ANALİZ
Bu kez yine aynı oyunu mu izleyeceğiz?
Her zaman olduğu gibi İsrail çok etkili bir operasyon yapacak, İran da hemen SİHA’larla tepki gösterecek, İsrail savunma sistemi bunları düşürecek, sonra İran usulen balistik füzeler atacak ama etkili olmayacak sonra da ortalık sakinleşecek.
Muhtemel senaryo bu.
İran sürekli madara olmaya doymuyor.
Ama demeç politikası muazzam.
Her seferinde İsrail’i dümdüz edeceklerini söylüyorlar, Amerika’ya haddini bildireceklerini açıklıyorlar.
Ama hepsi fos çıkıyor.
Buna karşı son saldırıdan sonra bazı savaş ve diplomasi uzmanları bu kez gerçekten çok ciddi bir çatışma çıkabileceğini savunuyorlar.
İşte öyle olursa Erdoğan’ı çok zor bir karar bekleyecek.
İsrail-İran arasındaki sürtüşme bugüne kadar bir oyun gibi sürdürüldüğü için bizim açımızdan sıkıntılı bir durum yoktu. İktidar sözcüleri sert mesajlar vererek İsrail’i kınıyorlar, bunun bir barbarlık olduğunu söylüyorlar iş bitiyor.
Ama bu kez farklı olursa Erdoğan, İsrail ve İran arasında bir seçim yapmak zorunda kalacak.
Amerika’ya, özellikle Trump’a bel bağlanan böyle tehlikeli bir dönemde sizce Erdoğan hangi tarafın yanında yer alacaktır?
GÜNÜN SORUSU
İsrail, İran’dan kalkan SİHA’ları ve atılan füzeleri imha ederken Kürecik’teki radardan bilgi alıyor mu?
KOMİK
Bak seeen, neden yasaklanmışlar?
Henüz Kartalkaya yangını hakkında tek kelime bile hesap vermeyen Turizm Bakanı iktidardan yana tavır almayan sanatçılara ambargo uygulamaya başladı.
Bakan Ersoy Yalın, Hadise, Mabel Matiz, Melek Mosso, Sertab Erener, Melike Şahin, Cem Adrian gibi sanatçıların Efes Antik Tiyatro’da konser vermelerini yasakladı.
Nedenini herkes biliyor ama Sabah gazetesi bakanı korumak için “mişli, muşlu” bir haber yayınlayarak “Bu sanatçılara yasağın konserlerinde LGBT bayrağı açmaları nedeniyle” verildiğini ileri sürdü.
Hangisi konserinde LGBT bayrağı açtı bilmiyorum ama böyle bir gerekçe olabilir mi?
Milyonların beğeni ile izlediği, konserlerini hınca hınç doldurduğu bu sanatçıların muhalif oldukları için değil de LGBT bayrağı açtıkları için ahlakı bozduklarına kim inanır!
Ayrıca elbette bu bakan “bu sanatçılar bize karşı konserlerini bu nedenle yasakladık” diyemeyeceğine göre bir kılıf bulacaktır.
SOSYAL MEDYA
Kaliforniya Valisi son olayları “barışçıl eylem” olarak nitelemiş. Bizimkilerin mi Amerika’ya gitmesi yoksa Amerikalıların mı bize gelip “barışçıl eylem” dersi alması gerek?
YENİ ÖĞRENDİM
Artık mitinglere rahat gidersin
Dükkânın da sahibinin de adı bende.
Bir tekel bayii.
Vergi memurları geliyor ve yazar kasaya “inceleme yapılacağı” bahanesiyle el koyuyorlar.
Bir dükkândan yazar kasa alınması demek o dükkânda iş yapamaması demektir.
Tekel bayii “Yazar kasayı niye alıyorsunuz, burada niye incelemiyorsunuz?” diye soruyor.
Cevap vermiyorlar.
Aralarından biri çıkarken dükkân sahibinin kulağına eğiliyor; “Ne dert ediyorsun, sana iyilik yapıyoruz. Artık CHP’nin mitinglerine daha rahat gidersin” deyiveriyor.
BUNU YAZMAK GEREK
Yargıtay daire başkanının isyanı
Oğlu Yiğit Gençbay Kartalkaya faciasında can veren Danıştay 9. Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, Meclis Araştırma Komisyonunda konuşmuş bir süre önce.
Haberi ANKA ajansında görmüştüm.
Şimdi bu yargıtay daire başkanının komisyonda yaptığı konuşmayı aynen sunmak istiyorum.
Yorum sizin;
Bugün yargıya güven yüzde 20’ler seviyesine indi.
Yiğit bir hafta önce Amerika’dan gelmişti. Dünyanın bir numaralı üniversitesi M.I.T’de stajını yapmıştı. Yiğit, bütün yaratılanları severdi, insan, hayvan ayırt etmeksizin severdi. Yiğit’imi adli tıptan DNA testiyle aldım.
Biz bu acılarla yaşayacağız ama şimdi 35 senesini yargıya vermiş kardeşiniz olarak bir şeyler söylemek istiyorum. Sorun yargıya olan güven sorunu. Dairede benim arkadaşlarım bana taziyeye geldiklerinde, önümde dosya görüyorlar. Kimisi diyor ki ‘Ne oldu başkanım, dosya mı okuyorsun?’ ‘Yok’ dedim. “Benim devletim bana gözyaşları içinde oğlumun dosyasını okutuyor. Ben evladımın dosyasını okuyorum” diyorum. Ben mesleğe başlarken yargıya olan güven yüzde 80’ler civarındaydı. Bugün yargıya olan güven yüzde 20’ler seviyesine indi. Ben o derslerine girdiğim arkadaşlarıma “Bizim nesil sınıfta kaldı” diyorum. Kimse “Ben iyi bir yargıcım” demesin. Takım oyunu, hepimiz sınıfta kaldık.