ANALİZ
Yangınlar yüreğimizi yakıyor.
Aynı anda çok sayıda yerde yangın çıkınca iktidar çaresiz kaldı.
Tamam yangın sayısı çok fazla.
Tamam gerçekten aşırı bir rüzgar var ve bu koşullarda söndürme çalışmaları çok zor oluyor.
Tamam hava çok sıcak ve kuru, bu da yangını körüklüyor.
Ancak bunların hiçbiri iktidarın yangına karşı hazırlıklı olmadığı gerçeğini değiştirmiyor.
Milletin yüreği yanarken iktidar ve şakşakçıları günlerdir “yangınla mücadelenin ne kadar başarılı sürdürüldüğünü” anlatmakla meşgul.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi işi gücü bıraktı eleştirileri yanıtlamakla uğraşıyor.
Neymiş 27 yangın uçağımız, 105 helikopterimiz, 14 İHA’mız, 6 bine yakın kara aracımız 25 bini aşkın personelimiz varmış.
Bu yangın söndürme gücü Avrupa’da bile kıskanılıyormuş.
5 gece görüş helikopteri varmış bunlar koşullar elverişli olduğunda çalışıyormuş.
Yanan yerler asla imara açılmayacakmış, otel yapılmayacakmış sanki daha
önce örneklerini bilmiyormuşuz gibi.
Bırakın Allah aşkına millet günlerdir “Sat Boeing 747’yi al 60 tane yangın uçağı” diye haykırıyor.
İnsanlar sonuca bakar, bahanelere değil.
BUNU YAZMAK GEREK
Asker neden devrede olmalı…
Bu iktidarla birlikte doğal afetlerde artık askeri sahada hiç göremiyoruz.
Muhtemelen askerin toplumda sempati toplamasından endişe ediyorlar, tabii bir de askerin sahaya çıkması bu iktidarda nedense darbe korkusu yaratıyor.
Dünkü YouTube konuşmamda askerin neden sahada olmadığını sordum.
Eleştiriler de geldi, “askerler yangın söndürmeden ne anlar, onları ateşe mi atmak istiyorsun?” diyenler bile oldu.
Oysa askerin sahada olması çok önemli.
BİR: Asker disiplin içinde çalışır, çevre güvenliği sağlar.
İKİ: Asker lojistik destek sağlar, kol gücü yüksek olduğu için yangın hattı veya söndürme araçları için yol açar.
ÜÇ: Asker çok sayıda su tankeri ile yangın bölgelerine sürekli su taşır.
DÖRT: Askerin sıhhiye ekipleri acil durumlarda sahada hizmet verir.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Böyle soru sorulur mu?
Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı, eski Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İbn Haldun Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği Tercih Fest 2025 etkinliğine katılmış.
Kılıç partisinin genel başkanı Erdoğan’ın ne kadar başarılı olduğunu ama muhalefetin kendisine sürekli saldırdığını ve iftiralar attığını ileri sürerek öğrencilere dönüp “Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk milletine ihanet edeceğine inanır mısınız?” diye sormuş.
Öğrencilerden biri “evet” diye seslenince Kılıç çok öfkelenmiş ve “Sana hayatta büyük kolaylıklar diliyorum. Ümit Özdağ ile başarılar” demiş.
Çağatay Kılıç AKP’nin kuruluşunu yapan birkaç kişiden biri olan Cüneyt Zapsu’nun yetiştirmesi bir siyasetçi.
25 yıldır siyaset içinde yani homojen bir grubun karşısında böylesine saçma bir soru sorulmayacağını bilecek kadar deneyimli olması düşünülür.
Hele bu topluluk üniversite öğrencilerinden oluşuyorsa çok daha dikkatli olması gerekir.
Muhtemelen diğer AKP’lilerin katıldığı ve konukların özenle seçildiği bir toplantıda olduğunu sandı.
Şimdi bu öğrenci ile ilgili hemen yasal bir soruşturma açılıp açılmayacağını çok merak ediyorum.
SOSYAL MEDYA
Güya hepsini CHP yapacaktı
2023 ve 2024 seçimlerinden önce iktidar ve koalisyon ortaklarının propaganda taktiği muhalefetin, tabii daha çok CHP’nin, terörle iş birliği yaptığı, emirleri Kandil’den İmralı’dan aldığı algısı yaratmaktı.
Bu bir ölçüde başarılı da oldu.
Milyonlarca seçmen bu algının etkisiyle muhalefetten korktu.
Oysa şimdi durum tam tersi.
Sosyal medyada dolaşan bir CAPS’i size de sunmak istedim;
NE DEMİŞLERDİ?
Biz gidersek PKK ile anlaşacaklar (Anlaştılar)
Biz gidersek Apo’yu Selo’yu çıkaracaklar (Çıkarmak üzereler)
Biz gidersek Gazze düşer (Düştü)
Biz gidersek Dolar 15 lira olur (40 lira oldu)
Biz gidersek Suriye bölünür (Bölündü)
Biz gidersek İsrail güçlenir (Güçlendi)
GÜNÜN SÖZÜ
RTÜK’e talimat verin, tüm gün KOMEDİ FİLMİ oynatmayan TV’leri kapatsın!..
Ahmet ÜSTÜN