Önceki akşam…
Gazeteci dostum Timur Soykan, Youtube yayında, Onlar TV’de bir kulis bilgisi paylaştı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve CHP Parti Meclisi Üyesi Engin Özkoç’un, Kemal Kılıçdaroğlu ziyaret etti. İddiaya göre, Kılıçdaroğlu onunla görüşmeye giden heyete “Ne atamaları yapabilirler, ne faturaları ödeyebilirler. Genel merkezde kim varsa bunları o yapar” dedi. Heyette yer alan Mansur Yavaş bu sözler karşısında Kılıçdaroğlu’na çok sinirlendi. Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’na, “Sizin bu yaptığınız CHP’yi böler. Siz bunu yaparsanız ben siyasetten çekilirim” diyerek resti çektiği öne sürüldü.
Bu iddiayı yayının olduğu akşam Mansur Yavaş’a sordum. Yavaş kısa ve net bir cümle kurdu: “Parti bölünürse siyaset yapmanın anlamı kalmıyor dedim.” Aynı cümleleri, TV100 canlı yayınında gazeteci Gürbüz Evren de kurdu ve Yavaş’ın “Siyaseti bırakırım” cümlesini kurmadığını açıkladı. (Mansur Yavaş’ın açıklaması olarak.)
“Bırakırım” manşetine “neferim” yanıtı
Dün… Cumhuriyet Gazetesi de manşet haberinde, “Yavaş: Bırakırım” diye çıktı. Haberde Yavaş’ın o görüşmede şu cümleleri kurduğu öne sürüldü: “Bu şekilde bir siyaset olursa bu parti bölünür. Benim de siyaset yapma nedenim ortadan kalkar. Hedefimiz iktidar olmak. Bunun için siyasetteyim. Ancak burada hedef CHP.” Haberin devamında da şöyle denildi: “Ülke kamuoyunda siyasi popülaritesi yüksek olan, seçimlerde olası cumhurbaşkanı adaylarından görünen Yavaş’ın bu sözleri, ‘Aday olmam’ şeklinde yorumlandı. Kulislerde, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olması durumunda Yavaş’ı aday yapmak istediği iddiaları gündeme gelmişti.”
Bu iddialar üzerinde Mansur Yavaş açıklama yaptı ve “Bırakırım”ın ne anlama geldiğini kamuoyuyla paylaştı:
“Bugün öyle bir dönemden geçiyoruz ki, bir ve beraber olmaktan başka ne şansımız var ne de çaremiz. Hep söyledim: Bu sadece bizim partimizin meselesi değil, tüm muhalefet partilerinin sorumluluğudur. Çünkü eğer birlikte hareket etmezsek, sadece bugünü değil, geleceğimizi de kaybederiz. Hatta torunlarımız dahi bizi affetmez. Ülkemizin sorunlarını ancak ve ancak Cumhuriyet Halk Partisi çözebilir ve bu memleketin CHP’ye ihtiyacı var. Bunun için de iç sorunlarla boğuştuğu izlenimi vermekten kaçınmamız bir gerekliliktir. Bir hafta boyunca süregelen ve Cumhuriyet Halk Partililer’in hiç hoşnut olmadığı bu tartışmaların bir şekliyle sonlanması şarttır. Bu süreçte önceki genel başkanımız, mevcut genel başkanımız ve tüm partililerin tek yumruk halinde bir ve bütün durması en büyük arzumdur, olması gerekendir. Aksi halde ben dahil hiçbirimizin siyaset yapmasının bir anlamı kalmaz. Benim anlatmak istediğim sadece bundan ibarettir.”
Ankara koridorlarını yakından takip edenler, 19 Mart operasyonunun ardından “adaylık tartışmasını askıya aldım” diyen Mansur Yavaş’ın bu tartışmalara girmekten çok rahatsız olduğunu söylüyorlar. Ankara’ya ve hukuksuzluklara odaklanan Yavaş’ın da parti içi kavga görüntüsünden kaçınmak gerektiğini her ortamda söylediğini ifade ediyor. Bu arada Yavaş cephesinden bir not: “Ankara’da son dönemi olduğunu söylemişti Mansur Bey. Bundan sonrası gün ola harman ola.”
Ki dünkü açıklamasında da Yavaş “30 Haziran’daki dava süreciyle ilişkilendirilerek, partililerimizin ya da partili görünen bazı isimlerin mevcut Genel Başkanımız ve önceki Genel Başkanımız etrafında yürüttükleri tartışmaların ne ülkemizin demokratikleşme ve adalet mücadelesine ne de yurttaşlarımızın derinleşen yoksulluk sorununa katkı sunması mümkündür” dedi.
Yine Mansur Yavaş’ın kurduğu şu cümleleri, “siyaseti bırakmayacağım” ve “günü geldiğinde karar vereceğim” diye okumak da mümkün: “Ankaralıların teveccühüyle geldiğim bu makamda olduğum sürece Ankaralılara hizmet etmek ve onların güvenini boşa çıkarmamak. Cumhur İttifakı’nın ülkemize dayattığı başkanlık rejimini sona erdirip, ülkemizin yeniden demokratik parlamenter sisteme geçişini sağlamak için bir nefer gibi çalışmak.”
“İki taraf da keçi gibi inatçı”
Peki CHP Genel Merkezi ve Kılıçdaroğlu cephesinde son durum ne?
Partinin önemli bir ismi dedi ki:
“İki taraf da keçi gibi inat ediyor. Görüşmeler oluyor ama iki taraftan da ‘hain’ kelimesi duymak hoş değil ve sorunu çözmek bir yana ateşe benzin dökmek anlamına geliyor. Yine de her an her şey olabilir ve eski ve yeni genel başkan görüşebilir.”
Bir not da Ekrem İmamoğlu çevresinden:
İmamoğlu son gelişmelerden dolayı çok öfkeli. Halk TV yazarı İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamadan da anlaşılacağı gibi (Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik sert ifadeler) önümüzdeki günlerde İmamoğlu’nun parti içinde yaşananlara karşı “yaşadıklarını” tek tek anlatabileceği ifade ediliyor. Bir bakıma Ekrem Başkan da “kılıcını çekmiş” durumda.
İZNİNİZLE: Siyaset, dünya gündemi yoğun ama bir hafta izne çıkıyorum. Bu arada bir gelişme olursa tabii ki yazarım ama şimdilik kısa bir ara. Görüşmek üzere.