ANALİZ
Yeni anayasa, demokratikleşme.
Son günlerde sıklıkla duyduğumuz iki kelime bunlar.
Kulağa da çok hoş geliyor.
Ama ya içerik.
İşte orada durun.
Yeni anayasa nedir, neden yeni bir anayasa gerekli, yeni anayasanın içinde ne olacak?
Bilen var mı?
Millete adeta yeni bir elbise sunar gibi yeni anayasa diyorlar.
Ya demokratikleşme?
Bunun içeriğini bilen var mı?
Hatta anlayan var mı?
İktidar her fırsatta 20 yıldır demokratikleşmede dev adımlar atıldığını, Türkiye’deki demokrasinin dünyaya parmak ısıttırdığını anlatıyor.
Ama sanki sihirli sözcükmüş gibi yine her fırsatta demokratikleşmeden söz ediyor.
Hele DEM Partililerin ağzından düşmüyor bu kelime.
PKK’nın kendini feshetmesi barış ve demokrasinin kurulmasında çok büyük adım olarak niteleniyor.
İyi de bu sayede ulaşacağımız demokratikleşme nasıl bir şey?
Demokratikleşmeden kastedilen ne?
Bilen yok.
Ama konuşması çok hoş geliyor nedense herkese.
Artık bunun bir adının konması gerek.
Demokratikleşince ne olacak, nasıl bir Türkiye hayal ediliyor?
YAPAY ZEKA
Yapay zekaya “bugüne uygun güzel bir söz söyle” dedim.
Şu cevabı verdi;
“Hayat, tıpkı bir nehir gibidir. Bazen sakin akar, bazen coşkun. Önemli olan, her akışta yeni bir şey öğrenmek ve yolculuğun tadını çıkarmaktır.”
BUNU YAZMAK GEREK
Yasakla hapisle çözülmüyor
Sadece son iki ayda hapse atılanların sayısı 700’ü geçmiş.
İktidar insanlara baskı yaparak, tutuklayarak seslerini keseceğini sanıyor.
Oysa tam tersi oluyor.
İşte geçmişten bir örnek;
1946’da Aziz Nesin’in Sabahattin Ali ile birlikte çıkardıkları Marko Paşa adlı dergi daha ilk günden büyük yankı uyandırır. Günlük gazetelerin ulaşamadığı bir tiraja ulaşır, bu rakam 60 bin civarıdır.
Dergide iktidar sert bir dille eleştirilmektedir.
Aziz Nesin bu dergide çıkan bir yazısından dolayı tutuklanır.
Dergi de kapatılır, ancak usta vazgeçmez ve dergiyi Malum Paşa adıyla çıkmaya başlar.
İzlenmeler, tutuklanmalar bir yandan sürerken bir yandan da dergi isim değiştirerek yayınlanmaya devam eder.
Malum Paşa, kapatılır, Merhum Paşa olur, o kapatılır Ali Baba çıkar sonra da sırasıyla Bizim Paşa, Hür Marko Paşa, en son da Medet olarak iktidarla dalga geçercesine yoluna devam eder.
Düzenin Aziz Nesin’i yıldırması mümkün olmaz.
ÖNERİ
Metro değiştirirken para ödenmemeli
İstanbul’da toplu taşıma hizmeti gerçekten iyi gidiyor.
Ancak dünyada örneği olmayan bir uygulama var.
Metroda bazı istasyonlarda farklı hatlar kesişiyor.
Başka ülkelerde bir metrodan inip aynı istasyonda başka metroya geçerken para ödemezsiniz.
Oysa bizde metrodan çıkıp diğer hatta geçerken yine para ödüyorsunuz.
Neden?
Toplu taşımandan en temel özeliklerinden biridir bu.
Aynı şekilde metrobüsten inip metroya geçerken ya da vapurdan inip metroya geçerken de para ödenmemeli.
ÇOK GÜLDÜM
Rejimden mutlu olan da var
Yıllardır fıkralarının tiryakisi olduğumuz Yıldırım Tuna bu hafta “2007’den beri Can Ataklı köşesinde ne fıkralar yayınlanmış. Ama artık korka korka ‘Bu fıkra gereksiz bir sıkıntı yaratır mı?.. Şu fıkra edep dışı bulunur mu?’ öz eleştirileri ile gönderebiliyorum. Tez kurtulmak dileğiyle” notunu eklemiş.
Bu pazarın fıkrası şöyle;
Baskıcı ülkenin birinde iki eski arkadaş yıllar sonra yolda karşılaşmışlar, “Nasılsın? Ne iş yapıyorsun?” diye birbirlerine sormuşlar.
“Öğretmenim ve gençleri yetiştiriyorum, ya sen?” demiş ilki.
“Ben polisim ve bu rejimden mutlu olmayanları, ileri geri laf edenleri tutukluyorum” diye cevap vermiş diğeri.
“Yahu saçmalama, bu rejimden mutlu olabilen birileri var mı?” diye hayretle sormuş öğretmen.
“Olmaz mı? Var tabii” demiş polis, “Ama onlar Yolsuzlukla Mücadele Departmanının sorumluğundalar!”
GÜNÜN ÖNERİSİ
Bütün belediye başkanlarını da Erdoğan atasın, kayyım derdinden de CHP’li belediyelerden de kurtulmuş olur.