YSK’nın yetki ısrarı sürüyor
İktidarın, gerçek memleket meseleleri dururken yeni mesele yaratma hızına yetişemesek de CHP kongresinin iptal edilmesi için açılan davanın ‘haksızlığı ve yersizliği’ konusundaki hukuki tartışmalar bitmedi. Yüksek Seçim Kurulu’nun tek yetkili kurum olduğu ısrarı sürerken, Ankara koridorlarında ilginç örnekler anlatılıyor.
Herkesin bildiği gibi CHP’ye kayyum atama planı, bazı küskün CHP’lilerin de desteğiyle belli bir noktaya getirildi ve mahkeme, delegelere rüşvet verildiği dahil birtakım iddiaları görüşmek için 8 Eylül’e ertelendi. Fakat tartışma bitmedi, özellikle de YSK içinde.
YSK’nın AKP’li temsilcisinin davaya ilişkin itirazları, YSK üyelerinin tamamının yapılanlardan rahatsız olduğu iddiaları gündem olmuştu. Yüksek Seçim Kurulu’nun tek muhatabın ‘kendileri olduğu’ ısrarı sürüyor.
Net bir görüş var, mahkemeden ne sonuç çıkarsa çıksın, kararın Yüksek Seçim Kurulu’na gönderilmesi ve son karar makamının YSK olduğu…
***
Kapalı kapılar ardında yapılan değerlendirmelerde, YSK’nın yargı makamı olduğu, geçmişte itirazlar üzerine tüm partilerin il ve ilçe kongrelerine yönelik iddiaları incelediği, bu itirazlarda ‘rüşvet verildiği’, ‘delegelerin satın alındığı’ gibi konuların ortaya atıldığı anlatılıyor.
YSK’nın kendilerine yapılan onlarca başvuruyu ‘seçim güvenliğini zedeleyeceği ve ispat edilemeyeceği’ gerekçesiyle reddettiği bilgisi paylaşılıyor. Ayrıca, delegeleri ikna etmek için yapılan girişimlerin rüşvet sayılamayacağına ilişkin kararlar da var.
Böyle bakıldığında AKP yönetiminin kongrelerden önce dağıttığı saatler, içinde marka kalemler ve malzemelerin bulunduğu çantalar bile tartışma konusu yapılabilecek.
Hatta konuyu daha ileri götüren hukukçular, “Seçim döneminde ‘şunu vereceğiz, bunu yapacağız’ diye anlatılan vaatler bile rüşvet sayılabilir. Bunu nereye kadar götüreceksiniz?” diyorlar.
***
CHP belediyelerine yapılan operasyonlar bile AKP’lileri ikna etmemişken, CHP kongresine yönelik tartışmalar hiç alıcı bulamadı. Troller hariç. Daha önce de yazdığımız gibi farklı düşünenlerden susmaları istendi. İkna olmayanlar susuyor ama bu kez de hukuksuz uygulamalara destek vermeyip sustukları için ‘hedef’ oluyorlar.
AKP içindeki kafa karışıklığı ve kaos hiç az değil. Çünkü, parti içerisinde “Bu süreci iyi yönetemedik, unutulur gider dedik ama olmadı, gündemi CHP belirliyor…” diyenlerin sayısı artıyor.
Hukuksuzluğa tepkinin, bir süre sonra azalarak biteceğine olan inanç zayıfladı. Özellikle İmamoğlu operasyonunun 100. gününde Saraçhane’deki kalabalık AKP’lileri daha da zorladı.
Tabi, CHP’nin ısrarlı tutumu ve toplumsal muhalefeti ayakta tutma çabalarının, sinirleri daha da bozduğu ve iktidarı daha da hırçınlaştırdığını düşünenler de var. Konuya, bilek güreşi gibi bakıyorlar…