Bir değil biz olunca kazanılır
Galatasaray’ın şampiyonluğunu ‘Osimhen farkı’ diye yorumlamak
çok doğru olmakla birlikte şampiyon takımın diğer oyuncularının
alın terine, emeğine, çabasına, yaratıcılığına haksızlık diye
düşünüyorum...
Galatasaray’ın şampiyonluğu ‘Osimhen farkı’ ile sınırlıysa…
- İstikrar abidesi kaleci Muslera’yı nereye koyacağız?
- Ligin en iyi iki stoperi Davinson Sanchez ile Abdülkerim’i ne yapacağız?
- Orta sahada Berlin Duvarı’nı yeniden ören Torreira ile Lemina’yı nasıl anlatacağız?
- Futbolun iki yönünü de süper oynayan Sara’yı nerelere saracağız?
- Sağ önde sol ayağını ‘altın raket gibi’ kullanan Yunus Akgün’ü ne yapacağız?
- Rüzgarın oğlu gibi rakip savunmaları savurup atan Barış Alper’i yok mu sayacağız?
- Savaş ‘bir’ değil ‘biz’ olunca kazanılır... Galatasaray’ın şampiyonluğunda ‘Osimhen farkı’ elbette başrolde...
- Ama bu hikayenin bir değil, birden fazla kahramanı var...
Galatasaray 10 numara bir sezon geçirip, 25. şampiyonluğu kazanıp, 5. yıldızı taktı... Sezon sonunda karşımızda 10 numara 5 yıldız Galatasaray var… Galatasaray’ı bu sezon 10 numara yapan 10 özelliği sıralamak isterim:
1- İcardi varken Osimhen’i almak...
2- Osimhen varken Morata’yı kiralamak...
3- İngilizlerin ikinci liginden Sara için 22
milyon Euro verip kadroya katmak...
4- Yunus Akgün’den yıldız yaratmak...
5- Torreira ve Lemina ile orta sahayı geçilmez
yapmak…
6- Takımın sırtına yük olanlardan hızla
kurtulmak...
7- Transferde büyük oynamak...
8- Takım içinde müthiş bir pozitif hava
yaratmak...
9- Dayanışmayı zirveye çıkartmak...
10- Hızlı, çabuk ve öne oynamak...
Sonuç: 10 numara 5 yıldız Galatasaray...
LEMINA ÖNCESİ VE SONRASI
Galatasaray, Lemina öncesi 2 ay içinde 26 gol yedi... Galatasaray, Lemina sonrası 3 ay içinde sadece 7 gol yedi... Fazla söze gerek yok... Bazen bir cümle bir sezonun özeti gibidir...
SAYILAR YALAN SÖYLEMEZ
Yorumun ‘sana göre bana göre’si olur... Sayıların olmaz... Sayılar yalan söylemez... Galatasaray son oynadığı 8 Türkiye Kupası finalinin tamamını kazanmış... İşte o sezonlar: 1998-99, 1999-2000, 2004-2005, 2013-14, 2014-15,2015-16,2018-19, 2024-25... Galatasaray’ın 2000’li yıllardan bu yana bir finali kaybettiğini, önde götürdüğü bir yarışı geride bıraktığını hatırlayan var mı?
İDDİA: OSIMHEN JUVENTUS'A
Monaco’da yaşayan, Fransa ve İtalya ile iş yapan, Galatasaray kulübünün çok içinde olan bir dostumla görüştüm… İtalya’nın önemli isimleriyle konuşmuş... Juventus’un Osimhen’in bonservisi için Napoli’ye 75 milyon vermeyi kabul ettiğini ve Osimhen’le anlaştıklarını iddia etmişler... Kaynak sağlam, buna rağmen bu iddia doğru çıkar mı bilemem...
OSIMHEN'DEN SONRA KESMEZ
Fenerbahçe’de belli ki transfer döneminde Başkan Ali Koç görevde olacak... Ali Başkan çok önemli oyuncular alacaklarını ve bunlardan birinin golcü olacağını söyledi... Türk futbol seyircisi Osimhen’i gördükten sonra, Fenerbahçeliyi Dzeko, En Nesyri benzeri santrforlar kesmez... Ali Başkan’ın işi zor...
ÇARE ERKEN SEÇİM
Fenerbahçe’de olağanüstü seçim için imzalar hızla toplanıyor ve camia adeta kaynıyor... Bana göre, olağanüstü seçim konusunda üç senaryo var:
1- İyi senaryo: Yönetimin alacağı kararla, imzalar beklenmeden olağanüstü seçime gitmek ve en geç Haziran 15’te yeni başkanı ve yönetimi belirlemek... Böyle bir senaryoda Ali Koç kalsa da başka bir başkan gelse de yeni sezon için yeteri kadar hazırlanma, transfer yapma imkanını bulacak... Bu seçenek kulüp çıkarları ve huzuru adına önemli bir fırsat...
