Bir fotoğraf karesi o gün konuşulmadı.

Tarihler 28 Ekim 2023’ü gösterdiğinde Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, Cumhuriyetin 100. Yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün yol arkadaşı Diyap Ağa’nın mezarını ziyaret etti. Çemişgezek ilçesine bağlı Gözlüçayır köyünde bulunan mezara giden Tekbıyıkoğlu, köyün çocuklarıyla birlikte fotoğraf verdi. Ziyarete ilişkin X hesabından paylaşımda bulunan Vali Tekbıyıkoğlu dedi ki: “Cumhuriyetimizin 100. Yılında kurucu iradenin bir parçası, Gazi Paşa’nın yol arkadaşı, vatanperver, mangal yürekli Diyap Ağa’nın mezarı başında yörenin gençleri ile beraber bu kahraman Cumhuriyetçiyi andık. Ruhu şad olsun. Anadolu’nun vatan kalmasına emeklerinden dolayı minnettarız. #Cumhuriyetimizin100YılıKutluOlsun.”

Diyap Ağa’nın valisi - Resim : 1

Bu fotoğraftan iki yıl sonra.

NOW Haber’den Alican Uludağ’ın haberiyle bir kez daha karşımıza çıktı Vali Tekbıyıkoğlu. İddiaya göre vali; 17 Mayıs’ta, PKK’lı iki yönetici için düzenlenen bir anma törenine Ankara’dan gelen bir telefonla izin verildiği iddiasıyla merkeze çekilmek ve Mülkiye Başmüfettişi olarak görevlendirilmek için İçişleri Bakanlığı’na dilekçe verdi. Ve dün de Bülent Tekbıyıkoğlu merkeze çekildi.

Vali Tekbıyıkoğlu neden önemli?

Diyap Ağa’yı anladığımızda “merkeze çekilme” daha anlamlı hale geliyor.

“Biz buraya kaçmaya mı geldik?”

7 Ağustos 2009’da Abdullah Öcalan avukatlarıyla görüştü ve kamuoyuna şu cümleleri yansıdı:

“Çok açık ve net olarak söylüyorum ben bölücü, ayrılıkçı değilim. Diyap Ağa denilen bir şahsiyet var Dersimlidir, Dersim mebusudur. Hatta, herkes işgalden dolayı ‘Sivas’a kaçalım’ derken Diyap Ağa, ‘Ankara’da kalalım’ diye ısrar ediyor ve ‘ben Ankara’dan bir yere çıkmam’ diyor. Meclisteki konuşmasını Kürtçe yapmıştır. İşte biz de diyoruz ki, Diyap Ağa’nın bu tavrına saygı duyun ve gereğini yerine getirin.”

Diyap Ağa…

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Dersim Mebusu. Daha önce Dersim’i temsilen Sivas Kongresi’ne katıldı.

Kurtuluş Savaşı döneminde, emperyalizme karşı geri adım atmadan, kararlı bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini savunmuştur. Düşmanın Polatlı’ya kadar geldiği ve Meclis’in Ankara’dan Kayseri’ye taşınması tartışmalarının yapıldığı Meclis oturumunda kürsüye çıkıp: “Efendiler biz buraya kaçmaya mı geldik, dövüşüp ölmeye mi?” demiş ve Meclisin Ankara’da kalmasında etkili oldu.

Lozan öncesi yaptığı konuşma

Geçen yıl…

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Lozan Barış Antlaşması’nın yıl dönümünde 1. Meclis’in Dersim Milletvekili dedesi Diyap Ağa’nın Lozan Antlaşması’nın görüşmeleri öncesinde 3 Kasım 1922 tarihinde TBMM’de yaptığı konuşmayı paylaştı. Erol, Lozan Barış Antlaşması’nın yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı. 28 Ekim 1922’de İtilaf Devletleri’nin görüşmelerde ikilik yaratmak için İstanbul hükümeti ve Milli Mücadele’yi zaferle taçlandırmış TBMM hükümetini aynı anda davet ettiğini belirten Erol, Mustafa Kemal Atatürk’ün de bunu görüp ikiliği ortadan kaldırmak için 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdığını ve resmi olarak tek devlet TBMM hükümetinin Lozan görüşmelerine katıldığına dikkat çekti.

Peki Diyap Ağa 3 Kasım 1922’de Meclis’te ne dedi:

“Efendiler kusura bakmayınız ben ihtiyarım. Hepimiz biliyoruz ki ve söylüyoruz ki dinimiz, diyanetimiz, aslımız ve neslimiz hep birdir. Bizim içimizde ayrılık, gayrdık yoktur, ismimiz de dinimiz de Alîahımız da birdir. Ağzımıza gelen de budur. Ne diyeyim efendim?

“Hepinize söz söylemek için ben takat getiremem. Hepimizin halimize göre söyleyecek sözlerimiz vardır. Hele bu haller bertaraf olsun. Bir kere bu haller bertaraf olsun, Allah da hepimizin hallerine yardım eder. Allah doğrunun muinidir.

“Bendeniz ihtiyarım kusuruma bakmayınız halimize göre sözlerimiz vardır. Allah muinleri olsun. Hangisini münasip görmüş ise öyle etsin. Hamdolsun gidenler dinini, diyanetini bilir adamlardır. Heyet içinde bulunanlar, zannederim, kendi dinine, diyanetine hiyanet etmek istemez. Hepimiz biriz. Ne Türklük, ne Kürtlük davası vardır. Hep biriz, kardeşiz. Bir kişinin beş on oğlu olur.

“Biri Hasan, biri Ahmed, biri Hüseyin, biri Mehmed isimli olabilir. Fakat hep bir insandırlar. Biz de öyleyiz. Yoksa ayrı gayrımız yoktur. İsmimiz Hüseyin, Mehmed. Hepsi bir ananın, bir babanın oğludurlar. Dinleri, diyanetleri, kabileleri birdir. Ama düşmanlar bizi birbirimize sardırmak için tuzaklar kuruyorlar.

“Sen şöylesin, ben böyleyim, filan diye hile yapıyorlar. Bunda ne fayda var? Ne kadar ileri giderse o kadar iyidir. Birbirimizle iftihar ederiz. Biz bir kardeşiz. Bizim dinimiz, diyanetimiz birdir. Bazıları bilmiyorlar, birçok şeyler söylüyorlar ama onlar bilmiyorlar, öyle değildir. Lâ İlahe illallah Muhammed Resulullah işte bu.”

12 Mayıs’ta PKK’nın fesih açıklamasında “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkar ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı” denildi.

Merkeze çekilen Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, iki PKK’lı yöneticinin anılmasına karşı çıktı ve “Diyap Ağa”nın Valisi olduğunun altını çizdi.