vaadiyle iktidara gelen AKP’nin, saray dahil yarattığı yeni kadroların hantallığa katkısını da gözler önüne seriyor.