MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

9 yıldır hapiste olan Selahattin Demirtaş AİHM kararına rağmen hala serbest bırakılmadı.

Oysa karar gayet açık.

Avrupa İnsan hakları Mahkemesi son kararı verdi.

Artık bunan sonra bir itiraz, yeni belge koyma aşaması yok.

Bu durumda ya kararı uygulayacaksınız ya da altına imza attığınız AİHM sözleşmesini ihlal ederek Türkiye’nin sıkıntıya girmesine neden olacaksınız.

Adalet bakanı Demirtaş’ın serbest bırakılmaması konusunda her zamanki gibi “Türkiye bir hukuk devletidir” klişesini kullandıktan sonra “yargı kararını bekliyoruz” diyor.

İyi de yargının burada bir karar vermesi gerekmiyor ki.

Karar zaten verilmiş, uygulamayı iktidar yapacak.

Ayrıca diyelim ki yargı karar verecek, peki neyi bekliyor, neyi inceliyor, zaten 9 yıl önce verilmiş bir karara çeşitli itirazlar yapılmış, yeni belgeler gönderilmiş ama hepsi aşılmış ve son karar verilmiş.

Bu durumda Demirtaş’ı serbest bırakmayan yargı mı yoksa saray mı?

Erdoğan ise “AİHM kararlarına Avrupa’da en çok uyan ülkeyiz” diye açıklama yaptı.

BİRİNCİSİ: En çok başvuru Türkiye’den yapılıyor.

İKİNCİSİ: En çok mahkûmiyet kararı Türkiye aleyhine çıkıyor.

Bu durumda doğal olarak kararları en çok uygulayan ülke oluyoruz.

BUNU YAZMAK GEREK

GAİN: Habertürk’ün devamı

Artık alıştık, dün de güne bir operasyonla başladık.

Bu kez film ve eğlence platformu olarak bilinen GAİN medyaya operasyon yapıldı.

Tabii asıl operasyon GAİN’in de sahibi olan Anahat Holding’e yapıldı.

Yasadışı bahis oynatma, kara para aklama, dolandırıcılık iddialarıyla suçlanan holdingin tüm şirketlerine kayyım atandı.

Bu operasyon Habertürk ile başlayan içinde medyanın da büyük ölçüde bulunduğu bir kara para operasyonudur.

Aldığım bilgilere göre asıl operasyonlar ve kamuoyunu şaşırtacak kişilerin tutuklanması bundan sonra gelecek.

Şimdilik Kenan Tekdağ’ın kurduğu suç ağı çıkıyor ortaya ama daha büyükler kim, göreceğiz.

GÜNÜN SÖZÜ

Uyuşturucu, kırmızı ve yeşil reçeteli ilaç dahi kullanmadım” diyen Mehmet Akif Ersoy’un kokain ve esrar kullandığı saptandı... Allah’ın işine bak... Daha neler olacak, bekleyin... NBE’yi izleyin... Ahmet ÜSTÜN

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

“Utanmıyor musunuz?” kötü üslup değildir

Bütçe görüşmeleri sürerken söz alan CHP’li Gökhan Günaydın AKP’ye yakın kişilerin devlet kadrolarına sınavsız ve mülakatsız yerleştirildiğini örneklerle anlattıktan sonra “Bundan utanmıyor musunuz?” diye seslenmişti.

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise “Evet utanmıyoruz, yaptığımızla gurur duyuyoruz” cevabını vermişti.

Erdoğan ise Özlem Zengin’e sahip çıkarak CHP’yi çirkin ifadeler kullanmak ve edep sınırlarını aşmakla suçladı.

Şaşırtıcı değil mi?

Çünkü “utanmıyor musunuz?” sorusu bir hakaret, kötü üslup ya da edep dışı değil ki.

Konu AKP’lilerin devlet görevine kolaylıkla gelip gelmemeleri ile ilgili.

Ve AKP’liler “bundan utanmadıklarını, gurur duyduklarını” söylüyorsa, üslup sorunu neredir acaba?

ŞAŞIRDIM

30 cezaya 30 dava ama nafile

Çok sevdiğim avukat dostum Tayfun Akçay’ın başı neye hizmet ettikleri belli olmayan trafik polisleriyle dertte.

Akçay Boğaz’daki Arnavutköy Tayyareci Suphi sokakta oturuyor.

Burada doğmuş büyümüş.

Aracını da doğal olarak evinin önüne park ediyor.

Ancak aylardır kimi gece yarısında kesilen “park cezaları” ile baş edemiyor.

Oysa burası park yasağı olan bir yer değil.

Şaka değil Tayfun Akçay ceza kesilmesine karşı tam 30 kez dava açmış, 45 cezayı iptal ettirmiş, Yargıtay’ın “burada park yasağı olamaz, kesilen cezalar doğru değildir” diyen üç kararı bile var.

55 yıllık avukat Tayfun Akçay aracının camına koca harflerle yazılmış mahkeme kararlarını bile koymuş ama polisler asla geri adım atmıyor ve sürekli ceza kesiyor.

İşin tuhaf tarafı konuyu İstanbul Emniyet Müdürü dahil herkes biliyor ama kimse bir şey yapamıyor.

Neden olabilir?