Üç açıklama.
AÇIKLAMA 1: Önce isimlerini bilmediğimiz 10 CHP milletvekili Genel Başkan Özgür Özel’e mektup yolladı. Mektupta “Ciddi iddia ya da iftiralara maruz kalan partililerin konumu ve görevi ne olursa olsun, parti içinde bir muhakeme sürecine tabi tutulması ve bunun için gerekirse bir heyet kurulması (19 Kasım 2025)” istendi. Burada hedef 19 Mart’ta gözaltına alınıp tutuklanan Ekrem İmamoğlu’ydu.
AÇIKLAMA 2: CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada dedi ki: “Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu partisidir. Aynı zamanda devleti ve cumhuriyeti koruma iradesinin de ta kendisidir. Cumhuriyet Halk Partisi sıradan bir parti değildir. CHP, rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz, bunlarla bir araya gelemez. Üzerinde iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz. Derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir. (22 Kasım 2025)” Burada hedef 19 Mart’ta gözaltına alınıp tutuklanan Ekrem İmamoğlu’ydu.
AÇIKLAMA 3: CHP’de farklı dönemlerde milletvekilliği yapan 16 isim CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bir mektup gönderdi: “Cumhuriyet Halk Partisi savaş meydanlarında kurulmuş; yolsuzluğa, rüşvete ve şaibeye tarihinin hiçbir döneminde geçit vermemiştir. Parti içinde suça karışan varsa CHP, hukuk içinde gereğini yapar. CHP’nin tüzel kişiliğini kirletmeye yönelen her girişim, doğrudan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına saygısızlıktır. Sadece kendi içini değil, Türkiye siyasetini de yolsuzluklardan ve kirli ilişkilerden arındırma gücüne sahiptir. Bu görev geciktirilmeden yerine getirilmek zorundadır. Araştırma sonucunda iddialara ilişkin delil ve emare elde edilmesi halinde, yargı sürecinden bağımsız olarak gerekli tedbirler alınmalı ve disiplin süreci işletilmelidir. (24 Kasım 2025)” Burada hedef 19 Mart’ta gözaltına alınıp tutuklanan Ekrem İmamoğlu’ydu.
Peki bu üç açıklama şaşırttı mı? Ya da şaşıranlar neden şaşırdı?
13 Kasım’da Ekrem İmamoğlu iddianamesini yazmıştım
3741 sayfa.
Okuyorum.
Okurken aklıma aylar önce bir “devlet görevlisiyle” yaptığım sohbet geldi.
Bana demişti ki: “İmamoğlu soruşturmasına siyasi soruşturma demeyin. Çünkü değil.”
İddianameyi okuyorum.
Daha ilk paragraftan itibaren “siyasi” olduğunu görüyorum. Yıllardır televizyon ekranlarında tartışma programlarına çıkıyorum ve siyaset üzerine değerlendirmeler yapıyor, kulisler aktarıyorum.
3 bin 741 sayfayı okurken sanki bir televizyon programında siyasi tartışma izliyorum.
Bir tarafta “hançerlendim” metaforunu kullanan CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu’nu haklı bulanlar diğer tarafta “değişim” diye yola çıkan Ekrem İmamoğlu-Özgür Özel ikilisinin çağrısını destekleyenler var. İki farklı bakış çarpışıyor. İddianamede de bu durum var ve savcılık tarafını seçmiş: “Kılıçdaroğlu ‘delegeler satın alınarak’ devrildi. İmamoğlu CHP’yi ele geçirdi ve cumhurbaşkanı adayı olmak için çıkar amaçlı suç örgütü kurdu. Hem zenginleşti hem partiyi ele geçirdi hem cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmak için ‘fon’ yarattı. Bu fonu da ‘yolsuzluk yaparak’ siyasetin finansmanı için kullandı.”
Giriş paragrafı:
“Mali nitelikli suçların işlenmesi yoluyla elde edilen sermayeyle maddi zenginleşmenin yanı sıra örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun mensubu olduğu siyasi parti olan CHP’nin ele geçirilmesi ve sonrasında gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde örgüt liderinin aday gösterilmesi için fon oluşturulması amacını matuf ‘İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü’ kapsamındaki örgüt mensupları ile bağlantılı oldukları…”
Hafta sonuna kadar hareketli günler
Sayfalar ilerledikçe CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te gerçekleşen “kurultayı”, o kurultayla ilgili açılan “mutlak butlan” davasının da ayrıntılı bir şekilde iddianamede olduğunu anlıyoruz.
Ayrıca Ankara’da ve İstanbul’da süren “kurultay” ve “kongre” davalarıyla ilgili de “hüküm veren” bir iddianameyle karşı karşıyayız:
“38. İstanbul İl Kongresi’nde ‘delegeleri satın alarak’ desteklediği il başkanının seçilmesini sağlayan örgüt liderinin 04- 05.11.2023 tarihinde yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kongresinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısında aday olarak Özgür Özel’i belirlediği, İstanbul İl Başkanlığı seçimlerinde yaşanan sürecin benzerinin genel kurultayda da yaşandığı, ‘delegelerin satın alınarak’ Özgür Özel lehine oy kullanmaları sağlanmıştır. Olağan kurultayda yaşanan usulsüzlükler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma derdesttir. CHP’de yaşanan genel başkan değişikliğinden sonra partinin kontrolü tamamen örgüt liderine geçmiş, 2024 mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerinde İstanbul ilçelerinde ve Türkiye genelinde il ve ilçe belediye başkan adaylarının birçoğu örgüt lideri tarafından belirlenmiştir.”
Hatta 4-5 Kasım 2023 CHP kurultayı öncesinde Ekrem İmamoğlu’nun da içinde olduğu “zoom” toplantısının da “gizli toplantı” olarak nitelendirildiğini okuyoruz. CHP içi kavga ve savcılık CHP içi kavgada İmamoğlu’nun partiyi ele geçirdiğini iddia ediyor. Ki; CHP’de değişimin ateşini yakan İmamoğlu’ydu ve Özgür Özel’in bu sürece sonradan katıldığıydı. Kurultay üzerine kurultay yaparak liderliğini pekiştiren de Özel oldu.
SONUÇ: Hafta sonu CHP’nin olağan kurultayı var ve üç açıklama kurultaydan önce yayımlandı. Şaşıracak bir durum yok! CHP’nin eski lideri 4-5 Kasım 2023’teki 38. Olağan Kurultay’dan bu yana aynı düşüncede. Bundan sonra bu açıklamaları yapanların başta Kılıçdaroğlu olmak üzere 39. Olağan Kurultay’a katılmaları ve bu tespitlerini delegeler önünde, canlı yayında yapmalarıdır.