27 Mayıs 2025 sabahı Dalaman Belediye Başkanı Sezer Durmuş’un mesajıyla uyandım. Saat 06:00’da Kille Koyu’ndan yazmıştı.

Mesaj ekinde de bir video vardı.

İş makinaları bütün heybet ve gürültüleriyle kıyıya sıfır yapılmış taş bir binayı yıkıyordu.

Sonrasında Sezer Durmuş’un döktüğü gözyaşlarını bütün Türkiye gördü.

Kendisinden önceki belediye başkanının koyda milyonlar harcayıp kıyıya sıfır yaptırdığı bina yıktırılıyordu.

Dalaman halkına ait o milyonlar, o milli servet şimdi CHP’li belediyenin işine yaramasın diye çöpe atılıyordu.

***

Üşenmedim araştırdım.

Binayı önceki AK Partili Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş yaptırmış. Bina, Orman Bakanlığı’na ait bir araziye baştan sona kaçak yaptırılmış. Kaçak olduğu için ihalesiz yapılmış.

Taşı, çimentosu, fayansı, borusu her şeyi doğrudan temin yöntemiyle peyder pey alınmış.

İnşaat başladığında, konu Çevre ve Şehircilik İl Başkanlığı Muğla İl Müdürlüğü’ne ihbar edilmiş.

Müdürlük, kaçak inşaatı durdurmak için devreye girmiş. Ancak Başkan Muhammet Karakuş İl Müdürlüğü personelini adeta kovmuş.

Konu Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Dalaman ziyareti sırasında dahi gündeme getirilmiş.

Başkan Karakuş, Bakan Kurum’un uyarısına rağmen inşaata devam etmiş.

Milyonlar harcayarak o kaçak binayı tamamlamış.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Muğla İl Müdürlüğü o kaçak binayı cesaret edip yıktıramamış.

***

Gelin görün ki Karakuş ilk seçiminde koltuğu CHP’li Sezer Durmuş’a kaptırmış. Belki de bizzat kendi kullanımı için yaptırdığı o binanın kontrolü, kullanımı yeni başkana ve ekibine geçmiş.

Sezer Durmuş, o binayı kullanılır hale getirip Dalamanlıların hizmetine sunmak istemiş. Ancak binanın yapıldığı arazi Orman Bakanlığına ait olduğu için bu mümkün olmamış. Durmuş, binanın belediye devredilmesi için çalmadık kapı bırakmamış, ancak sonuç alamamış.

Kille Koyu Vakası! - Resim : 1

Nihayetinde bina 27 Mayıs 2025 günü sabah 05:30’daki şok bir baskınla yıkıldı. O bina için harcanan milyonlar çöp oldu, moloz oldu. Milli servet, bir AK Partili belediye başkanının keyfi uygulamaları nedeniyle yok oldu gitti.

***

Şimdi hesap sorma zamanı. Bu iş ve işlemleri CHP’li bir belediye başkanı yapsa şimdi kodesi boylamıştı. Hatta Ekrem İmamoğlu yapsaydı şimdi bütün yandaş medya koro halinde bu konunun üzerinde tepinirdi. Ancak milli servet olan milyonları çöpe atan AK Partili olunca herkes üstüne soğuk su içmek istiyor.

Yok öyle yağma!

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı CHP’li belediye başkanına nasıl soruşturma açıyorsa, sonunda yine devlet tarafından yıkılan bu binaya milletin milyonlarını gömen Muhammet Karakuş hakkında da soruşturma açılmalıdır.

Ali Koç’un ilan boykotu

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Fenerbahçe Basketbol takımının Eurolig şampiyonluğunu kutlamak için ilan vermiş. İlanlar sadece Sözcü ve NEFES gazetelerine verilmemiş.

Gerçekten üzüldüm. Bizim gazetede okunmuş baklava yeme meselesini eleştiren bir tek ben vardım. Haliyle NEFES’e ilan verilmemesini doğrudan üzerime alındım ve üzüldüm. Zira gazetenin benim yazdığım bir yazı yüzünden gelir kaybetmesi benim açımdan üzücü bir durumdur.

Arkadaşlara gazetenin kaybettiği o gelirin benim maaşımdan kesilmesini teklif etmeden önce Koç Holding’e resmi yollardan NEFES’e böyle bir ilan ambargosu uygulanıp uygulanmadığını sordum.

Gelen cevap, NEFES’e ilan ambargosu olmadığı, ilan işinde tasarrufa gidildiği yönündeydi.

Ne tesadüftür ki Fenerbahçe ilanları konusunda sadece Türkiye’nin en çok satan iki gazetesine ilan verilmeyerek tasarruf edilmiş.

Bu tesadüf açıklamanın inandırıcılığını olumsuz etkilese de ben resmî açıklamayı ciddiye almak istiyorum.

Ancak şunu da söylemeden geçemiyorum:

Eğer gerçek gelen açıklamadaki gibi değilse, NEFES’e ilan verilmemesinden çok Ali Koç’un düştüğü duruma üzülürüm.

Sen kalk koca Koç imparatorluğunun temsilcisi ve varisi ol ve bu durumlara düş!

Böyle küçük şeylerle uğraş.

Normalde şirketlerinde iş dahi vermeyeceği tiplerin önünde iki büklüm ol.

Fenerbahçe camiasına saygım sonsuz.

Her türlü baskıya direnişleri, spordaki başarıları, Cumhuriyet’e ve Ulu Önder Atatürk’e bağlılıkları hepimizin gurur kaynağıdır.

Ancak Ali Koç’un bu küçük davranışlarının bu büyük camiayı temsil etmediğini düşünüyorum ve bu fikrimi açıklama hakkım olduğuna inanıyorum.

İlan ambargosunun iktidarın uyguladığı akreditasyon yasağından, Basın İlan Kurumu’nun yasaklarından ne farkı var ki?

O ilanın verilmemesi NEFES’i batırmaz.

Ancak o ilanın bağımsız gazetelerden bu gerekçe ve bu şekilde kesilmesi, Ali Koç’un da yönettiği şirketlerin de itibarına büyük zarar verir.

Benden söylemesi.