Kurmay Albay Ünal Atabay.
Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahında; terörle mücadele faaliyetlerinin planlanması, koordinasyonu ve değerlendirilmesinde stratejik seviyede yedi yıl görev yaptı. Taktik seviyede sahada Erzincan-Tunceli-Ovacık Kuzeyi/Munzur Dağları’nda terörle mücadeleye katıldı. Terörle mücadele konseptinin yazılmasında, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Teşkilat ve Kanunu’nun hazırlanmasında aktif görevler ile MGK toplantılarında görüşülen iç güvenlik faaliyetlerine ilişkin çalışmalarda bulundu.
Dün; Ünal Atabay’la “PKK fesih kongresi ve sonuç bildirisi”nin ne anlama geldiğini konuştum.
ÖCALAN SÜRECE DAHİL EDİLMELİ: “Şarta bağlanmış bazı maddeler olduğunu görüyorum. Uluslararası güçlere yönelik çağrı var. ‘Kongremizin PKK’yı tasfiye etme ve silahlı mücadele yöntemine son verme kararı kalıcı barış ve demokratik çözüm için güçlü bir temel oluşturmaktadır’ dedikten sonra şimdi sundukları şarta geliyorum: ‘Öcalan’ın sürece liderlik etmesi ve yönlendirmesi…’ Şunu söylüyorlar: Öcalan’ın silah bırakmadan sonra sürecin yönetilmesine dair aktif bir şekilde katılması eğer bu sürece dahil edilmezse sürecin sağlıklı bir şekilde işlemeyeceğine dair bir şart! Bunun da ‘hukuki düzenlemelerin yapılmasıyla’ olabileceğinin ifade ediyorlar. Buradaki en kritik konu bu.”
ERMENİ SOYKIRIMINDAN SONRA KÜRT SOYKIRIMI: “Uluslararası alana hitap eden konu var. Soykırım suçlaması var ve bu bizim için ağır bir suçlama. Biz yıllarca Ermeni soykırımı meselesiyle ilgili uluslararası alanda çalışmalar yapıyor, mücadele ediyor. Bununla mücadele ederken sanki Kürt soykırımı yapılmış gibi bir kampanyayla uluslararası alana taşınma gayreti görüyorum. Türkiye’nin ikinci bir ağır yükle karşı karşıya kalması demek. Biliyorsunuz BM’ye müracaat ettiler.”
SİLAHSIZ YENİ BİR DİRENİŞ ÖRGÜTÜ: “Kürt enstitüsü açıldı fesihten hemen önce. Kürt üniversitesi açılması gibi ifadeleri var. Sonuç bildirgesinin özü şu: Sivil toplum üzerinden bundan sonra bir direniş örgütlemesi yapılması gerekliliğinin altı çiziliyor. PKK adı atında değil ama yeni bir örgüt kuracakları anlaşılıyor. Silahlı bir örgüt değil. Sivil toplumun direnişini örgütleyecek, eylemleri organize edecek, sivil itaatsizlik gibi bir örgütlenme anlaşılıyor.”
YPG İÇİN AYRI KARAR ALINMASI GEREKİYOR: “Türkiye, YPG’nin durumunun anlaşılması için PKK=YPG dedi. YPG’yi ifade ederken YPG/PKK dedik. Bu doğru söylemdi. Ama KCK yapısı içindeki alan savunması içinde ülkelerde ayrı ayrı yapılanması var. Suriye’deki de bunun bir parçası, Türkiye’deki PKK da bunun bir parçası. PKK’nın lağvedilmesi demek YPG’nin feshedilmesi demek değil. YPG’nin yürütme konseyiyle PKK’nın yürütme konseyi farklı. Bunların üstünde KCK var. Hepsine hükmeden. Onlar ayrı bir karar organıyla hareket ediyorlar. Kendi bulundukları coğrafyaya özgüler. Üniformaları bile farklıdır. (PKK-YPG ve diğerleri) Ayrı komuta içinde tek hiyerarşiye bağlılar. PKK’nın lağvedilmesi demek YPG lağvedilmesi demek değil. YPG için ayrı karar verilmesi gerekiyor.”
TOPLUM İÇİNDE GERİLİM YAŞANABİLİR: “Önümüzdeki süreçte siyasal alanda ciddi bir mücadele görüyorum. Bu mücadelede örgütün kurulduğundan bu yana hedefleri var. Bu hedefler Doğu ve Güneydoğu’da idari yapı, oradaki kollektif haklar dediğimiz haklar, buna cevap verecek şekilde istekleri olacak. Hukuki alanda, siyasi alanda konuşuluyor bunlar. Kitlesel gösteriler yaşanabilir. İsteklerinin yerine getirilmesi için gösteriler yaşanabilir. Öngörü değil kendileri söylüyor. Sonuç bildirgesinin detaylarında yazıyor: ‘Halkımızın özellikle kadınların ve gençlerin öncülüğünde, yaşamın her alanında kendine özgü yapıları inşa etmesi (sivil toplum örgütleri içinde), örgütlenmesi, saldırılara karşı kendisini savunacak duruma gelmesi (nasıl savunacak kendisini) seferberlik ruhuyla komünal bir toplum inşa etmesi önem taşımaktadır.’ Şu çıkıyor ortaya: Yeni bir toplum inşasını, demokratik alanda siyaset yaparak inşa edebilirsiniz. Bu da toplum içinde gerilim yaşatabilir. Silahların bırakılmasının ardından hudutları, sınırları, istekleri kontrol altında tutmak gerekiyor ki gerilim yaşanmasın.
