AK Partili eski Keskin Belediye Başkanı Dede Yıldırım diyabet ve KOAH hastalığı gerekçesiyle tahliye edilince gözler bir defa daha cezaevindeki hasta tutuklular Murat Çalık’la Menajer Ayşe Barım’a çevrildi.
19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan soruşturma sürecinde tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, bir süredir sağlık sorunları nedeniyle hastane hastane dolaştırılıyor.
Bir menajerlik çekişmesinde iktidar yandaşları tarafından hedef haline getirilen ve Gezi soruşturmasına dahil edilen Barım da zaman zaman koğuşunda baygın halde bulunuyor.
***
Çalık dün yaptığı açıklamada şöyle demiş:
“Kanserle iki kez savaştım, şimdi cezaevinde yaşam mücadelesi veriyorum. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin raporlarında açıkça ‘nüks riski, enfeksiyon riski, ciddi kilo kaybı ve sepsis-hayati tehlike oluşturur’ denmesine rağmen Adli Tıp Kurumu hiçbir tetkik yapmadan ‘nüks etmez’ dedi. Bugün mama ile ayakta kalmaya çalışıyorum. Ben kimseden imtiyaz istemiyorum; yalnızca devletin bana tanıdığı en temel hakkı, yaşam hakkını savunuyorum.”
Merak edip Çalık’ın cezaevinde tutulmaya devam etmesini sağlayan Adli Tıp raporunu okudum.
Bir sürü tıbbi terim kullanılmasına rağmen Adli Tıp özetle “iyi görünüyor, yürüyor, merdiven çıkabiliyor, psikiyatrik bozukluğu yok” gibi gerekçelerle Çalık’ın cezaevinde kalmaya devam edebileceğini savunmuş.
Aşırı kilo kaybı, iştahsızlık, sepsis riski, kanser geçmişi ve nüks etme tehlikesi gibi detaylar ise adeta görmezden gelinmiş.
İzmir’deki hastane kanserin nüksetme riskinin daha yüksek olduğunu vurgulamasına rağmen Adli Tıp o riski de düşük göstermiş.
Uzmanlar Adli Tıp’ın verileri tahrip ettiğini ileri sürüyor.
***
Benzer bir durum Ayşe Barım için de geçerli.
Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Alpay Azap NOW TV’de tek tek sıraladı.
Barım’ın üç adet ölümcül sorunu varmış:
İlki beyninde anevrizma.
İkincisi kalbinin sol kulakçığındaki kalınlaşma.
Üçüncüsü uykuda solunum durması sorunu.
Prof. Azap, Barım’ın bayılma sorunlarının kalp sorunundan kaynaklanmış olabileceğini gayet bilimsel tespitlerle açıkladı.
Silivri’de tutuklu gazeteci Fatih Altaylı da bir mektubunda gardiyanların bir sabah sayımında Ayşe Barım’ı baygın halde bulduğunu anlatmıştı.
***
Ayşe Barım’ın neyle suçlandığı dahi meçhul. Hükümeti yıkma suçlamasıyla içeride tutuluyor. Ancak asıl meselenin menajer olarak kendisine bağlı olan oyuncuları elinden almak isteyen “resmi” ve “iktidar bağlantılı” yapımcı ve menajerlerin yönlendirmesiyle böyle bir soruşturmaya dahil edildiği ve piyasadan saf dışı bırakıldığı iddiası daha çok kabul görüyor.
Murat Çalık hakkında da daha iddianame yok.
İkisi de pek ala tutuksuz yargılanabilirler. Buna karşın ikisi de içerde.
Diğer taraftan, zimmet maceraları Keskin’deki yerel gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan AK Partili eski belediye başkanı Dede Yıldırım’ın hastalıkları gerekçe gösterilerek serbest bırakılması çifte standardın zirvesi haline geldi.
Başlıkta “Adli Tıp Kurumu’dan adalet beklenir mi” diye sormuştum.
Kurumun bir sürü sıkıntılı kararı mevcut, yakında hepsini yazacağım ama sadece Çalık ve Barım ile Dede Yıldırım kararları arasındaki çelişkiler dahi Adli Tıp Kurumu’ndan adalet beklemenin safdillik olduğunu göstermeye yeter.
İktidarın ekonomik kriz itirafı!
Ankara dün çok hareketliydi. Memur Sendikaları her yerde eylemdeydi. Gelen haberlere bakınca İzmir’in İstanbul’un da hareketli olduğunu gördüm.
Ocak 2025’te en düşük memur maaşı 39 bin 177 liraydı. Temmuz 2025’te bu rakam 43 bin 698 oldu. Şimdi pazarlık konusu olan 2026 maaşları. İktidar ilk altı aya yüzde 10, ikinci altı aya yüzde 6 zam öneriyor. Bu teklifle taban aylık ve ekstra 1000 liralık seyyanen zamla Ocak 2026 maaşının 56 bin lira olması söz konusu.
Ancak sendikalar 74 bin ile 100 bin arasında değişen rakamlar talep ediyorlar.
Sendikalarla hükümetin iki gün içinde anlaşması zor görülüyor.
Haliyle kararı hakem heyeti vermek zorunda kalabilir.
Ancak Ankara’da konuşulan şey şu:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hükümet temsilcisine “bir kuruş üstüne çıkarsak mali dengeler bozulur” yönünde görüş bildirmiş.
İkisi de 56 bin liranın üzerinde herhangi bir rakamın hazineyi zor durumda bırakacağı görüşünü savunmuş.
Görüyorsunuz ya...
İkide bir “Ekonomik programımız harika işliyor” mesajı veren Şimşek ve Yılmaz, memura zam söz konusu olduğunda ekonomik kriz olduğunu, kasanın tam takır olduğunu itiraf etmek zorunda kalıyor.
Durum böyle, gerisini memurlar düşünsün.