MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik 4. Dalga operasyonunda tutuklanan isimler arasında üç iş insanı da var.
Yapı Merkez İnşaat sahipleri Mustafa Başar Arıoğlu, Erdem Arıoğlu ile Özge Arıoğlu.
Bu isimleri kamuoyu Çanakkale Köprüsü, Avrasya Tüneli ve en son Sivas Yerköy hızlı tren ihalesinden tanıyor.
Hepsi de “Yap-işlet-devret” sistemiyle yapıldı.
Bu sistem muhalefet tarafından “büyük yolsuzlukların döndüğü, projelerin maliyetinin birkaç katına yapıldığı” iddialarıyla eleştiriliyor.
İmamoğlu operasyonu sürecinde kimi yandaş yazarlar Erdoğan sayesinde büyük servetler kazanan bazı iş insanlarının “ihanet içinde olduklarını” ve Erdoğan sonrasına hazırlık yaptıklarını ileri sürdüler ve “bunun hesabı mutlaka sorulacaktır” dediler. Yapı Merkezi İBB ile de çalışıyor ve bazı ihaleler de aldılar.
İşte bu tutuklama “yandaş yazarların isim vermeden hedefe koydukları iş insanları mı?” sorusu sorduruyor insana.
SORDUM ÖĞRENDİM
Yatırımların akıbeti belli değil
İmamoğlu operasyonu kapsamında tutuklanan Yapı Merkezi’nin sahipleri sadece Türkiye’de iş yapmıyor.
Şirketin başta Afrika ülkeleri olmak üzere Avrupa ve Asya’da büyük inşaatları var. Her ne kadar patronlar tutuklu olsa da elbette inşaatlar sürecektir ama tutukluluğun uzun sürmesi halinde bu yatırımların da krize gireceğini söylemek yanlış olmaz.
Ayrıca Türkiye’deki tutuklamanın diğer ülkelerde güven sorunu yaratacağı ve şirketin birçok işi kaybedeceği de bir başka gerçek.
Yapı Merkezi’nin süren dış inşaatlarına baktım, listeyi sizin için çıkardım.
- Uganda’da demiryolu inşaatı
- Bosna’da tramvay inşaatı
- Tanzanya’da üç ayrı demiryolu inşaatı
- Slovenya’da demiryolu inşaatı
- Etiyopya’da demiryolu inşaatı
Bitmiş yatırımlar ise şunlar;
- Çanakkale köprüsü
- Avrasya tüneli
- Dubai metrosu
- Mekke, Medineve Cidde hızlı tren istasyonları
- Cezayir’de tramvay hattı
- Fas’ta tramvay hattı
- Doha metrosu
- Dakar havaalanı
KOMİK
AKP’li olursa “çarpıtma” deniyor
İktidar sürekli olarak CHP’yi yolsuzlukla gündemde tutmaya çalışırken Özgür Özel de “Ahtapotu size göstereceğim” diyerek AKP’nin yolsuzluklarını açıklamaya başladı.
İlk iddia Fatih belediyesi ile ilgiliydi ve Özel tamamen Sayıştay raporlarına dayanarak yolsuzluk örnekleri verdi.
Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan ise Özel’in iddialarını ‘’algı operasyonu’’ olarak nitelendirerek, “sanki yolsuzluk tespit edilmiş gibi bir hava oluşturulmaya çalışılıyor, bu yolsuzluk değil çarpıtma” diye cevap verdi.
İşe bakın CHP’ye yönelik dedikodulara, duyumlara dayalı iddialar gerçekmiş gibi kabul edilip tutuklamalar yapılıyor ama AKP’li belediye olunca hiçbir savcı harekete geçemiyor, üstelik devletin resmi raporlarına rağmen.
Ayrıca ne yaparsa yapsın hesap sorulmayacağını bilen bir belediye başkanı da Türkiye’nin en büyük partisinin genel başkanına parmak sallayabiliyor.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Bir cümleye iki soru?
Aylar sonra nihayet sesini duyduğumuz Devlet Bahçeli DEM heyeti ile görüşüp önder Apo’ya selamlarını ilettikten sonra gittiği Ülkücü Şehitleri anma töreninde şöyle dedi;
“Gerçekten her şeyin bir vakti vardır. O vakit hızla yaklaşmaktadır. O vakit Türkiye Yüzyılı’yla simgelenmekte, yeni bir milli birlik ve kardeşlik asrıyla tebarüz etmektedir.
O halde sormak istiyorum; Geleceğini söylediği vakit neyin vaktidir?
Bu birincisi.
İkincisi ise; milli birlik ve beraberlik kavramı tektir, bunun yenisi olur mu, yeni milli birlik kardeşlik nedir?
Bİ SOR BAKALIM
Yeni anayasa karın doyurur mu?
Dikkat ediyor musunuz, Erdoğan ekonomik konulara neredeyse hiç girmiyor.
Ekonomide sadece parlak bir gelecek çiziyor, enflasyonun düşmeye başladığını faizlerin de düşeceğini söylüyor, o kadar.
Ekonomi konuşamayınca da her gün yeni anayasadan söz ediyor.
10 hukukçuyu görevlendirmiş, Türkiye’ye yakışan bir anayasa için hazırlıklar başlamış.
Sokakta soruyorum, yeni anayasa ile ilgilenen ve hatta merak eden bir kişi bile görmedim.
Herhalde Erdoğan da anayasa ile karın doymayacağını biliyordur ama ne yapsın halkın oyalanması da gerek.