Bürokrasi direnci mi, bahane mi?

Türkiye’de seçimleri muhalefet kazanmaz, iktidar kaybeder” sözü bir AKP’liye ait. Son dönemde üst üste yapılan yanlışları, AKP’nin bu sürece girdiği şeklinde yorumlayanlar var. Parti içindeki kamplaşma, yargının siyasallaşması, parti sözcülüğüne soyunan ekiplerin medya önündeki kavgası en çok konuşulan konular.

İktidar Partisi’nin belediye başkanları transferleriyle dikkatleri başka tarafa çekme ve çekim merkezi oldukları imajı yaratma çabalarına karşın, her gün gündem olan farklı konular var. ‘Parti bizi temsil etmeyenleri niye susturmuyor?’ diye soranlar, açılım sürecinde zorluk çıkaran bürokrasiden şikayetler edenler gibi.

HERŞEYİ ONLAR BİLİYOR!

* Sosyal medyada AKP adına konuşanlarla ilgili olarak, “Onlar partinin sözcüsü değil, birileri sustursun şunları”, “Ömer Çelik, Efkan Ala gibi yöneticiler çıkıp, kimse bizim adımıza konuşamaz diye açıklama yapsın” sesleri yükselirken, bir kişi partiden uzaklaştırılınca sorumlulukları sona erdi sanki.

Hem iktidar medyasında hem parti içindeki bazı isimlerin ‘her şeyi bilen imaj ustası’ gibi açıklamalar yapmasına yönelik çok rahatsızlık var. AKP’ye hizmet ediyor gibi görünseler de parti içindeki bazı klikler ve gruplardan talimat aldıkları iddiaları konuşuluyor.

AĞIRDAN ALMA MI VAR?

* CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıkladığı ve kamuoyunda yankı uyandıran yargı borsası iddiaları konusunda bir ‘sallanma’ söz konusu.

Partide, “Avukatlarla ilgili şikayetler Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne geliyor. Değişik konularında çok sayıda dosya var. İncelemeler rutin olarak sürüyor. Savcı ve hakimlerle ilgili şikayetler ise HSYK’nın konusu. Son iddialar da bu çerçevede değerlendirilir” gibi bir bakış hakim.

Siyasi iradenin bu vahim iddialarla ilgili tutumu şüpheli. “Bunlar otomatik işleyen süreçler” gibi geçiştirmeye yönelik değerlendirmeler yapılıyor.

BÜROKRASİ DİRENİYOR MU?

* Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun kendisinde değil ama etki eden unsurlarda sıkıntı var. Örneğin atılması gereken adımlarla ilgili olarak bürokrasi direnç yaşandığı öne sürülüyor.

* DEM’in Adalet Bakanlığı’na ilettiği hükümlü dosyalarıyla ilgili gelişmeler çok yavaş işliyor. Aynı durumun hasta mahkumlar için de söz konusu olduğu anlatılıyor. İBB operasyonuyla tutuklanan, ciddi sağlık sorunları olanların çeşitli bahanelerle halen cezaevinde olmaları da bu dirence bağlanıyor. Ama siyasi otoritenin topu bürokrasiye attığını düşünenler de az değil.

* Diğer yandan komisyondan davet bekleyen ilgili bakanlıklarda da hazırlıklar yapılıyor. Esas önemli başlık, yasal değişiklikler olacak. Bunların nasıl mümkün olacağı, nasıl formüle edileceği gibi konularda brifingler düzenlendiği biliniyor. “Zorluklar var ama ilerleyecek. Silahların bırakılması ve örgütün lav edilmesinden geri dönüş yok. Suriye kaynaklı sorunlar da zaman içinde çözülecek” yorumu yapanlar var.

ALTUN’UN MAKAM SORUNU!

* Direkt gündemle ilgili olmasa da içinde Fahrettin Altun geçen tüm konular ilgi çekiyor. Kendisinin, görkemli İletişim Başkanlığı binasından sonra Bakanlıklar semtindeki yeni makamına alışmakta güçlük çektiği biliniyor.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurum (TİHEK) Başkanlığı’nın olanaklarını yeterli bulmayan ve eksiklerini ilgili bakanlıklar üzerinden halletmeye çalışan Altun’un pek yol alamadığını öğrendik. Parti içindeki kulislere göre, en son ilgili bakanlıklardan 15 adet minibüs istediğinin reddedildiği anlatılanlar arasında.

SON DAKİKA HABERLERİ

Nuray Babacan Diğer Yazıları