Bildiğimiz neydi?
4-5 Kasım 2023’te gerçekleşen CHP 38. Olağan Kurultayı’nın iptali için açılan davalar Şubat 2025’te Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirildi. Mahkeme, süreç boyunca Yüksek Seçim Kurulu, Çankaya Seçim Kurulu ve CHP Genel Merkezi’nden belgeler istedi. Ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında “oylamaya hile karıştırma” suçlamasıyla 1 ila 3 yıl hapis cezası talep edildi. Dün de mahkeme “tedbir” kararı almadı ve kurultay davasını 24 Ekim’e erteledi.
Peki “Bu yargının işi” diyen siyaset aslında kurultaya nasıl müdahil oldu?
Tarihler nasıl denk düşüyor bakın:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 22 Ekim 2024’te, AKP İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, yıllardır meşrep, köken ve ideoloji üzerinden milletin arasına nefret tohumları saçanların şaibeli bir kurultay süreci ile de olsa bir köşeye atılmasının Türkiye’nin birlik ve dirliği noktasında değerli bir kazanım olduğunu söylemişti.
Yine Erdoğan 27 Kasım 2024’teki grup toplantısında şu cümleleri kurmuştu: “Karşımıza çıktığı istisnasız bütün seçimleri kaybeden bu zat, kendi partisi içerisinde de her türlü hakarete uğrayan, şaibeli bir kurultayla devrilip sürgüne gönderilen bir siyasetçi eskisi.”
Cumhurbaşkanı, 1 Şubat 2025’te de Manisa İl Kongresi’nde bu iddiasını tekrar etmişti: “14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetin bütün faturasını Bay Kemal’e çıkartıp, şaibeli bir kurultayla CHP genel merkezinden kendisini tehcir ettiler.”
Ve… 7 Şubat 2025’teKRT canlı yayınına çıkan Kemal Kılıçdaroğlu “şaibeli kurultay” iddialarıyla ilgili CHP yönetimine şu çağrıyı yaptı: “Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, e sükut ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir.”
Tarih 10 Şubat 2025.
Bu açıklamaların ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dedi ki:
“Ankara’da gerçekleşen Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayında ‘kurultay günü para karşılı oy kullandırıldığı’ şeklinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan ihbar üzerine yetkisizlik kararıyla evrakın yetki itibariyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesini müteakip Başsavcılığımızca 2024 yılı Ocak ayında soruşturma başlatılmıştır.”
Neden bu hatırlatmaları yaptım?
40 gün boyunca gündem yine CHP
Uzun zamandır tartışılıyor. Hatırlayın. AKP 2002’de yola hangi sloganlarla çıkmıştı: 3Y ile mücadele; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Bugün gelinen noktada muhalefet üç mücadelede de sınıfta kaldığını söylüyor iktidarın.
Peki AKP iktidarı nasıl bir formül üretti 3Y üzerinden süren tartışmalara?
Tarih 13 Eylül 2025.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde AKP Teşkilat Akademisi Kapanış Programı’na katıldı ve dedi ki: “Bu muhalefet abandone olmuş vaziyettedir. 3K girdabında kıvranıyorlar. Nedir bu 3K? Kavga, kaos kriz... Kriz ve koltuk kavgasıyla, kaosla bütünleştiler. İçeride-dışarıda gerilim üretmeden siyaset yapamaz hale geldiler.”
İşte bunlardan dolayı diyorum CHP kurultay davası hukuki değil siyasi! Ankara’yı yakından takip eden bir dostum dedi ki:
“Değişen bir şey yok. 14’ünde neyse süreç devam ediyor. 3K (Kavga-kaos- kriz) propagandası devam edecek ve 40 gün boyunca bunu işleyecek iktidar cenahı. Dün mahkeme davayla ilgili “benim görev alanım değil’ demedi, genel merkez lehine de Kılıçdaroğlu lehine de bir karar almadı. ‘Olağanüstü Kurultayı yapın’ dedi. Benim görüşüm iktidar CHP’nin oyunu anketlerde 24-25 görene kadar kurultay davası sürer.”
Özgür Özel’in kurultay rahatlığı
Dün… Kurultay davası görüldü.
O dakikalarda CHP Genel Merkezi’nde de MYK toplantısı vardı.
İlk sunumu dış politikada Namık Tan yaptı ardından güvenlik konularında Yankı Bağcıoğlu brifing verdi.
Ardından parti programının nasıl ve ne zaman halka duyurulacağı tartışıldı. Burada bir parantez açalım: CHP’ye en sert eleştiri gelen konulardan birisi; “Tamam iktidarı hedefliyorsunuz da halka nasıl ineceksiniz?” değil mi? Bu konuda programın halk nasıl anlatılacağı konusunda fikirler ortaya atıldı. “Bir gün mü yoksa dört gün mü sürsün” masaya yatırıldı.
Bu arada en rahat isim CHP lideri Özgür Özel’di. Bir yönetici “Kriz anlarında çok rahat oluyor” diye konuştu. Ancak… Özel, günlerdir kurultay davasında bir şey çıkmayacağını söylüyordu. Bu beklenti miydi yoksa duyum muydu? Bilmiyorum ama rahat olduğunu söylüyorlar.
Peki ya Kılıçdaroğlu tarafı:
CHP içinde Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın bazı isimlerin davanın olduğu gün şehir dışı ziyaretlerini erteledikleri ve “mutlak butlan” çıkacağı konusunda emin oldukları konuşuluyor. Beklentileri gerçekleşmedi.
Biz yine 24 Ekim’e kadar ana muhalefeti tartışacağız. Bu arada derin yoksulluk mu vardı? Evet unutuldu!