Konu gündemden düşmüyor, düşmemeli de!

İlk önce Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) açıklamasına bakalım. Açıklamada, İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı’nda temel askerlik eğitiminde bulunan 7 askerin rahatsızlanarak hastaneye sevk edildiği, muhafız er Hayrullah Halit Karaman ve ikmal er Semih Erdoğan’ın kurtarılamayarak şehit olduğu bildirildi. İlk otopsi sonuçlarına göre ölüm nedenlerinin aşırı sıvı kaybına bağlı kandaki sodyum düzeyinin sebep olduğu çoklu organ yetmezliği olduğu belirtilirken, konuyla ilgili idari tahkikat başlatıldığı ifade edildi.

Önceki gün.

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Er Hayrullah Halit Karaman ve Er Semih Erdoğan’ın, 25 Temmuz günü hayatını kaybettiği olaya ilişkin olarak Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Önergede Bakan Güler’e şu soruları yöneltti:

- Erler uzun süre neden güneş altında bekletildi?

- Firari erler olduğu için tüm birliğin uzun süre bekletildiği doğru mu?

- Alay Komutanlığı’nda doktor olmadığı, müdahalenin hemşire ve ambulans şoförü tarafından yapıldığı, ilk doktor müdahalesinin devlet hastanesinde olduğu doğru mudur?

- Erlerin tabura alındığında, bir erin spor yapamaz sağlık raporunun görevli astsubay tarafından yırtıldı diğer bir elin su şişesinin aynı astsubay tarafından tekmelendiği doğru mudur?

Bu soruların yanıtını ararken Halk TV yazarı İsmail Saymaz, İskenderun Devlet Hastanesi yetkililerinden aldığı bazı bilgileri önceki gün köşesine taşıdı ve “zehirlenme” iddiasını gündeme getirdi. Konuyla yakından ilgilenen CHP Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu önceki gün hastanede yatan askerleri ziyaret etti.

Bağcıoğlu dedi ki:

“Babalarıyla da kendileriyle de konuştum. İki asker var hastanede. Askerlerden ve ailelerden aldığım bilgi şu: İki veya üç asker birlikten firar ediyor. İkisi yakalanmış sonrasında. Bir astsubay başçavuş ceza alarak birinci tabur birinci bölüğü dört saat güneş altında tutuyor. Dört saat güneşte bekletilmiş çocuklar. Su içmeleri engelleniyor, kısıtlanıyor. Sonra bayılmalar başlamış. Oturtmuşlar bir yere iş kontrolden çıkınca ambulans çağrılıyor. Zehirlenme yok.”

İki hafta önce CHP MYK’sında ne yaşandı?

Dün… CHP lideri Özgür Özel, TBMM’de kurulacak olan komisyona ilişkin nitelikli çoğunlukla karar almanın benimsendiğini ve gerekli görevlendirmelerin yapılacağını açıkladı.

İki hafta önceye gidelim.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplandı.

Toplantının gündemi “Meclis’te kurulacak ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonuydu. Özgür Özel’in başkanlığında 22 MYK üyesi komisyonla ilgili konuştu. Murat Bakan söz aldı sürece ilişkin bakışını anlattı, milliyetçi oylarla ilgili hassasiyet vurgusu yaptı. Komisyona “katılalım ya da katılmayalım” diye fikir beyan etmedi. Sonrasında söz alan Namık Tan da komisyonla ilgili “Çok dikkatli yaklaşmak gerekiyor” uyarısı yaptı. MYK üyelerinden yedi isim bu konuda çekincelerini ve değerlendirmelerini sundu. “Öcalan’ın serbest bırakılması, yerel yönetim şartları gündeme gelirse ne olacak?” soruları da toplantıda soruldu. MYK’da, devletin bütünlüğüne halel getirilmemesi, şehit ailelerinin görüşünün alınması eğer komisyon yeni Anayasa girişiminde bulunursa da masadan kalkılması fikri gündeme geldi.

Kalın’dan Suriye tespitleri

“Terörsüz Türkiye” projesinde en kritik süreç Suriye’yle ilgili yaşanıyor. PKK’nın Suriye kolu SDG/YPG’nin, Abdullah Öcalan’ın çağrısına rağmen “silah bırakmayacağını” açıklaması, İsrail’in Suriye’de etnik-mezhepsel kışkırtmaları ve Amerika’nın “tavşana tuz tazıya kaç” yaklaşımı devletin de dört koldan projeksiyonlarını bölgeye yöneltmesine neden oldu. Bu konuda DEM içinde “Batıcı” çizgiyi temsi eden Cengiz Çandar’ın T24 internet sitesi için kaleme aldığı görüşler de dikkat çekici. Çandar özetle dedi ki: “Türkiye’de, başta iktidar yanlısı çevreler ve bizzat iktidar sahipleri, her vesileyle, Suriyeli Kürtleri ve son olarak Dürzileri İsrail’in piyonu olarak nitelemekte beis görmüyorlar.Şam yönetiminin ortaya koyduğu resim, tam da bu açıdan ibret verici. Türkiye’de başka hiçbir konuda Suriye’de olan-bitenler kadar gerçekler ters yüz edilmiyor. Unutmayalım ki, Suriye’de dikiş tutmazsa Türkiye’deki ‘sürecin’ yaşaması da mucizelere kalır. (28 Temmuz 2025)” Bu tespitler, 21 Nisan’da İmralı’da kendisini ziyaret eden heyete konuşan Öcalan’ın İsrail konusunda yaptığı uyarılara da ters! Çünkü; Öcalan konuşmasında 28 yerde “İsrail” dedi.

Bu konuda partileri ziyaret eden MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın tespitleri de önemli. 22 Temmuz’da Yeni Yol Grubunu ziyaret eden MİT yetkilileri önce duvara bir projeksiyon yansıttı ve hızlı bir sunum yaptı. Sunumda; Erdoğan’ın 26 Ağustos 2024’te Bitlis Ahlat’ta iç cephe vurgusu yapması, MHP lideri Bahçeli’nin 22 Ekim’de Öcalan’a örgütüne silah bıraktırması karşılığında ‘Umut Hakkı’ çağrısı… Ardından DEM’in İmralı ziyareti ve Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısı… Sonrasında PKK’nın fesih kongresi ve silah bırakma süreci, son olarak da örgütün lağvedilmesi yer aldı. Arkasından da MİT Başkanı İbrahim Kalın tespitlerini yaptı ve federal yapılanmayı, özerkliği kabul etmeyeceklerini söyledi, Suriye istikrarsızlaşırsa Türkiye için sıkıntılı olacağını ifade etti.