Yazıya CHP lideri Özgür Özel’in şu iddiasıyla başlayalım: “Bilgi vereyim. Arkadaşlar detaylarını paylaşsınlar. Bu yılın ocak ayında dünkü bebek, evlat katili saldırgan İBB’ye gelmiş. ‘Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi. İmamoğlu’na suikast yapılacak. İhbar etmeye geldim’ demiş. Bakın nasıl bir koğuşta yatmış? Bu irtibatta olduğu arkadaşları kimmiş?”

Özel’in kendisine saldıran ve tutuklanan Selçuk Tengioğlu’yla ilgili verdiği bu bilgiden hemen sonra bir sokak röportajı ortaya çıktı. Tengioğlu’nun sokak söyleşileri yapan YouTube kanalı medyali tv’ye beş yıl önceki açıklamaları çarpıcıydı:

“2004’te İstanbul Bayrampaşa’da Yasin Hayal’le (Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi) Bayrampaşa’da yatıyordum. Çok değerli insanlar da vardı, onların isimlerini vermeyeceğim. Yasin Hayal’i devlet kullandı. Ben Yasin Hayal’e çok güzel bir kıyak yaptım. O çocuğun elini yüzünü keseceklerdi Bayrampaşa’da ben engelledim, çocuk bana tav oldu. Yanımdan ayrılmıyordu. Yasin Hayal bana içini döktü, ‘Selçuk abi’ dedi ‘Beni derin devlet kullanacak. Kullanılacağımı biliyorum ama isim peşindeyim. Birilerini öldürtecek bana devlet ben de isim yapacağım’ dedi.”

Akşam saatlerinde de Özgür Özel’in “Saldırgan İBB’ye gelmiş İmamoğlu’na suikast planlıyorlar demiş” iddiasıyla ilgili İBB güvenlik görevlilerinin tuttuğu tutanak ortaya çıktı. Tarihi ve saati, 16 Aralık 2024/15.45 olan olay yeri tutanağında şu bilgileri yazılıydı:

“Görev yaptığımız İBB Başkanlığı Saraçhane Hizmet binasındaki 16 Aralık 2024 tarihinde, 08.00-17.00 nöbetimiz esnasında saat 12.30 sıralarında İBB Başkanlığı Saraçhane Hizmet Binasına gelen Selçuk Tengioğlu isimli vatandaş İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na suikast girişiminde bulunulacağı düşüncesi olduğunu söyleyerek bilgi vermek istediğini belirtmiştir. Emniyet güçlerine haber verilmiştir. Binaya gelen emniyet görevlilerine şahısla ilgili bilgi verilmiştir. Emniyet görevlilerince yapılan GBT kontrollerinde herhangi bir olumsuz duruma rastlanılmamıştır.”

Saldırganın koğuşunda kim/ler kalıyordu? - Resim : 1

Emniyet GBT’den tespit etti ama…

Tartışma “Saldırganın GBT’si temiz çıktı” cümlesi üzerine tekrar alevlendi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü de yaptığı açıklamada “GBT” olayına noktayı koydu: “… İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce söz konusu iddialar ile ilgili geçmişe yönelik inceleme başlatılmıştır. Yapılan incelemede, ihbarın 2024 yılı Aralık ayında yapıldığı, ihbarın değerlendirilme ve işlem süreçleri için Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro ekiplerinin görevlendirildiği tespit edilmiştir. Güvenlik Büro Amirliğince yapılan çalışmada, ihbarcı aranarak belediye binasına çağrılmış, ön incelemede şahsın 2004 yılında kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası alan ve 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakılan Selçuk Tengioğlu isimli şahıs olduğu anlaşılmış…”

SORU ŞU: Emniyet, GBT’sine baktığı ve “müebbet hapis cezası aldığını” tespit ettiği şahsın ifadesini neden emniyette almadı? Daha derinlemesine bir sorgu modeli neden olmadı?

Emniyet açıklamasına devam edelim.

Hangi cezaevi, hangi koğuş?

Selçuk Tengioğlu’yla ilgili emniyet diyor ki:

“Söz konusu ihbar, usulüne uygun şekilde değerlendirilmiş, ihbarın somut delilere dayanmadığı, yalnızca kişisel kanaatlere dayalı bir bildirim olduğu, bahse konu durumun 5 yıl önceki hapiste kaldığı dönemle ilgili olduğu anlaşılmış, ilgili süreç tamamen yasal mevzuat çerçevesinde ihbarın içeriğiyle sınırlı kalmak kaydıyla sonuçlandırılmıştır…”

Burada “beş yıl önceki hapiste kaldığı dönemle ilgili olduğu” vurgusu önemli. O zaman akla CHP lideri Özel’in “Koğuş arkadaşlarını soruşturdunuz mu?” sorusu geliyor.

Neden mi? Çünkü; saldırgan Tengioğlu’nun İBB binasındaki “suikast” iddiasıyla ilgili emniyet açıklamasında “…Özel güvenlik personelleri eşliğinde şahıs ile yapılan görüşmede; adı geçen belediye başkanını sevdiğini, belediyeden yardımlar aldığını, başkanın DEM parti ile iç içe olmasından dolayı rahatsızlık duyan milliyetçi kesimler tarafından kendisine zarar verebileceklerini düşündüğünü, cezaevinde kaldığı sürede bu gibi konuların koğuşta konuşulduğunu, tamamen kendi hislerinden dolayı bu şekilde bir ihbarda bulunduğunu, herhangi bir bilgiye dayalı olmadığını ve yazılı olarak ifade vermek istemediğini beyan etmiştir” denildi.

İşte tam da bu noktada “O koğuşta kim ya da kimler vardı?” sorusuna yanıt verilmeli!

Bu arada bir not: Beş yıl önce Ekrem İmamoğlu’na bir suikast iddiası ortaya çıkmıştı. Bunu da yarına yazalım.