Ramazan benim üniversiteden arkadaşım. Yakın arkadaşım. Biz başkalarının acılarını kendi acılarımız bildiğimi için bir şey yapıyoruz. Ama tanıdıklarımızın tanıdığımız için, etini tırnağını bildiğimiz için belki daha çok acısını hissediyoruz. O şehir plancısı ben makine mühendisiyim. Siz hiç bodrum katta oturdunuz mu? Ben işçi çocuğuyum, ilk oturduğumuz ev bodrum kattı. Pencere tepede olur, insanların ayaklarını görürsünüz. Manzaranız ayaklardır. Pencereyi açtığınızda içeriye toz dolar ve rutubet olur. Kıyafetleriniz, saçlarınız rutubet kokar. Birinci sınıfta Karaman’dan İstanbul’a okumaya gelen Ramazan da rutubet kokan bir çocuktu. Aradan kaç yıl geçti. 44-45 yaşında. Ekrem İmamoğlu sanki onu bir iş adamının yanından almış getirmiş İBB’ye. Hayır! Bursa’da AKP döneminde büyükşehirde çalışmış, yine imarda. Sekiz yıl ve tek bir leke sürememişler. Gelmiş, tek birikimi kredi çekip Maltepe’nin tepesinde bodrum kat bir ev almış. Hala o evinin kredisini ödüyor, gidip baksın savcı. Düşünün imarın başındasınız, rantın başındasınız ve bodrum katta, krediyle bir ev almışsınız. Saraylarda oturanlar, adaletini bile saray adını verdikleri binalara hapsedenler şunu bilsinler ki; bodrum kattaki o çocukların onuru hiçbir sarayın teslim alamayacağı kadar büyük.”
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Onlar TV yayınında bu cümleleri kurunca özellikle okudum emniyet sorgusunu.
Kimin mi?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik ikinci dalga operasyonunda tutuklanan İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ramazan Gülten’in. Terkoğlu’nu dinledikten sonra kendi kendime “Yok canım. Sabahın altısında gözaltına alınacak kadar önemli birisiyle ilgili ciddi iddialar vardır. Bodrum katında aldığı evin dışında mal varlığı olmadan, ranta ortak olmadan bir kişi gözaltına alınıp, tutuklanır mı?” dedim.
Uzun sorulara net yanıtlar!
Sorgu tutanağı 38 sayfa.
Üzerine kayıtlı, halen kredisi devam eden, Maltepe Aydınevler’de 2+1 dairesi ve kredisi devam eden 2021 model bir aracı var. Sonra ilk İBB operasyonunda tutuklananların fotoğrafları gösteriliyor ve hangilerini tanıdığı soruluyor. Devamında S.K. isimli iş adamının şikayet dilekçesi okunuyor. (S.K. isimli iş adamının şikayet dilekçesi gözaltına alınan herkese sorulmuş) Ramazan Gülten “Tarafıma okunan iddialarla alakalı hiçbir bilgiye sahip değilim. S.K. isimli şahsı tanımam ve kendisini hiç görmedim” yanıtını verdi.
Bir başka soru.
Uzun uzun anlatılıyor.
12’nci sayfadan 25’inci sayfaya kadar.
“Eylem 3” başlıklı bölümde, 2021 yılında yaşanmış bir ihale sürecindeki usulsüzlüklerle ilgili sorumluluğu olduğu söyleniyor. Gülten yanıt veriyor: “2021 yılında encümen üyesi olmadığım açıktır. Yine 2021 yılında Kültür A.Ş. ile ilgili herhangi bir ilişkim olmamıştır. Bu incelemelerde benim ismim dahi geçmemektedir. Bu sorunun bana yöneltilme nedeni de tarafınca anlaşılamamıştır.”
Bir diğer soru.
“Eylem 5” başlıklı bölümde… Uzun uzun anlatılıyor.
25’inci sayfan 32’nci sayfaya kadar.
Gülten yine yanıt veriyor:
“2023 yılından encümen üyesi olmadığım açıktır. Yine 2023 yılında Kültür A.Ş. ile herhangi bir ilişkim bulunmamaktadır. Bu sorunun bana yöneltilme nedeni de tarafımca anlaşılamamıştır.”
Ve geliyoruz gizli tanık “LADİN”E.
Gülten’e gizli tanık “Ladin”in verdiği “Mimari Estetik Komisyonu, imara aykırılıklar bulunmasına rağmen estetik kurulunun onay verdiği birçok bina bulunmaktadır. Ramazan Gülten ile Gürkan Akgün’ün istediği kararlar çıkmaktadır” ifadesi soruluyor. Gülten, komisyonunun 2020’de kurulduğunu, kentte silüet onayı alması gereken yapıların mimari açıdan boğaz öngörüm, tarihi yarımada ve diğer kentsel değerlere göre karar verildiğini söyledi. Komisyonun faaliyetlerinin denetlendiğini de söyleyen Gülten, 2020’den önce projelerin öznel bir şekilde değerlendirildiğini ifade etti: “Bu komisyonun kurulmasıyla bir kişinin elinde olan yetkinin beş kişinin toplu değerlendirmesine bırakılması sağlanmıştır. Gizli tanığın söylediği gibi her istediğim kararın verildiği gibi temelsiz iddia da gerçek dışıdır.”
“Yokluk içinde büyüyen Cumhuriyet çocuğuyum”
Ramazan Gülten’e son sözleri sorulduğunda verdiği yanıt “ders” niteliğinde:
“Ben namusunu her şeyin üstünde gören ne kendim ne de ailemin kursağından tek bir haram lokma geçmesine asla izin vermeyecek karakterde bir Cumhuriyet çocuğuyum.
“Ailem ve ben yokluk içerisinde büyüdük. Zorluklar içerisinde eğitim hayatımı sürdürdüm. Bütün bunların hepsini bu ülkenin ve Cumhuriyetin sunmuş olduğu bir nimet olduğunu farkında olarak hayatımı sürdürdüm. Hiçbir zaman ne kendi adıma ne de baba evine gölge düşürecek, ileride çocuklarımın utanmasına neden olacak bir iş ve işlem asla gerçekleştirmem. Bunu kendime yapılmış bir hakaret kabul ederim.
“Ben 2019 senesinden bu yana İBB’de görev yapmaktayım. Benden önceki dönemlerde suistimale çok açık gördüğüm bazı alanlarda hem denetimi artırmak hem de etik değerle uygun bir yapı oluşturmak için çaba sarf ettim. Bana asılsız ithamlarda bulunan gizli tanığın ifadelerine ilişkin yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım.
“Anadolu’nun yoklukla anılan bir yerinden çıkıp, üniversite okuyup, İBB gibi bir kurumda görev alabildiysem bu ahlaki ve etik değerlere uygun hareket etmemden dolayıdır. Yine öncesinde siyasi iktidarın yönettiği Bursa Büyükşehir Belediyesi gibi bir yerel yönetimde çalışabilmem de yine bundan kaynaklıdır. Ben asla suç işlemedim. Bunu aklımın ucundan geçirmem bile söz konusu değildir.”
SONUÇ: Yorum sizin!