Yaklaşık dört yıldır NOW TV’de katıldığım programlar nedeniyle haftada iki gün İstanbul’da kalıyorum.

İstanbul’a her gittiğimde de deprem ihtimalini düşünüyorum.

Bu düşüncem 6 Şubat 2023 gününden, yani Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerden sonra bir çeşit kaygıya da dönüşmüş vaziyette.

Havaalanından otele, otelden kanala giderken, İstanbul içinde bir yerden başka yere geçerken çevremde gördüğüm o beton yığınlarına bakıyorum
ve her seferinde yaşanacak büyük bir deprem sonrasında ortaya çıkabilecek felaket gözümde canlanıyor.

İstanbul Depreminde ortaya çıkacak manzaranın 1999’da Marmara Depremi, 2023’te de Kahramanmaraş Depremi sonrasında gördüğümüz yıkımdan çok daha kötü olacağını düşündükçe de ürküyorum.

Kendimi ne kadar rahatlatmaya çalışsam da İstanbul depremine İstanbul’da yakalanmaktan da özellikle korkuyorum.

***

6.2’lik son depremden sonra kaygılarım biraz daha derinleşti. Bu depremin 7 ve üzeri şiddetinde olacak büyük deprem öncesindeki son uyarılardan biri olduğuna inanmaya başladım.

Türkiye’yi yönetenlerin, durumun ciddiyetini kavramaları, İstanbul’un ihtiyacı olan depreme hazırlık çalışmalarını hızla hayata geçirmeleri gerekiyor.

1999 Marmara ve 2023 Kahramanmaraş Depremi Anadolu tarihinin en büyük yıkımlarına sebep olmuştu.

Anadolu’nun değişik yerlerinde yaşanan depremler, irili ufaklı sarsıntılar da fay hatlarının üzerinde yaşadığımız gerçeğini bize sürekli hatırlatıyor.

Buna karşın, üzerinde durduğumuz zemini altımızdan çekip alan ürkütücü sarsıntıyı bizzat yaşayıncaya dek deprem gerçeğiyle yüzleşemiyoruz.

Tersine 7 ve üzerinde gerçekleşecek olası bir depremde 600 bin konutun yıkılacağını ya da oturulamaz hale geleceğini bizzat söyleyen devlet yetkilileri de biz vatandaşlar da deprem gerçeği karşısındaki kayıtsız kalmayı sürdürüyoruz.

***

Bir başka nokta daha var: İstanbul halkı Ekrem İmamoğlu’nu başkan seçerken, depreme hazırlık konusunda da görev ve sorumluluk yüklemişti.

Ancak yargımız İmamoğlu’nu tutuklayarak cezaevine gönderdi.

Ne yazık ki tutuklama kararını verenler bugüne kadar ikna edici deliller ortaya koyamadı.

(Üstelik hem Türkiye’de hem dünyada genel kanı İmamoğlu’nun mevcut cumhurbaşkanının en güçlü siyasi rakibi olması nedeniyle tutuklandığı yönünde oluştu).

Yargımızın İmamoğlu ile ilgili adil bir kararı hızlıca alması, artık
İstanbul’un deprem hazırlıkları açısından da çok önemlidir.

Yargı eğer ikna edici deliller ortaya koyamayacaksa, halkın seçtiği başkanı bir an önce bırakmalı, İmamoğlu da görevinin başına dönerek kolları sıyırıp deprem hazırlıklarını yoğunlaştırmalıdır.

Tam da İmamoğlu’nun deprem sonrasında Silivri’den yaptığı açıklamada dediği gibi:

“Deprem meselesi seçim kazanmaktan, koltuk hırsından çok daha büyük bir meseledir. Bu nedenle acilen birliğe, beraberliğe, dayanışmaya ve ortak akla ihtiyacımız vardır.”

Karar vericiler unutmasın ki bu işin artık şakası yoktur.

YASAKÇI KOMİK VALİ

CHP, 23 Nisan kutlamaları çerçevesinde TBMM’nin kurulduğu 1. Meclis binasından Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e yürümek istiyordu.

CHP lideri Özgür Özel, CHP’lilere ve vatandaşlara 23 Nisan günü saat 17:00’de 1. Meclis’in önünde toplanma çağrısı yaptı.

Ankara Valisi Vasip Şahin durur mu?

Hemen yürüyüşü yasakladı ve emniyete “yürütmeyin” talimatı verdi.

Polis de CHP’lilerin yürüyeceği güzergaha T.I.R.’ları, çekicileri yığmaya başladı.

Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı günden bu yana halk valiliklerin yasaklarına rağmen meydanlara toplanıyor ve protesto/yürüyüş/gösteri hakkını kullanıyor.

Ankara’da da dün aynısı oldu.

Kimse Vali Şahin’in yasağını umursamadı.

Artık yasakçı valiler vatandaşı korkutamıyor.

Bilakis komik duruma düşüyorlar.