2- Kötü senaryo: Olağanüstü seçim için yeterli imzanın toplanmasını beklemek, toplanan imzaların teyidi için kulübün ilgili kurullarını harekete geçirmek, bir aykırılık yoksa olağanüstü seçim kararı almak, genel alışkanlık olarak en az 15 gün sonrasına seçim tarihini koymak, ilk seçimde çoğunluk sağlanamayacağı için bir sonraki haftaya ertelemek... Genel kurul temmuz ayının sonunu bulur ki, Fenerbahçe’nin transfer yapması, yeni sezona hazırlanması için eli kolu bağlanır...
3- Kötünün iyisi senaryo: Başkan Ali Koç’un söylediği gibi eylül ayında seçim yapmak... Ali Koç yeniden aday olacağı için camianın isyanını bastırmak, seyircinin müthiş öfkesini dindirmek adına her dönemden daha iyi, daha kaliteli transferler yapabilir... Bu süre içinde kulüp Bankalar Birliği prangasından kurtulabilir... Bu durumda Başkan kalsa da yeni bir başkan gelse de kötü senaryoya oranla, daha hazır, daha güçlü bir Fenerbahçe ile yarışa devam edebilir... Bu iyi bir fikir değil ama en azından kötünün iyisi sayılabilir...
DÖRT TRANSFER FENER'E YETER Mİ?
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç TRT’deki röportajında “Dört önemli transfer yapacağız... Gidenler olursa sayıyı arttıracağız” dedi... Bu yoklukta Fenerbahçe’ye dört büyük transfer yeter mi, bana göre yetmez...
- İki bekin var mı, yok...
- Skriniar’ın yanına iyi bir stoperin var mı, yok...
- Orta sahada, rakip atakları kesecek bir caydırıcı gücün var mı, yok…
- En Nesyri’ye rağmen atletik, üretken, takım oyununa katılan bir golcün var mı, yok...
- İki hızlı ön oyuncun var mı, yok...
Bu kadar yokluktan dört büyük transfer ile kurtulacaksanız, yatın kalkın dua edin!
ASIL SORUN MOU
Ali Koç başkan olarak devam edebilir; Aziz Yıldırım zayıf ihtimal de olsa seçime girebilir; Mahmut Uslu, Hakan Bilal Kutlualp, Saadettin Saran veya bir başkası başkanlık için yarışabilir... Seçim erken olur, geç olur, Ali Başkan’ın açıkladığı gibi eylül ayında olur... Bütün bu gelişmeler elbette sıkıntı yaratır, sorun yaratır... Ama bunların hepsi aşılır...
Aslında sorun ve gerçek çok daha farklı: Fenerbahçe’de kim başkan olursa olsun, seçim ne zaman yapılırsa yapılsın, en büyük sorun olarak kucağında Jose Morinho’yu bulur...
Fenerbahçe’ye geldiği günden beri tek futbolcuyu ileri taşıyamayan, takıma iyi tek maç oynatamayan, Galatasaray’a ve yapıya kafayı takan, Türk futbolunu her fırsatta aşağılayan, takım ile sıcak ilişki kuramayan, asla özeleştiri yapmayan, herkese tepeden bakan Mourinho anlayışı, yeni sezonda da mevcut başkan kimse başını çok ağrıtır... Fenerbahçe, Mourinho sorununu aşmadan, şampiyonluk yarışında Galatasaray’ı aşamaz...
MASUAKU TARTIŞILIR MI?
Beşiktaş Teknik direktörü Solskjaer “Masuaku takımda kalmalı” demiş… Beşiktaş’ta bir sezondur devam eden bu Masuaku tartışmasını ve güvensizliğini anlamakta zorlanıyorum... Masuaku bu ligin en iyi sol beklerinden biri, belki de birincisi... Silva ve Gedson’dan sonra da takımın en iyisi… “Gitsin mi, kalsın mı” diye tartışıyorsunuz... Dertsiz başınıza dert arıyorsunuz...
SAHİPSİZ SAKARYASPOR
Spor Müdürümüz Bahadır Çokişler kusura bakmasın, bir daha Sakaryaspor yazıyorum! Başkan ve yönetim genel kurul kararı aldı... Koca şehirde Sakaryaspor’a başkanlık yapacak, güçlü bir yönetim kuracak, takımı iddialı noktaya getirecek bir başkan adayı, bir babayiğit yok mu? Koca şehir, koca kulüp bu kadar mı sahipsiz kaldı, bu kadar mı kimsesiziz? Sakaryaspor’un çığlığını, feryadını hiç mi duyan yok?
MECNUN BAŞKAN GİTTİ BÖYLE OLDU
İçim sızlıyor… Bir defa yazmıştım, bir daha yazıyorum: Sivasspor’da tarih yazan, takımı Süper Lig’e kadar taşıyan Başkan Mecnun Otyakmaz gitti, hocası Bülent Uygun ayrıldı… Ve Sivasspor Mecnun Başkansız ilk yılında küme düştü... Sivas’a gönül verenler dua edin, bu federasyon bir an önce görevden ayrılsın, Mecnun Başkan yeniden Sivasspor’a elini uzatıp düştüğü yerden kaldırsın...