6 Şubat’ta şu tespitleri ve bilgileri paylaşmıştım:

“Peki CHP adayını neden ‘erken’ belirliyor? CHP üst yönetiminin bakış açısını Ankara koridorlarında gezerken öğrendim. Diyorlar ki: ‘2.5 yıl öncesinden programıyla, çalışma arkadaşlarıyla halka umut veren bir isim çıksın ve halkı ikna etsin. Bu İmamoğlu da olabilir Yavaş da.’

Sonra son anket çalışmalarına baktım.

İlk örnek Metropoll Araştırma şirketinin ocak ayı araştırmasından. ‘Ekonomiyi Kim Daha İyi Yönetir?’ sorusuna, hayat pahalılığının insanları boğduğu ortamda dahi ‘iktidar’ diyenler yüzde 30. ‘Muhalefet’ diyenler ise yüzde 27. Bu anketi değerlendiren CHP’liler ‘Yani, halk zorda, darda demek yetmiyor. Yol haritası, çözüm önerileri gerekiyor’ yorumunu yapıyor. Araştırmada bu eşiğin yani ‘ekonomiyi kim daha iyi yönetir?’ sorusuna verilen yanıttaki eşiğin 2021’den beri aşılamadığı, muhalefetin 1 puan bile artmadığına dikkat çekiliyor. Yine Metropoll’ün bir başka sorusu şöyle: ‘Muhalefet ülkeyi yönetmeye hazır mı?’ Yanıtların yüzde 62.7’si ‘hayır’ diyor. CHP seçmeninde de bu oran yüzde 57. Çok yüksek bir güvensizlik teması ortada duruyor. Bu anket üzerinden değerlendirme yapan CHP’liler ‘Aday belirlensin ve yola önceden çıkılsın, güvensizlik ortadan kalksın’ değerlendirmesi yapıyor.

Bir dostum başka bir anket örneğini daha iletti.

CHP “hiçbiri” diyeni kazanmalı - Resim : 1

Özdemir Araştırma’nın 7-11 Ocak tarihleri arasında yaptığı araştırmada soru şu:

‘Türkiye’nin sorunlarını hangi partinin çözeceğine inanıyorsunuz? Yanıtına bakalım: Vatandaşların yarısı (yüzde 51.4) Türkiye’nin sorunlarını çözme noktasında hiçbir partiye inanmamaktadır. Yüzde 19.2’si Türkiye’nin sorunlarını çözmede AKP’nin daha başarılı olacağını düşünürken, CHP’nin başarılı olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 16.7’dir.’

CHP genel merkezine yakın bir isim bu anket üzerinden şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu bize ikna edilmesi gereken çok büyük bir kitle olduğunu söylüyor. Bu iknayı yapacak kişi de kuşkusuz CHP adayı olacaktır. Yani adayın bir an evvel açıklanması, adayın hazırlanıp, kamuoyunu ikna etmesi açısından önünde zor ve uzun zaman alacak bir dönem olduğunu gösteriyor. Böyle ‘1 ay 2 ay kala projelerimle yola çıkarım’ diyen hüsrana uğrayacaktır. Bu isim Ekrem İmamoğlu da olabilir Mansur Yavaş da.”

Ekrem İmamoğlu’nun isminin erkenden ilan edilmesine dair kaleme aldığım bu yazı sonrasında siyasette değişim yaşandı. 19 Mart operasyonuyla birlikte İmamoğlu tutuklandı ve CHP üst yönetimi de politikasını “Silivri” üzerine kurdu. Ki bu doğru ama eksik. Neden mi?

Dün… ASAL Araştırma’nın bir anketi yayımlandı.

Soru şu:

“Sizce bugün Türkiye’nin sorunlarını hangi siyasi parti çözebilir?” 26 ilde 10-14 Mayıs 2025 tarihleri arasında önceden hazırlanmış soru formuna bağlı olarak 18 yaş ve üzeri toplamda 2 bin kişinin verdiği yanıtlara bakalım:

Hiçbiri: Yüzde 34.7, AKP: Yüzde 26, CHP: Yüzde 17.5, DEM Parti: Yüzde 4.6, MHP: Yüzde 4.3.

Şubat ayında kaleme aldığım yazının üzerinden üç ay geçmiş ve “ikna edilmesi gereken” önemli bir kitle var!

Birinci tespit: CHP “derin yoksulluğa” rağmen “çözüm” noktasında birinci parti değil.

İkinci tespit: Bu kadar soruna rağmen “çözümün adresi” yine AKP.

Üçüncü tespit: Hiçbir siyasi partinin “çözüm bulamayacağı” konusunda yüzde 34.7 hemfikir! O zaman CHP’nin “hiçbiri” üzerinde kafa yorması gerekiyor. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına karşı yürütülen operasyonu anlatmak ne kadar doğruysa “kitleyi ikna etmek” de o kadar önemli.

CHP lideri Özgür Özel’in hafta sonu Bursa mitinginde yaptığı konuşmadaki şu bölüm bir başlangıç olabilir:

“Temmuz geliyor. Bütün işçi örgütleri ve işveren örgütlerini gezeceğim. Bu konuda hem işçiyi kayıran hem işvereni zora sokmayan bir formülü geliştirip ilan edeceğiz. Emekçinin hakkını temmuz ayında asgari ücrete ara zammı almak için bir büyük mücadele başlatıyoruz.”