Erdoğan’ı feci kızdırdılar

Bir süreden beri, ‘liyakat ehliyet, iyi yönetim’ konusunda zaafların yaşandığı çok sayıda örnek ortaya çıkıyor. Konudan konuya o kadar hızlı atlanıyor ki; bazen tam olarak irdelenmiyor bile. Geçen haftalara damgasını vuran kamu işçileri toplu sözleşme görüşmesinin perde arkasında yaşananlar size bu konuda yeterince fikir verecek.

Yaklaşık 600 bin kamu işçisinin 2025-2026 dönemindeki mali ve sosyal haklarının belirlendiği ve haftalarca süren görüşmelerin perde arkasında acayip bir trafik ve kriz yaşandı.

Kamuoyuna yansıyan farklı açıklamalar, birbiriyle tartışan bakan ve sendika yöneticileri, konunun krize gittiğini görünce ‘arabulucu’ olarak devreye sokulan eski bakan, “hepiniz ayrı şey söylüyorsunuz, ne olacaksa olsun” diye kızan ve zor ikna edilen Cumhurbaşkanı, olmak üzere ilginç olaylar yaşanmış…

***

Özellikle ekonomik açıdan ciddi sıkıntı yaşandığı dönemlerde kamu çalışanlarına yapılacak zam konusu her zaman büyük tartışmalara neden olmuştur. Ancak bu kez, kötü yönetim, koordinasyon ve iletişim sorunu gibi birçok başlık var.

Kriz herkesin bildiği gibi Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan tarafından uzlaşma sağlandığı diye açıklanan teklifin, ekonomi yönetiminin devreye girmesiyle geri çekilmesiyle başladı. Toplu sözleşme tarihinde bir ilk yaşandı. Hükümet kabul ettiğini açıkladığı teklifi geri çekti. Yaşananlara dönersek;

***

- Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, görüşmelerin tıkandığı noktada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşmeye gidiyor... 2025 yılının tümü için yüzde 24 olarak verilen yeni teklifin revize edilmesini istiyor. “İkinci altı ay için bu teklife gerçekleşen enflasyon eklenemez mi” diye soruyor, Erdoğan kabul ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da kamuoyuna yeni teklifi 24 artı 16.67 olarak duyuruyor.

- Bu rakamları televizyon ekranından öğrenen ekonomi yönetimi deliye dönüyor. Tüm dengeleri altüst edecek bu hesaplama nedeniyle alarma geçiliyor. Hem Cevdet Yılmaz hem de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bunun mümkün olamayacağını dile getirerek, pozisyon alıyor.

- Bu arada Cevdet Yılmaz teklifin geri çekilmesine kızan Türk-İş Başkanı’yla gergin bir görüşme yapıyor. Çalışma Bakanı “Ben de emir kuluyum” diyerek anlaşmadan geri çekiliyor. Herkesin birbirine girdiği bu süreç, toplu sözleşme tarihine geçiyor!

- İşte bu noktada kapalı kapılar ardında mekik diplomasisi başlıyor.

- Krizin büyüyeceğini anlayan AKP yöneticileri, memleketinde tatil yapan eski Çalışma Bakanı Faruk Çelik’e ulaşıyor. Kendisinin taraflarla görüşerek sorunu çözmesini isteniyor. Çelik, apar topar Ankara’ya gelerek Kazakistan heyetinin yemeğinde Sarayda Cumhurbaşkanı’yla görüşüyor.

- “Toplu sözleşme görüşmelerinde sorun yaşanıyor, çözüm bulmak lazım” sözlerine kızan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Herkes başka bir şey anlatıyor. Hepiniz ayrı şey anlatıyorsunuz. Ne olacaksa olsun, nereye gidecekse gitsin…” diye tepki gösteriyor.

- Bu görüşmeden olayın grev ertelemesine gideceğini anlayan Çelik, Cumhurbaşkanı’ndan temasları için süre istiyor. Partide, “Grev ertelemesi diye başlar, toplumsal olaylara dönüşür. Tüm sendikalar devreye girer. Eylem havasında işe gider gelirler. Muhalefet bunu kullanır. Büyük sıkıntı olur…” değerlendirmeleri yapılıyor.

- Çelik, hızlı bir mekik diplomasisine başlayarak, önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le görüşüyor. Neredeyse yarım gün süren görüşmelerin sonunda Şimşek belli bir noktaya geliyor.

- Sonra sendikalarla gece yarılarına kadar süren görüşme başlıyor. Faruk Çelik ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz süreci yönetiyor. Taraflar geç saatlerde uzlaşarak anlaşmaya paraf atıyor.

n Bu arada Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan Türkiye’de bile değil, G-20 toplantısı için Brezilya’ya giden bakan apar topar Türkiye’ye çağırılıyor. Önce anlaşmaya varıldığı kamuoyuna duyuruluyor. İki gün sonra da imza töreni yapılıyor.

***

Özetle bütün bu yaşananlar, “Liyakat ve ehliyetin, her şeyi liderden beklemeden inisiyatif kullanarak çözme çabasının, uzlaşma arayışının, ikna kabiliyetinin ne kadar önemli olduğunu” bir kez daha gösterdi. Çalışma Bakanının savunduğu şeyin arkasında duramaması, bakanlar arasındaki kopukluk son örneklerden bazıları.

Deneyimli bir siyasi, “Eskiden herkes inisiyatif kullanır, Cumhurbaşkanını son noktada devreye sokardı. Başında işi Cumhurbaşkanına çözdürmeye çalışmışlar. Her konu Cumhurbaşkanına götürülecekse bu sistem yürümez, çöker…” yorumu yaparak son noktayı koydu…

SON DAKİKA HABERLERİ

Nuray Babacan Diğer Yazıları