Bir önceki yazımda, İsrail-İran geriliminin ortaya çıkardığı bir gerçek olarak Türkiye’nin hava savunma sistemini geliştirmesi gereğine işaret etmiştim.

Bu yazımın ardından mevcut durum hakkında muhataplarına bazı sorular sordum.

Örneğin, İran bölgedeki ABD üslerini tehdit ediyor. Bu üsleri vurabileceğini söylüyor.

Malumunuz, o üslerden bazıları da bizim topraklarımızda.

Örneğin Kürecik
Radarı var.

Sık sık İsrail’in o radarın verilerini de kullandığı iddia edilir.

***

ABD varlığından söz edeceksek İncirlik’i ilk sıraya koymalıyız.

Türkiye’de ABD askerlerinin bulunduğu diğer birliklere değinmiyorum dahi...

Şimdi soruya gelelim:

ABD, Kürecik Üssü’nü ya da İncirlik’i İran roketlerinden nasıl koruyacak?

Üst düzey bir savunma yetkilisi, bu konunun ABD’lilerle konuşulduğuna dikkat çekti. Kısa süre içinde Kürecik radarının yakınındaki Malatya Erhaç Üssü’ne Patriotlar getirilebilir. ABD aynı şekilde İncirlik’te de Patriot konuşlandırabilir.

Türkiye, ABD’nin bu yöndeki talebine karşı çıkar mı dersiniz?

Elbette hayır.

***

Tersine İran’ın bu üsleri hedef alması, üsler Türkiye topraklarında olduğu için Türkiye’yi de işin içine çekebilir. O nedenle ABD üslerinin korunması için caydırıcı bazı tedbirler alması Ankara’nın da işine gelebilir.

- Patriotun Anadolu’da misafir edilmesi olayı geçmişte de yaşanmıştı.

2003 yılında ABD, Irak’ı işgal ettiğinde
“Operation Display Deterrence” kapsamında Türkiye - Irak sınırının korunması için Diyarbakır ve Batman’da Patriotlar konuşlandırılmıştı. Ayrıca AWACS uçaklarıyla kitle imha silahlarına karşı kullanılan araçlar da Türkiye’ye getirildi.

- 2012’de Suriye kaynaklı tehditler artınca Türkiye NATO’dan destek talep etti. ABD iki Patriot bataryasını İncirlik ve Gaziantep’te konuşlandırdı.

Almanya ve Hollanda 2012-2015 yılları arasında Patriotlarını Türkiye’de
tuttu. Türkiye’ye Patriot desteği veren NATO ülkeleri arasında İspanya ve İtalya da bulunuyordu.

***

Haliyle NATO ülkelerinin ya da ABD’nin Patriotları bugünlerde de yeniden topraklarımıza konuşlanacak. Bu vesileyle Türkiye’nin bir NATO ülkesi olduğunu, ABD’yle her şeye rağmen askeri ittifakımız olduğunu unutanlar anımsayabilir.

İran’ın füzelerinden çekinen muhafazakâr siyasal İslamcılarımız da ABD’nin ve diğer NATO ülkelerinin bu alandaki desteğine yine minnettar kalabilir.

***

Bu gerçeğe odaklanınca insan sormadan edemiyor.

Türkiye her seferinde Patriotları isteyecek ve bekleyecekse, S 400’leri neden satın aldık?

Hatırlayın: 2019 yılında Rusya’yla yapılan anlaşma çerçevesinde 2,5 milyar dolar karşılığında bir S 400 bataryası satın alınmıştı.

Üstelik bu alışverişte çok ısrar edilmişti.

O kadar çok ısrar edilmişti ki Türkiye’nin savunma alanında çok önemli bedeller ödeyecek olması göze alınmıştı.

S 400 satın aldığımız için ABD, Türkiye’yi F-35 programından dışlamıştı. Bir dönem F-35 programının en önemli ortaklarından olan Türkiye, S 400’leri aldıktan sonra bu programdan çıkarılmıştı. Üstelik, Türkiye’nin program için yaptığı katkılar heba edilmişti. Bu dışlanmanın bize iki maliyeti olmuştu:

- 2,5 milyar dolar kaybımız olmuştu.

- Yunanistan, İsrail gibi ülkelerin F-35 gibi 5. nesil savaş uçaklarını filolarına katmasıyla hava kuvvetlerimizde bir zaaf ortaya çıkmış oldu.

***

23 yıl boyunca çok hatalı anlaşmalar yapan iktidarın, bütün aksi uyarılara rağmen S 400 adımını atmasının yanlışlığı bugün gün gibi karşımızda duruyor.

İsrail-İran çatışmasında Hava Savunma sistemlerinin hayati önemi bir defa daha netleşirken bizim Çelik Kubbe projesi için daha yeni düğmeye basmamız, geç kaldığımızın resmidir.

KAAN isimli 5. nesil yerli ve milli savaş uçağının başarılı bir şekilde Hava Kuvvetleri filomuza katılmasını da sabırsızlıkla bekliyoruz ama o konuda da çok yavaş ilerliyoruz.

Ez cümle, İran-İsrail çatışması, sadece hava savunmasının önemini ortaya çıkarmadı, aynı zamanda Türkiye’nin bu konuda yaya kaldığını, haliyle bir defa daha Patriotlara mahkum olduğunu gün yüzüne çıkardı.