Ekrem Bey, hem yasaklı hem cezaevinde. Ekrem Bey televizyondan izler. Notlarını alır, istişare içinde oluruz, 81 ilde dünyanın en büyük kampanyasını yaparız. Zaten o seçim şuna döner; Ekrem İmamoğlu hapiste mi kalsın, özgür mü olsun? Adayın isminin kim olduğunun önemi yok. Bu bağlamda ilk kez söyleyeyim, en yüksek oyu alacaksa, Ekrem Bey içeride ise o aday olur ama o adaylık, o adaylık milletin adayı Ekrem İmamoğlu’nun yerine, bu süreçte ona siyasi yasağını kaldırmak, hapisten çıkarmak, onun yeniden seçilebilir hale gelmesini sağlamak üzere yapılmış bir adaylık. Ha o aday olan arkadaşımız kimse Ekrem Bey geldikten sonra o arkadaşımız da başka bir göreve gelir. Ekrem Bey de yürütme görevi, başbakanlıksa başbakanlığa gelir. Cumhurbaşkanı ise cumhurbaşkanlığına gelir. (11 Nisan 2025/Halk TV)” CHP lideri Özgür Özel, önceki gün Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programında “adaylık” formülünü ilk kez anlattı.
Özel’in bu açıklamalarını konuştuğum CHP’den bir dostum iki yıl önce kaleme aldığım bir yazımı hatırlattı.
Aday olamayacağını normalleştirmek
CHP’nin 4-5 Kasım 2023’teki kongresinden hemen önce.
3 Kasım 2023’teki yazımın başlığı: “Fazilet Partisi kongresi gibi.”
Yazıdan bazı notları aktarayım:
… CHP kurultayında yeni rotanın, yeni yol haritasının belirleneceği bir gün yaşanacak. Her ne kadar kurultay CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla CHP Grup Başkanı Özgür Özel arasında geçse de esas ‘adayın’ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğunu herkes biliyor. Aslında bir tekrar yaşanıyor! Nasıl mı? 14 Mayıs 2000’de yapılan Fazilet Partisi 1. Kongresi’nde gelenekçi ve yenilikçi kanatlar arasındaki çekişmeyi hatırlayın. Yenilikçi kanadın adayı Abdullah Gül 521, Recai Kutan 633 oy aldı. Kutan kazandı, gerçekte Gül’ün arkasındaki kuvvet olan Tayyip Erdoğan’ın önü açıldı. Yarın da aynı durum yaşanabilir.
İmamoğlu çevresinin düşüncelerine bakalım:
… ‘AKP’nin kuruluşunda kurmay kadro Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener gibi isimlerden oluşuyordu. Şimdi de o dönem AKP nasıl yapmışsa, yeni bir planlama şart ve süreci yönetecek bir kadro lazım. Ekrem İmamoğlu illa genel başkan olacak diye bir durum yok. İki ya da üç genç isim, birlikte hareket eder ve kurultayı, yerel seçimleri planlarlar. Bir de CHP’yi yöneten kişi cumhurbaşkanı adayı olur algısı yanlış. Ekmeleddin ve Muharrem Bey örneğini biliyoruz. İmamoğlu neden 2028 adayı olmasın.’
… Gelinen noktada İmamoğlu ve ekibinin seçimlere “asıldığını” biliyoruz. Özgür Özel’in kazanmasıyla birlikte “Erdoğan-Gül” ikilisinin yaşadığı bir gerçeklikle karşı karşıya kalacağımızı düşünüyorum. Ve bu nedenden dolayı da kurultayın Kılıçdaroğlu-İmamoğlu arasında geçeceğinin altını çiziyorum…
İki yıl önceki yazım böyle.
Bugün Özgür Özel aslında “Erdoğan-Gül” formülünü anlattı.
Siyasi yasaklı Erdoğan-İmamoğlu, seçime girebilen Gül-Özel ikilisi.
Sonrasına Tayyip Erdoğan’ın yasağının kalkması ve Siirt’ten vekil seçilip, başbakan olması.
Bu formül CHP’de ne kadar başarılı olur bilinmez; Özel’in İmamoğlu’yla bu konuyu konuşup konuşmadığını da bilmiyoruz. Ama Silivri’de olmayan İmamoğlu’na yakın isimlerle konuşulmadığını biliyorum.
Yazımı bitirirken Ankara koridorlarını, CHP’yi yakından takip eden bir isim aradı. Sohbet sohbeti açtı ve sonunda şu cümleyi kurdu:
“İki durumu birbirinden ayırmak gerekiyor. Birincisi Ekrem İmamoğlu’nun içeride olmasını normalleştiren bir dil, doğru bir dil mi? CHP yönetimi bu dili reddedecek ve İmamoğlu’nu sonuna kadar adayları pozisyonunda tutacak mı? Buna karar vermeleri gerekiyor.
İkincisi; elbette CHP son dakika bazı planlamalar yapabilir. Ancak benim okumam şu: 4-5 Kasım 2023 kongresini İmamoğlu’nun desteğiyle alan bir Özgür Özel var. Alınacak ve uygulanacak kararlar da İmamoğlu’nun onayının alınmaması sorun yaratacaktır. Şunu ekleyeyim: Daha çok zaman var bunları konuşmamıza, ki konuşturan da CHP yönetimi.”
Yavaş cephesi: Bu kadar konuşulmamalı
Bu arada diğer forvet Mansur Yavaş ne yapıyor? Ne yapacak?
“Mansur Bey ilk gün ne dediyse orada... Dedi ki: ‘Ekrem Bey ile seçim kazanılıyorsa ben Ekrem Bey’in arkasındayım. En mutlu ben olurum…’
‘Bir aksilik olursa da ben fırsatçılık mırsatçılık yapmam. Hep kimsenin yedeği de olmam…’ Bunu da söylüyor. ‘Bana partim bir görev verirse de o görevi yaparım’ diyor. Şimdi de aynı çizgide ben de Mansur Bey’in şu tarafından da çok memnunum. Onun gücü icraatında, işine gücüne bakmasında. İşine gücüne bakıyor. Şimdi de yapacak. Hep birlikte, parti için örneğin Ankara’da bir miting yaptık veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde ona ihtiyaç var, koşuyor, geliyor zaten.”
Bu noktada Yavaş ve ekibi sessiz.
Değerlendirmeleri şöyle: “Ekrem Başkan hapisteyken adaylıkla ilgili konuşmak, faaliyet yürütmek doğru olmaz. Sorun neredeyse orada mutlaka olur ve destek verir ama… Adaylık konusunu hep erken bulmuştu ve bulmaya devam ediyor. Bu konunun bu kadar konuşulmasını da doğru bulmuyor.”